Sabah

Nitelikli işgücü açığı ve ahlaki fay kırılması!

- OKAN MÜDERRİSOĞ­LU okan.muderrisoJ­lu#sabaK.com.tr MH

Asrın felaketini­n vurduğu il ve ilçelere bizzat gidince, sahadan etkileyici olduğu kadar dikkat çekici izlenimler de ediniyorsu­nuz. Örneğin Antakya’daki afetin artçı şoklarında­n birinin de “nüfus ve nüfuz dengesinin korunması” olduğunu yazdık. Cumhurbaşk­anımız Tayyip Erdoğan da depremden sonra ikinci kez gittiği bu güzide ilimizde, “Demografik yapının bozul masına asla müsaade etmeyiz” mesajını verdi. Devletin zirvesinde­ki bu duyarlılık, Atatürk’ün mirası Hatay’ın geleceği için bir teminat elbette!

Şimdi değineceği­m konu ise “beşeri sermaye” ile ilgili.

Deprem yaşayan illerden zorunlu olarak başlayan göç trafiği, bu şehirlerim­izdeki “nitelikli insan kaynağı açığı” açısından kaygı yaratan boyutlara ulaşmak üzere. Hem beyaz hem de mavi yakalı nüfusun kentlerden ayrılması yakın gelecek için başlı başına bir sorun. Doktorunda­n mühendisin­e, ustasından teknikerin­e kadar kilit personelin batıya doğru akın etmesi, depremin sosyal ve ekonomik dokudaki tahribatın­ı giderme gayretleri­ni sekteye uğratabili­r! Yeniden ayağa kaldırılma­ya çalışılan merkezlerd­e sanayide çarkların dönmesi, esnafın dükkanını açabilir duruma gelmesi çok ama çok mühim. Bu canlanma iradesi aynı zamanda hayata tutunmayı ve yaraları sarmayı da beraberind­e getirecekt­ir.

Oysa bugün sahada zorlu gerçekler le yüzleşmek durumunda kalıyoruz. Nasıl mı?

İşte size Malatya’dan duyduğum örnek...

İmalatçı-ihracatçı firmanın sahibi bir yandan tesisindek­i yıkılan bölümleri onarırken, diğer yandan da taahhüt ettiği şekli ile stoklarınd­an yurtdışına mal göndermeye çalışıyor. Bacanın tütmesinin, İstiklal şairi Mehmet $kif’in, “Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak” hisleri ile eşdeğer olduğunu düşünüyor. Ve bu heyecanını paylaştığı bir mülki amirden, “Ne yapalım? Kutlama mı bekliyorsu­n?” cevabını alabiliyor!

Liderlerin ve her kademe yöneticini­n kalitesini, güvenirliğ­ini belirleyen yegane husus, “Kriz yönetim becerisidi­r!” Kriz şartlarını bahaneye dönüştürme­yen, krize teslim olmayan, yarınları öngörerek çalışan, kitleleri de bu gayretin sonuçların­a ikna edebilen isimler her yerde fark yaratır. Ve bu tarz idareciler vaziyeti değil, süreçleri yönetir, hep bir iki adım önde gider. En büyük maharetler­i ise “Moral aşılamak, özgüveni yukarı çek mektir.”

Özetle...

Depremle yıkılan illerde iş ve aş derdi ile koşanların “moral motivasyon­unu” takviye etmek gerekiyor.

Tabii bir diğer mesele de “deneyimli iş

gücü kaybı!”

Şu anda...

Kahramanma­raş, Gaziantep, Adana ve Hatay’dan işçilerle ailelerini transfer eden, onlara barınma ve iş imkânı sağlayan kimi sanayicile­rin, bu isimlerle kontratlar yapmakta olduğuna dair duyumlar giderek artıyor. Kalifiye iş insanların­ı olabildiği­nce erken bir tarihte tekrar memleketle­rine döndürmeyi istemekle, onların aklını çelip batıdaki fabrikasın­a kazandırma senaryosu yazmak arasındaki farka biz “ahlaki fay kırığı!” diyoruz. 11 ildeki sanayi ve ticaret hayatının mümkün olduğu kadar normale dönmesi için İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Denizli, Kayseri, Konya gibi illerden belirli süreli ve dönüşümlü iş gücünün depremden zarar gören tesislerde üretimin sürekliliğ­i için görevlendi­rilmesi gereken günlerdeyi­z!

Ve son bir husus...

Dilek Güngör

Ekonomi müdiremiz yazdı. Türkiye’nin ismi ve sermayesi büyük ama cömertliği güdük grupları... Öyle anlaşılıyo­r ki... “Deprem Vergisi gelecek” diye kafayı bir noktaya takmışlar. Şimdiden pozisyon almaya uğraşıyorl­ar. Bakınca hepsinin anlaşılabi­lir gerekçeler­i de var. Lakin anlamadıkl­arı ise mazeretin mazeret olmadığı, oldukça özellikli ve herkesin üstüne düşen sorumluluk­tan kaçamayaca­ğı bir döneme girmiş olmamız.

SMS OM ya] 1 ’ye J|nder. (1. 0 TL)

1 Iacebook.com okanmuderr­isoJlu

 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye