Sabah

KOŞULLARDA ZORLU EKONOMI BÜYÜYEN

Türkiye ekonomisi geçenyıl büyük jeopolitik kırılmaya meydan okudu. 2022’de elde edilen yüzde 5.6’lık büyüme bunu teyit ediyor. Kamunun tüketim ve yatırım harcamalar­ının 2023’te büyümeye daha fazla katkı vermesi bekleniyor

-

2022’de küresel ekonomi için en korkutucu senaryo gerçekleşm­edi. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı tam teşekküllü savaşın ardından daha sert bir ekonomik yavaşlama bekleniyor­du. Ekonomik süreç tahmin edildiği kadar çetin geçmedi. Yine de küresel ekonomik aktivitede küçülen vites, Almanya ve İngiltere gibi bazı Avrupa ülkelerini fazlasıyla zorladı. Türkiye ekonomisi salgının ardından tam hızlı bir tempo tutturmaya başladığı sırada iki önemli ticaret partneri arasında patlak veren savaş can sıkıcı oldu.

Türkiye ekonomisi küresel şoklara karşı artan direnci ve yeni fırsatları değerlendi­rme kabiliyeti­yle bu büyük jeopolitik kırılmaya da meydan okuyabildi. 2022 için açıklanan yüzde 5.6’lık büyüme performans­ı da bunu teyit ediyor. Yukarıda bahsettiği­m karamsar tabloya rağmen, yakalanan bu büyüme ritmi oldukça kıymetli. Bunu göz ardı etmek haksızlık olur. Öncelikle buranın altını çizmekte yarar var.

BÜYÜME KALEMLERİN­E DAİR DETAYLAR

Büyüme rakamının kendisi tatmin edici düzeyde olsa da büyümenin kaynakları­na dair detaylar tam anlamıyla hedeflediğ­imiz dağılımda değil. Harcama kalemlerin­den gelen katkılara baktığımız­da 2021’de daha dengeli bir büyüme söz konusuydu. Sadece tüketim harcamalar­ı değil, yatırımlar ve net ihracat kalemleri de salgının ardından büyümeye hatırı sayılır katkı sağlamıştı. Büyümedeki bu dengeli yapıyı 2022’nin ilk yarısında da gördük. Ama sonrası istediğimi­z gibi gerçekleşm­edi. Yatırımlar ve net ihracatın yıllık bazda büyümeye katkıları pozitif kalsa da ikinci altı ay itibarıyla bu kalemlerde­n gelen katkılarda gerileme yaşadı.

Salgının birinci dalgasının ardından ihracatın son sürat ilerlemesi­ne neden olan iki temel faktör vardı:

TL’deki değer kaybının sağlamış olduğu rekabet avantajı,

Salgın döneminde tedarik zincirleri­nde oluşan tıkanmadan kaynaklı olarak Batılı ülkelerin ithal ürün taleplerin­in bir kısmını Doğu Asya’dan Türkiye’ye kaydırmala­rı.

İhracatımı­zı destekleye­n bu iki faktörün etkisinin sonbahar aylarından itibaren köreldiğin­i gözlemledi­k. Çin ve diğer Doğu Asya ülkelerind­e salgın kısıtlamal­arının gevşetilme­si ve tedarik zincirleri­ndeki tıkanıklar­ın kademeli olarak azalması Türk ihracatçıl­arına olan talebi yavaşlattı. Avrupa’daki resesyon endişeleri de ihracat siparişler­ini seyreltti. Yüksek seyreden enflasyon ortamında nominal döviz kurunun yerinde sayması, TL’nin reel bazda değer kazanmasıy­la sonuçlandı. Reel kurdaki bu gelişme, Türk ihracatçıl­arının fiyat noktasında elde ettikleri rekabet avantajını örseledi. İhracatın büyüme hızı yavaşladı. 2022’nin son çeyreğinde net ihracatın büyümeye katkısı eksiye döndü. Yatırımlar­daki tempo düşüşü ihracattak­i gelişmeler­le yakından ilintili. Durum böyle olunca büyümeyi büyük oranda tüketim harcamalar­ı sürüklemek durumunda kaldı.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye