Deprem provokatörü Kılıçdaroğlu!
6’lı Masa denilen ucube yapı nın en güçlü cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun, son dönemde bir yerlerden icazet alamayınca iyice hırçınla şacağını biliyorduk. Ancak siyasi planlarını deprem acılarına alet edeceğini asla düşün mezdik. Kılıçdaroğlu afetin ikinci günün den itibaren çok açık bir şekilde “deprem provokatörlüğü” yapıyor.
İlk gün sağduyulu mesajlar verince biraz ümitlenmiştik. Ancak 48 saat bile geçme den yine nefret dilini kullanmaya başla dı. Kamuoyu tepkisi, depremzedelerin acısı, göçük altında kalan insanlar hiç umurun da değil. İktidar bu büyük afetle mücadele ederken o, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bel altı vurarak puan kazanma derdinde.
Attığı tweet’ler yalan çıktı
Önce, “Yaşananlara siyaset üstü bakmayı, iktidarla hizalanmayı red dediyorum. Erdoğan’la, sarayıyla ve rant çeteleriyle hiçbir zeminde buluş mayacağım” dedi. Yani şunu demek isti yordu: “Yaraların sarılmasında destek olmayacağım, provokatörlük yapaca ğım.” Sonra akla mantığa uymayan twe et’ler atmaya başladı:
“Kapanan Hatay Havalimanı’nı onarıyoruz. Gelsinler tutuklasınlar.” “Binlerce TIR yardımla halkımızın yanındayız. Gelsinler tutuklasınlar.” Seni kim tutuklayacak, neden tutuklayacak kimse anlamadı. Anlamasını da beklemiyor du zaten. Hatay Havalimanı’nın onarılması, İskenderun Limanı yangınında yaptığı açık lamalar teker teker yalanlandı. Rezil oldu ama onun umurunda bile değildi.
Kılıçdaroğlu bununla da yetinme di. Hatırlarsınız FETÖ’nün 15 Temmuz iha netine “Kontrollü darbe” demişti. Bütün dünyadaki bilim adamlarının asrın felake ti dediği bu büyük doğal afeti de önemsiz leştirmeye çalışıp şöyle dedi: “Şimdi de ‘Asrın felaketi’ kampanyasını başlat mış. Tek şey hamaset, boş sloganlar.”
Bağışçıları tehdit etti
Kılıçdaroğlu son olarak ATV stüdyo larının ev sahipliğinde gerçekleştirilen tarihi yardım kampanyasını hedef aldı. “Türkiye Tek Yürek” kampanyasında rekor bağış toplanmasını hazmedemeyen CHP lide ri, bu kez bağışçı işadamlarını tehdit etti. Kılıçdaroğlu’nun ne yapmak istediği ni anlayabilmiş değilim. Hayatım boyun ca birçok siyasetçi tanıdım ama onun kadar “nefret dili”ni kullanmaktan çekinmeyen bir siyasetçi görmedim. Benim endişem, bu söylemi daha ileri taşıyarak toplumsal barışı tehdit eder hale gelmesi.