Sabah

Yalan haberler canımızı yaktı

- HASAN BASRİ <ALd,N KaVaQ yaOFLQ#VaEaK FoP Wr SMS HB< ya] ·yH J|QGHr

'epremin kendisi başlı başına can yakıcıydı. Üstüne bir de yalan ve kışkırtma haberlerle uğraşmak zorunda kaldık. Anlaşılır gibi değil. Bazı kimselerin kalpleri bu kadar mı kararmış? Arama kurtarma ekiplerini yanıltacak yüzlerce binlerce paylaşım yapıldı. (kiSler o sahte ihbar larda geçen enkazlara koşar ken kim bilir kaç canımızı kaybettik"

Hadi bu tür ihbarların iyi niyetten ve işgüzarlık­tan kaynaklı yaygınlaşt­ığını düşünelim. Ya örgütlü olanlarına ne diyeceğiz? Hatay’da baraj yıkıldığın­a dair haberler bile yapıldı. Hem arama ekipleri kurtarma faaliyetle­rine ara vermek zorunda kaldı hem de şehrin içinde muazzam bir kaçış kargaşası oldu.

Bir de yağma haberleri var. Açıklamala­r yapıldı. Yağma sayıları verildi. Gerekli tedbirleri­n alındığı resmi makamlarca bildirildi. Ama buna rağmen yağma haberleri köpürtüldü­kçe köpürtüldü.

Çok can sıkıcı değilmiş gibi görünebili­r. Asayişin sağlanması için gerekli görülebili­r. Ama bu tür köpürtmele­rin aslında hem psikolojik hem de idari sorunlar çıkardığı çok açık. Bir hafta süre içerisinde toplam 25 yağma olayı tespit edilmiş. On şehirde bunca süre zarfında 25 yağma suçu aslında çok bile değildir. Normal şartlar altında dahi on şehirde bu kadar suç işlenebili­r. Toplu bir yağmadan değil, birkaç münferit olaydan bahsediyor­uz.

Bunlar abartıldık­ça şehirlerde çadırlara sığınmak zorunda kalan insanları korkutuyor­sunuz. Evini terk etmek zorunda kalan insanlar geride bıraktıkla­rının yağmalanac­ağını düşünmeden edemiyor. Kamu düzeni sarsılıyor. Yani aslında yağma haberlerin­i abartmak aslında yağma düzeninin doğmasına bile hizmet edebilirdi. Allah’tan işler o safhaya hiç geçmedi. Kamu otoritesi bağlamında ciddi bir sıkıntı hiç olmadı. Ama kargaşa ve kriz görüntüsü üretmeye çalışanlar bu tür haberleri maalesef sürekli pompaladı.

Halbuki sahada çalışanlar­ı ve depremzede­leri görseniz yağma haberleriy­le bu kadar çok zaman kaybettiği­mize utanırsını­z. Maraş’ta günlerce yardım faaliyetle­rine katıldım. İnsanlar vakar ve teslimiyet içerisinde bu günleri atlatmaya çalışıyor. Yemek ve erzak dağıtımlar­ı sırasında yüzlerce kez aynı ifadeyi duydum. “Yeter abi, başkaların­a da kalsın.” İçiniz burkulur. Bu milletin metanetine ve sabrına hayrına kalırsınız. Günlerce tek bir açgözlülük örneğine rastlamadı­m.

Sokak ortasında yüzlerce genç yiyecek-içecek dağıtıyor. Herkes bir yardımlaşm­a ve dayanışma havası içinde. “%ir can daha kurtulur mu acaba” diye hevesle ve umutlu herkes enkazların karşısında sessiz ve sabırla bekliyor. Sessizlik isteniyor. Tüm şehir susuyor. “Çökün” deniyor. Herkes olduğu yere çöküyor. Yeter ki bir can daha kurtulsun diye.

Ama maalesef bütün bunlara rağmen

sosyal med yada Ye hatta geleneksel medyada yağma haberle rinin genel görüntüymü­ş gibi sunulması can yakı yor.

Tabii ki her toplumda suçlular var. Olacaktır da. Ancak yağma dediğiniz başka bir olgudur. Toplumsald­ır. Kontrolden çıkmış şehirlerde kontrolden çıkmış kitlelerce yapılır. Şükürler olsun ki, bizim milletimiz öyle bir millet değil. O nedenle bölgenin adının yağmayla anılmasını bile hazmedemiy­orum. Lütfen herkes kullandığı dile dikkat etsin diyeceğim ama birilerini­n bilerek bunu yaptığını düşündükçe §Allah’ım bu millet içinde ki bu kadar düşmanla nasıl baş edecek” diye sormaktan başka bir şey yapamıyoru­m.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye