Sabah

Böyle bir gazap ne görüldü ne de işitildi

-

DÖNEMİNtarihini yazan Urfalı Mateos, 1114 dep remini şöyle anlatır:

“Vaka şu surette cereyan etti. Mareri ayının

12’sine tesadüf eden pazar günü, Haç Yortusu’nda korkunç bir nişane belirdi. Bunun gibi ilahi gazap ne geçmişte ne de bizim zamanımızd­a görülmüş, işitilmiş ve ne de kitaplarda okunmuştu. Derin bir uykuya dalmış bulunduğum­uz bir sırada aniden müthiş bir gürültü koptu ve bütün dünya sarsıl dı. Yeryüzü şiddetle titredi, kayalar yarıldı ve tepe ler çatladı. Dağlarla tepeler şiddetle çınladı. Onlar canlı hayvanlar gibi şiddetli ses çıkardılar. Dağla rın sesi, kulaklarda bir ordunun çıkardığı gürültü yü andırıyord­u.

Mahluklar, Allah’ın gazabı altında şaşkın bir vazi yet içine düşmüş olup dalgalı bir deniz gibi titriyor lar ve çalkalanıy­orlardı. Çünkü bütün ova ve dağlar bakırdan imiş gibi çınladılar ve ağaçlar gibi sallan dılar. İnsanlar ağır hastalar gibi inliyorlar­dı. Yer yüzünden, dehşete kapılmış ümitsiz bir firari gibi figan ve haykırış sesleri yükseliyor­du.

Bu sesler, zelzeleden sonra da geceleyin bir saat kadar işitiliyor­du. Bu felaket esnasında herkes kendi hayatından ümidini kesti ve kıyamet günü nün geldiğini hissetti. Çünkü tam bir kıyamet gününü andıran bir hâl vardı. Gün pazar, makam ‘var’ (Ermeni musikisini­n sekiz perdesinde­n biri) ve ay da küçülmekte olduğundan her şey kıya met gününü andırıyord­u. Bundan dolayı herkes yeis içine düşmüş ve ölü haline gelmişti. O gece birçok şehir ve bölgeler harap oldu. Harap olan yerler kâmilen Franklar’a aitti. Diğer bölgelerde ve Müslümanla­ra ait olan yerlerde hiçbir zarar vukua gelmedi.

O gece Samsat, Adıyaman, Keysun, Araban ve Maraş şehirleri harap oldu. Maraş’ın akıbeti o kadar feci olmuştur ki takriben 40 bin insan telef oldu. Bu, çok nüfuslu bir şehirdi ve bu felaketten hiç kimse kurtulamam­ıştı. Kozan şehrinde de aynı şey vuku buldu ve sayısız insan öldü. Birçok manastır ve köy harap oldu ve on binlerce erkek ve kadın telef oldu. Karadağ’da bulunan meş hur Basilien Manastırı’nda, aziz Ermeni ruhani leri yeni yapılan bir kiliseyi takdis etmek için top lanmış bulunuyorl­ardı. Bunlar ayin icra ettikleri sırada kilise onların üzerine yıkıldı ve otuz ruhani ve iki vardabet (üst düzey din adamı) enkaz altın da kalarak öldü Onların cesetleri bugüne kadar kalmıştır.

Maraş yakınında bulunup Heusantz (Jesue ents) denilen büyük manastırda da aynı şey vuku buldu. Bu manastır yıkıldı ve bütün rahip ler enkaz altında kaldı. Zelzele durduktan sonra kar yağmaya başladı ve yeryüzü karla kaplan dı. Maşgvor denilen meşhur Ermeni rahibi Grigor orada öldü. Böylelikle birçok Hıristiyan müthiş bir akıbete maruz kaldılar. Bu onların günahla rı yüzünden olmuştur. Çünkü bunların her biri Allah’ın çizmiş olduğu yolu terk edip yanlış yolla ra girmiş, mukaddes kitaplarda yazılı olan tem bihlerden yüz çevirmiş ve çılgınca hareketler­de bulunmuşla­rdı. Onlar Hazreti Nuh zamanında, telef oluncaya kadar sırf yiyip içmekle vakit geçi ren insanlar gibi hareket ettiler ve işte nihayet Allah’ın gazabına uğradılar ve işledikler­i büyük günahlar yüzünden telef oldular.”

 ?? ??
 ?? Kahramanma­raş. ?? 19. yüzyılda
Kahramanma­raş. 19. yüzyılda

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye