Sabah

Altılı Masa’da Yavaş blöfü

- Mahmut g9hR mahmut RYur#VaEah FRm tr ·\e J|nGer MH IaFeERRN FRm/mahmutRYur

+er biri tek tek siyasi çaresizlik Ý içinde olan 6 parti, aylardır toplantı üstüne toplantı yapmaların­a rağmen en azından kendi sosyolojil­erini umutlandır­acak bir çare üretemedi. Ne ortaya koydukları güçlendiri­lmiş parlamente­r sistem ne de siyasi yol haritaları umut verdi. Geriye bir tek adayın kim olacağı kaldı. O da kavgaya yol açtığı için bir türlü belirlenem­iyor.

Nihayet bugün sanki o konuda adım atılacakmı­ş gibi bir hava var. Doğrusu bu hava da aldatıcı görünüyor; çünkü son iki-üç gündür ikili görüşmeler­e, kahvaltılı buluşmalar­a rağmen siyasi ayak oyunları ve gerilim bitmiş değil.

Tarihin en büyük deprem felaketine rağmen masadaki siyasi oyunlar hiç bitmedi.

İş öyle bir noktaya vardı ki, düne kadar adaylık hesabı dışında kaldığını söyleyen ABB Başkanı Mansur Yavaş bile yeniden piyasaya çıktı:

“*örev olarak kabul edebili rim, böyle bir karar oybirliği ile alınırsa...”

“Bu da nereden çıktı?” demeye kalmadan siyaset kulisleri hareketlen­di.

Acaba son görüşmede Akşener, Kılıçdaroğ­lu’nu ikna mı etti? Doğrusu bu ihtimal zayıf görünüyord­u; çünkü Akşener’in Yavaş’ı sevmediği ve İmamoğlu dururken onu tercih etmeyeceği biliniyord­u.

Peki, o zaman Yavaş neden böyle bir açıklama yapmıştı?

Tıpkı Bizans gibi Altılı Masa’da da oyun içinde oyun vardı.

Siyaset kulislerin­de son 4 saatte Yavaş’ın bu çıkışı üzerine o kadar senaryo yazıldı ki şaşıp kalmamak mümkün değildi. Ama en akla yatkını, bu kurgunun bir Kılıçdaroğ­lu yapımı olduğuydu. Anlayacağı­nız Kılıçdaroğ­lu, önündeki İmamoğlu engelini hâlâ aşamamıştı. O yüzden de onu dengelemek için devreye Yavaş’ı sokmuştu.

Yani anlayacağı­nız bu kez Yavaş kartını Kılıçdaroğ­lu kullanıyor­du. Bir anlamda “blöf” çekiyordu. Ancak karşısında Kılıçdaroğ­lu’nun adaylığını engelleyem­ediği için kaybedeceğ­ini düşünen bir Akşener vardı ve o blöfü görebilird­i. O zaman ne olacak? Onu da Kılıçdaroğ­lu düşünsün.

Gördüğünüz gibi karşımızda hâlâ siyasi ayak oyunlarıyl­a toplumu

TeO SMS MOV \a] oyalayan bir masa var ve o masadakile­r tarihin en kırılgan noktasında Türkiye’yi yöneteceği­ni sanıyor. Bu mümkün mü?

Üstelik seçimlere de şunun şurasında -Başkan Erdoğan bir kez daha altını çizdi; seçim 14 Mayıs’ta2 ay 14 gün var ve hâlâ ortada bir aday yokken...

Bu tablo bana Macaristan seçimlerin­in sonucunu hatırlattı. Tesadüf mü değil mi siz karar verin; Macaristan’da da 6 partili bir ittifak vardı ve o ittifakı ABD ile AB açık açık destekliyo­rdu. Buna rağmen ezici farkla kaybettile­r.

Bu merkezler şimdi aynı şeyi

Altılı Masa’ya destek vererek yapıyor. Bunun için de aylardır bütün Batı medyasında, tek bir merkezden düğmeye basılmış gibi sabah akşam Başkan Erdoğan ve Türkiye karşıtı haberler çıkıyor. Araya “Türkiye’nin önü açılacak” gibi “havuç” sıkıştırma­yı da ihmal etmiyorlar. Neyin karşılığı?

Onu da; +uJo Di[on imzalı Reuters analizinde­n okuyalım:

“Yeni bir hükümet hem AB hem de ABD ile daha yakın iliş kiler kurmak için iyi bir konum da olacaktır. Demokrasiy­e olan bağlılıkla­rı, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelik lerini onaylamala­rı da bu yolu kolaylaştı­racaktır.”

İmamoğlu özür dilemeli

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun adaylıktan vazgeçmedi­ği hatta “seçimlerin ertelenmes­ini” isteyecek kadar adaylık pazarlığın­ın içinde olduğu biliniyor. Dün İstanbul depremini dert edinen bir çıkış yaptı. İnanılır gibi değil; 4 yıldır deprem için kılını kıpırdatma­yan, kentsel dönüşümler­e karşı çıkan, deprem bütçesini küçülten biri şimdi İstanbullu­lardan özür dilemeden, “siyaset üstü” çağrı yapıyor. Samimiyets­izliğin bu kadarına pes doğrusu...

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye