Bu nasıl bir koalisyon?
Akşener, “şahsi hırsların Türkiye’ye tercih edildiği noter masasına” geri döndü. İmamoğlu ve Yavaş’ın icracı cumhurbaşkanlı ğı yardımcılığı kar şılığında Kılıçdaroğlu’nun adaylığını kabul etti. Böylece ayrılışı ile ağır hasar verdi ği masayı daha içinden çıkıl maz hale getirdi. Kaçlı oldu ğunu saymayı karıştırdığımız bu masa etrafındaki siya si çekişme, pazarlık ve üreti len formüller gerçekten siyasi hayatımızda örneği olmayan bir noktaya geldi. Birçok kez 6’lı Masa’nın
“güçlendirilmiş parlamenter sistem”
önerisinin önemli olmadığını asıl meselenin nasıl bir cum hurbaşkanlığı sistemi öne recekleri olduğunu yazdım. İç içe, alt alta, yan yana for müller bekliyorduk da bu kadarı hayli kafa karıştırıcı. Siyasetin, iktidarın ve yöneti min doğasına aykırı.
Akşener ayrılmadan önce cumhurbaşkanı yetkisinde 5 yardımcı olacağı söylendi. İki büyükşehir belediye başka nının eklenmesiyle masa tam bir cümbüşe döndü.
Artık bir koalisyon masası bile değil.
Yetki paylaşımı açı sından Anayasa’ya uygun olmamasını bir kenara bıra kın muhalefetin sistem öneri si tam bir labirent gibi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı,
CHP’li Yavaş ve İmamoğlu icracı cumhurbaşkanı yar dımcısı, Akşener hükümet dışında mı içinde mi belli değil. İçinde olursa icracı cumhurbaşkanı yardımcısı, değilse ağır abla. GP, DEVA, SP ve DP ise bir seviye daha aşağıda, icracı olmayan cum hurbaşkanı yardımcısı ya da bakan.
“kaybet-kay
Akşener’in bet” denkleminden çık mak için yaptığı iki hamle de masanın güvenirliğine ağır hasar verdi. Kamuoyu için şu algıyı üretti: Mühendislik faa liyetiyle deprem yemiş masa yı güçlendirmek yetmeyecek.
Fay hatları üzerine kuru lu masa seçimi görse bile sonrasında ayakta kal maz. Akşener’in ikinci kara rı kendisinin siyasetçi algı sını “tahmin edilemez ve sık karar değiştirir” hale getirmekle kalma dı. En çok da partisi İP’ye zarar verdi. Akşener hem CHP’yi öne çıkardığı hem de Kılıçdaroğlu’nun başı na iki bekçi dikti. İki beledi ye başkanını Kılıçdaroğlu’nu sınırlandırmak ve CHP için de yetki kavgası çıkarmak için masaya güçlü şekilde ekledi. Bu arada, dört sağ partinin masada pek bir anlamı kalmadı. Masanın garni türü oldukları iyice açığa çıktı. Varlıklarıyla muhafazakâr seçmene güvence verme iddi alarını bırak, ikbal için bile orada olduklarını bile anla tamayacak durumda kaldı lar. “Cumhurbaşkanı gibi” imza yetkisi olacak diyen genel başkanlar bakalım bu kalabalıkta oturacak sandalye bulabilecekler mi? Kendilerini Yavaş ve İmamoğlu ile eşitle yebilecekler mi?
Akşener’i de sayarsak 8’li bir yetki paylaşımı dünya nın hiçbir yerinde görülme di. Hatta hayal edilmedi... “Tek adam” eleştirisi ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirdiler, buldukları for mül hayal ötesi. Seçim önce sindeki paylaşım sorunları nı masayı genişleterek çözme iddiasındalar. Kazanmaları durumunda masadakileri tas fiye ederek siyasi çekişmeleri ni çözerler artık. Kılıçdaroğlu kazanırsa sahip olduğu yetki yi 7 kişi ile paylaşacak. Tabii, sol partilerin ve HDP’nin taleplerinin de dolaylı yol dan ekleneceğini hatırlaya lım. Böylece üretilen labirent formül “büyük koalisyon” diye pazarlanacak. Sonuç
koalisyon