İlmi belki çok ama irfanı yok
Saçmalık!
Sanki
jeoloji biliminden ve modern inşaat teknolojisinden önce yeryüzünde doğru düzgün tek bir şehir kurulmamış gibi konuşup dur manın âlemi var mı?
Sismologlar önümüze rakamları koy masalar, depremin ne büyük bir felaket olduğunu anlamaz mıydık?
Sanırsınız ki...
İnsanlık yeryüzünde türlü çeşitli mede niyetlerden gelip geçmemiş de, bu bey lerin karşısına baldırı çıplak olarak gelmiş!..
Dikkatli bakınca anlayacaksınız... İlmi belki çok ama irfanı yok adamlar ekranları doldurdular.
Oysa henüz kendi aralarında iki dep rem mi oldu, yoksa üç deprem mi konu sunda bile anlaşamadılar.
“geri
Bu beyleri dinlememek zekâlılık”mış...
Böyle diyerek insanların tarifsiz acı ları üzerinde tepinip duruyorlar.
Belli bir taraftar kitleleri var, beylerimiz halkı aşağıladıkça zevkten dört köşe olan bir kitle...
Onlar daha da beterler. Depremzedelere, “Bak işte doğru olanı görmeniz için yanlışla imtihan oldunuz” diyecek kadar sapıttılar.
Bilim elbette gereklidir, iyidir, hoştur, faydalıdır...
Ancak hiçbir toplumda işler bu beylerin söylediği gibi yürümez.
“Bak akıl öyle diyor” deyince öyle olmaz!
Çünkü toplum diyerek tanımladığı mız yapılar rasyonel değillerdir; haz lar ve hayallerdir damgasını vuran...
Topluma akılcı bir çekidüzen veren şey devlet ile millet arasındaki uyumdur.
Devletlerin asıl yeri ve işlevi budur.
İşimizi doğru düzgün yapmayı unuttuy sak...
Vur patlasın çal oynasın para kazanmakla aklımızı bozduysak...
En sakin taşra şehirlerini bile canavarı andıran kentlere dönüştürdüysek...
Bilimi dinlemediğimiz için değil... Ekonominin faydalarını toplumsal ahlakın önüne geçirdiğimizdendir.
Öyle bir çırpıda konuşarak halledeme yeceğimiz kadar bela bir meseledir.
Sonuç olarak...
Masum değiliz hiçbirimiz, bu bir... Ekonomik çarkla yüzleşmeyeceksek, medarı maişet motorunu yok sayacaksak, açgözlülük problemimizden fellik fellik kaçacaksak, sabahlara kadar jeolog konuş turalım, fayda etmez, bu da iki...