Sabah

Ders alınır mı?

- HASAN BASRİ YA/d,N KDVDQ \DOFLQ#VDEDK FRP WU ’\H J|QGHU

Deprem sonra sında uzman hocalarımı­z dan en çok duydu ğumuz ifadelerde­n biri: “Ders almalı yız.” Aslında bunu her duyduğumda tüylerim diken diken oluyor. Doğa bilimci hocalarımı­z, pek bil medikleri bir alanda basmakalıp ifadeler üretiyor. Çünkü ders almak, toplumsal bir olgudur. Ve hiç de onların sandığı kadar kolay bir iş değildir.

Bir sosyal bilimcinin, “Tanrı kolay soruları fizikçiler­e verdi” ifadesini hiç aklımdan çıkarmam. Ders almak veya benzeri hiçbir olgu, bina dinamiği hazır lamak kadar kolay bir iş değildir. Hangi kolona ne kadar yük yüklenebil­eceği ni kolayca hesaplayab­ilirsiniz; ne olur sa insanın ders çıkaracağı­nı veya hangi dersi çıkaracağı­nı yahut doğru dersi çıkar sa da ona uygun hareket edip edemeye ceğini bilemezsin­iz. Çünkü insan deni len yaratık bir maddeden ibaret değildir. Fizikteki gibi bir birimlik kuv vet uyguladığı­nızda bir birim hareket ede ceğini varsaymazs­ınız. İnsanı bir birim itti ğinizde bir birim de gidebilir iki birim de veya dönüp size bir yumruk atmayı da tercih edebilir.

Bu nedenle ders almak otomatik bir süreç değildir. İnsan kolay kolay ders almaz. Alsa da doğru dersi alıp almadı ğını bilemeyiz. Yine doğa bilimci hoca larımızın sandığı gibi bu sadece bizim toplumumuz­a ait bir durum da değil. Savaş tarihinden en bilindik örneği vere yim. İnsanlar Birinci Dünya Savaşı’ndan ders aldıkların­ı düşündükle­ri için İkinci Dünya Savaşı çıkmıştır. Çok büyük bir çoğunluğu yanlış dersi çıkardı ve bunlar Avrupa’nın pek kıymetli kafalarıyd­ı.

Hele hele doğa bilimciler­imizin çapraşık ifadele rini duydukça ne dersi çıkaracağı­mı zı anlayamıyo­rum. Mesela, “Yüksek bina sorun değil dir” diyen de var yüksek binalar dan şikâyet eden de. “Zemin çok önemli değil” diyeni de duydum. “Zemin en önemli unsurdur” diyene de rastladım. Bunlar öyle ayrıntı konular değil. En temel baş lıklarda bile tuhaf bir kakofoni var.

Mesela ısrarla soruyorum. Kaç bina zemin nedeniyle yıkılıyor? Kaç bina mühendisli­k hatasıyla yıkılıyor? Kaç bina da denetleme sorunu var? Yönetmeliğ­e uygun kaç bina yıkılmış? Elinizde istatis tik veri var mı? Daha önceki örneklerde­n genellemel­er yapabilir miyiz?

Bu sorulara maalesef cevap verene rastlamadı­m. Genelde “çoğu”, “bazı sı”, “pek çoğu”, “kimisi” gibi muğlak ifadelerle karşılaşıy­orum. Bence asıl sorun da burası. Bilim insanları bize ders alma mızı önereceğin­e şu rakamları önümü ze koysa belki biz de kendimizce bir ders çıkarabili­rdik ama elde bir rakam olmadı ğı için neye odaklanaca­ğımızı da maalesef bilemeyece­ğiz.

Dahası üstten bir dil kullanarak,

“+klk zayıf binalarda denetimden kaçan bilinçsiz insanlar var”

acım iki katına çıkıyor.

gibi ifadeler kul landıkları­nda

Bazı insanların sırf bilinçsizl­ik nedeniy le kendi canını tehlikeye atabilecek oldu ğunu düşünme duyarsızlı­ğına sahip olma ları beni çileden çıkartıyor. Herkes tabii ki en güvenli evde yaşamak ister. Ama aynı insan çaresizlik durumunda birçok riski göze alabilir. “Doğrudur” diye söylemi yorum. “Gerçektir” diye söylüyorum. Bu gerçekliği göz ardı ederek hiçbir ders çıkartamaz­sınız. Benden söylemesi.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye