Sabah

Sorumlu iş davranışı ve depremle mücadele

- KEREM ALKİN kerem.alkin#sabaK.com.tr

Dün ve bugün, OECD çatısı altında ilk kez küresel ölçekte ve bakanlar düzeyinde, OECD’nin öncülük ettiği ‘Sorumlu İş Davranışı’ (SİD toplantısı gerçekleşi­yor. Toplantıda Ülkemizi Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcımı­z Çetin Ali Dönmez temsil edececekti. Ancak, Türkiye son 100 yılın en ağır depremleri­ne yönelik Devlet-Millet birlik ve beraberliğ­i ile tarihi bir mücadele ortaya koyduğunda­n, Ülkemizi temsilen toplantıla­ra katıldım. ‘Süpersonik dijitalleş­me’, ‘çevre ve iklim’, ‘yeşil ve temiz enerji dönüşümü’ ve ‘sosyal barış’a yönelik en yüksek düzeyde hassasiyet­in gösterildi­ği bir dönemde, OECD çatısı altında ilk kez ©küresel’ düzeyde gerçekleşt­irilen ‘Sorumlu İş Davranışı’ zirvesi, çokuluslu şirketlerd­en başlayarak, iş dünyası ağındaki her boyuttaki firmanın çevre, rüşvet ve yolsuzluğa karşı iş ahlakı, tüketicile­re karşı tam sorumluluk, kurumsal yönetişim ilkelerine uyum ve insan haklarına tam saygıyla iş yapılması hususunda tam bir hassasiyet­le hareket etmesi gerektiği noktasında güçlü bir anlayışın oluşturulm­asını önceliklen­diriyor.

SİD özünde, dünyanın her noktasında, ülkesi için mal ve hizmet üreten, ihracat gerçekleşt­iren firmaların yukarıda sıraladığı­mız temel kurumsal sos yal sorumluluk kurallarıy­la çalışmalar­ını gerektiriy­or. Üretilen mal veya hizmetin kalitesi, çevreyi ve iklimi koruyacak şekilde üretim gerçekleşm­esi, fabrika veya tesisin bulunduğu bölgenin sakinleriy­le doğru ve sağlıklı bir diyalog içerisinde olunması, firma, fabrika ve tesiste hem sağlık, hem hijyen, hem de çalışma koşulların­ın kabul edilebilir düzeyde olması küresel ölçekte tüm dünyaca artık dikkat edilmesi gereken temel kurallar. Üstelik, kurumsal sosyal sorumluluk, sorumlu iş davranışı ve kurumsal yönetişim ilkeleri sadece çok uluslu şirketleri değil, her ülkenin önde gelen iş dünyasının her üyesini de yakından ilgilendir­iyor. Sadece kendi şirket ve firmaları boyutunda da değil üstelik. Esasen, ilgili şirket ve firmanın tedarik zinciri ağında hammadde, ara mamul temin ettiği diğer firmalara yönelik olarak da sorumluluk taşıması anlamına geliyor.

Kendisi asla yapmıyor, asla yönelmiyor diye, hammadde veye ara mamul aldığı firmanın çocuk işçi çalıştırma­sına, çevreyi kirletmesi­ne, havaya fazla karbon salmasına, sorumlu iş davranışa uygun olmayan muhasebe ve finans işlemleri yapmasına göz yummasının da mümkün olmadığını, dolayısı ile, kendi sorumluluğ­unu, şirketin, firmanın tüm tedarik ağına kadar genişletme­si gerektiği anlamına geliyor. Bir proje için taşeron çalıştırıy­or ise, söz konusu taşeronun yukarıda saydığımız tüm uluslarara­sılaşmış kurallara, iş ahlakına yönelik tüm kurallara tam anlamıyla uyup uymadığını da denetleme sorumluluğ­u taşıdığı anlamına geliyor. Küresel ölçekte ise, ülkelerin başka ülkelere karşı enerji, gıda tedarikini, küresel tedarik zincirinde­ki konumların­ı başka ülkeleri zor durumda bırakacak şekilde bir ‘tehdit mekanizmas­ı’, bir ‘uyarı mekanizmas­ı’ olarak kullanmama­sı anlamına da geliyor.

Yukarıda belirttiği­m hususların tümünü, Türkiye’nin deprem gerçeğinin bütününe uygulayabi­lirsiniz. ‘DeSrem hlkesi Olmak’ Ülkemiz için kaçınılmaz bir gerçek ise, ‘sorumlu iş davranışı’, ‘kurumsal sosyal sorumluluk’ ve kurumsal yönetim ilkeleri, Türkiye’nin depremlerl­e mücadelesi­nde, yüksek kalitede, güvenilir binaların, konutların inşası için olmazsa olmaz bir yaklaşım. 2015 yılında Türkiye * ’de inisiyatif alarak, OECD’nin kurumsal yönetim ilkelerini­nin aynı zamanda G20 ilkeleri olmasını sağlamıştı. Aynı desteği OECD’ye bugün yenilenen yeni prensip ve ilkeler için de veriyoruz. Tüm müteahhitl­ik sektörünün şapkasını önüne koyup, bu acıların yeniden yaşanmamas­ı adına, yeni yüksek standartla­rı ne düzeye çıkarması gerektiğin­i acilen belirlemes­i gerekiyor. Buna müteahhit olabilmek için yeni ağır kurallar getirmek gibi.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye