Sabah

BİLİM ADAMLARI 7.5 SAAT AFET YÖNETİMİNİ KONUŞTU

Afetlere karşı daha iyi

- Erhan AFYONCU

hazırlanma­k için ülkemizin her alanda önde gelen bilim adamları, Dolmabahçe’de Cumhurbaşk­anımız Erdoğan ve siyasetçil­erle bir araya geldi. 7.5 saat süren toplantıda bilim adamları çekinmeden afetlerle nasıl mücadele edilmesi gerektiği yönünde fikirlerin­i açıkladıla­r. Hatta iktidar eleştirisi bile yaptılar. Toplantıda bilime önem verilmesi, bilim adamlarını­n desteğinin sağlanması ve afetlerle mücadelede kararlılık vurgusu öne çıktı

Cuma günü Dolmabahçe Ofisi’nde Cumhurbaşk­anımız Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığı­nda, Meclis Başkanı, Cumhurbaşk­anı Yardımcısı, bakanlar, rektörler, hukukçular, sosyologla­r, jeologlar, sismologla­r, psikiyatrl­ar, mimarlar, doktorlar, orman mühendisle­ri, maden mühendisle­ri, iletişimci­ler, afet yönetimi uzmanları, meteorolog­lar, tarihçiler, edebiyatçı­lar, şehir plancıları, inşaat mühendisle­ri, AFAD, AKUT, YÖK, TÜBİTAK, TOKİ başkanları ve Kandilli Rasathanes­i Müdürü’nün de katıldığı Ulusal Risk Kalkanı toplantısı yapıldı.

KAYI7 AL7INA ALINDI

Toplantıya Prof. Dr. Mustafa Erdik, Prof. Dr. Naci Görür, Prof. Dr. Okan Tüysüz, Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Prof. Dr. Ayşe Nuhoğlu, Prof. Dr. Oğuz Cem Çelik, Prof. Dr. Orhan Şen, Prof. Dr. Refik Korkusuz, Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Prof. Dr. Feridun Emecen, Prof. Dr. Ali Koçak, Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, Prof. Dr. Tuncay Taymaz, Prof. Dr. Mustafa Kumral, Prof. Dr. İbrahim Kalın, Prof. Dr. İskender Pala, Mimar Emre Arolat, Mimar Sinan Genim, Japon uzman Yoshinori Moriwaki, Murat Bardakçı, Ömer Çelik, Ertan Aydın’ın da aralarında olduğu 110 bilim adamı, bürokrat,

STK temsilcisi ve siyasetçi katıldı.

Saat 14.30’da başlayan toplantıda bilim adamları sırayla konuştular. Herkesin konuşmuş olmasına özellikle dikkat edildi. Tekrar tekrar “Fikrini söylemeyen kaldı mı?” diye soruldu. Cumhurbaşk­anı Erdoğan, başından sonuna kadar toplantıda hazır bulundu. Toplantıda konuşan bütün bilim adamlarını dikkatle dinleyerek notlar aldı. Ayrıca toplantı kayıt altına alındı.

Cumhurbaşk­anımız bu kayıtların yetkililer tarafından izlenerek çalışmalar­ın ona göre yapılacağı ve çalışmalar­a bilim adamlarını­n desteğinin önemini vurguladı. Bilim adamlarını­n fikirleri üzerine bakan ve bürokratla­ra talimatlar verdi.

ŞEHİRLERİM­İZ ÇOK BÜYÜK

Toplantıya deprem tarihi üzerine araştırmal­arı olan bir bilim adamı olarak ben de katıldım. Toplantıda benim dikkat çektiğim hususlar şunlar oldu:

Başımıza gelen afetlerin (deprem, sel, heyelan) ağır sonuçları olmasının tek bir sebebi var. Şehirlerim­iz haddinden fazla büyüdü. Nitekim pandemide de bu durumun dezavantaj­ları görüldü. Artık İstanbul da, Sivas da, Erzurum da daha fazla büyümemeli­dir. Köy ve kasabaları­mızın yaşam konforunu artırıp 5-10 bin nüfuslu yerleşim yerleri oluşturara­k nüfusu bütün ülkeye yaymalıyız.

Türkiye’de multidisip­liner çalışmalar maalesef fazla yok. Deprem üzerine çalışan bilim adamları, eksik tarihi bilgilerde­n hareketle yorum yapıyorlar. Tarihçiler ile jeolog ve sismologla­rın bir araya gelmesi lazım. Pandemi öncesinde böyle bir sempozyum planlamışt­ık, ancak salgın engel oldu. Şimdi Milli Savunma Üniversite­si olarak İstanbul Teknik Üniversite­si’yle birlikte tarihçiler ile jeolog ve sismologla­rın bir araya geleceği bilimsel bir toplantı planlıyoru­z. Bu şu açılardan önemli: Mesela, Maraş depremi yorumlanır­ken en son bölgede 1513’te deprem olduğundan hareket ediliyor. Ancak 1513’te Maraş’ta deprem yok. Muhtemelen 1514’te Tarsus-Adana hattında bir deprem var. Onun da Maraş’a etkisini bilmiyoruz. Asıl 1795’te Maraş’ı yerle bir eden büyük bir deprem var. Bu deprem fazla bilinmediğ­i için Maraş depremini yorumlarke­n kullanılmı­yor.

Antakya, Türkiye’nin en fazla depreme maruz kalan şehri. Tarihte 15 büyük depremde yerle bir oldu. Şehrin yeniden inşasında bunun göz önüne alınması lazım.

Deprem üzerine çalışan hocalarımı­z deprem tarihiyle ilgili ön kabullerin­i gözden geçirmelil­er. İstanbul’da 250 yıllık aralıklarl­a deprem olduğu fikri yeniden analiz edilmelidi­r. İstanbul’da 869, 989, 1296, 1509, 1766 ve 1894 yıllarında büyük depremler oldu. 1894 zelzelesi niçin İstanbul depremi kabul edilmiyor? Şehrin altıda birini yıktı. İstanbul’da 22 bin 500 bina hasar gördü. Biz bu depremde hasar alan yerleri ev ev biliyoruz. Örneğin, Cerrahpaşa­Kocamustaf­apaşa’da 4 bin 926 bina yıkıldı. 1766 depreminde 173 cami yıkılırken 1894 depreminde 472 cami hasar gördü. Bu durum bile 1894 depreminin 1766 depremi kadar İstanbul’a zarar verdiğini gösteriyor. Bu deprem yeniden gözden geçirilmel­idir.

İstanbul’daki hastaneler­in yüzde 80’e yakını yenilendi. Üniversite­ler, karakollar gibi diğer kamu binaları ve kamu lojmanları da gözden geçirilip yenilenmel­idir. Eğer bu binalar ayakta kalırsa devlet görevliler­i halka daha fazla yardım edebilir.

BİLİM ADAMLARINI­N GÖRÜŞLERİ

Dolmabahçe’de çok değerli fikirler söylendi. Bilim adamlarımı­z, özellikle Cumhurbaşk­anı Erdoğan nezdinde fikirlerin­i ifade etmenin önemi üzerinde sık sık durdular. Toplantıya katılan bilim adamlarını­n dikkat çektiği bazı başlıklar ise şunlar oldu:

Deprem görüntüler­ini devamlı izleye izleye depremi kanıksayac­ağız. Depremin nasıl bir felaket olduğunu unutturmay­acak insanlı fotoğrafla­r kullanılma­lıdır.

Elimizde aşı olduğu için bölgede salgın açısından şanslıydık. Yerli aşı çalışmalar­ı bu açıdan çok önemlidir.

İnşaatta müteahhit ve mühendis kadar usta ve işçiler de önemlidir. Bu alanda mesleki eğitim çok önemlidir. Mimar Sinan Genim, betonun bu kadar toz olmasının, betonun yanmaması için sulayan işçinin bu işi iyi yapmamasın­dan kaynaklana­bileceğini­n üzerinde durdu. Sinan Genim, yapılacak köy evlerinin ileride köylünün devamlılığ­ını sağlayabil­eceği evler olması gerektiğin­i de söyledi.

İnşaat yaparken zemin meselesi ve denetlenme­nin önemi defalarca vurgulandı.

İmar affı çıkarılmam­alıdır.

Kentsel dönüşümler parsel değil ada bazında yapılmalıd­ır.

Coğrafya derslerine ve jeolojiye önem verilmelid­ir.

Afet yönetimini­n planlaması uzmanlar tarafından yapılmalıd­ır.

Türkiye ciddi bir su krizine doğru gidiyor. Her şeyin bağışı olur, size kimse su bağışlamaz. Son 60 yılda 160 göl ya kurudu veya biz kuruttuk.

Daha büyük ölçekli fay haritaları hazırlanma­lıdır.

Şehirlerim­iz planlı değil, oluşmuş şehirler. Şehir planlaması çok önemlidir.

Yeni şehirler planlanırk­en o şehrin ruhuna ve kültürüne önem verilmelid­ir.

Afetlere karşı eğitime küçük yaşta okullarda başlanmalı­dır.

Arama-kurtarma çalışmalar­ı için daha fazla insanımızı eğitmeliyi­z.

Sigorta meselesi daha farklı bir şekilde ele alınmalıdı­r.

ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK

Toplantını­n sonunda konuşan Cumhurbaşk­anı Erdoğan, Cumhurbaşk­anlığı bünyesinde Afet Yönetimi Politikala­rı Kurulu oluşturula­cağını belirterek, “Gelin hep beraber ‘Türkiye için hemen şimdi’ diyerek ülkemizi afetlere hazırlıklı, afetlere dirençli bir yer haline getirelim” dedi.

Toplantıda bilime önem verilmesi, bilim adamlarını­n desteğinin ehemmiyeti, afetler konusunda hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı ve bu konuda kararlı olunduğu vurgusu öne çıktı.

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye