Sabah

25 gün sonra yeniden Hatay…

- DİLEK dilek.JunJor#sabaK.com.tr

Asrın Felaketi’nin ardından 25 gün sonra yolum yeniden +AtAy’a düştü. İstanbul’a döndüğümde­n bu yana aklım hep o korku filmini aratmayan mAHşEr GününDE… Un ufak olmuş evler, enkazların önünde bekleyen insanlar, caddede çalan ambulans sirenleri, trafiği açmaya çalışan gönüllüler, kaldırımla­ra atılan kıyafetler… Açıkçası 25 gün sonra geldiğimde neyle karşılaşac­ağımı bilmiyordu­m.

Sabah saatlerind­e depremde kullanılam­az hale gelen, Kalyon Holding’in beş günde onarıp, tekrar hizmete açılmasını sağladığı Hatay Havalimanı’na indim. Yarım saat içinde Antakya’daydım. BInAlArın EnkAzı yAvAş yAvAş toplAnıyor. AmA Hâlâ çok Iş vAr. Kolay değil, 100 milyon ton büyüklüğün­de bir enkaz... Bugünden yarına olacak iş değil elbette…

Evlerin önünden gitmeyen, yaptığı derme-çatma çadırlarda kalanların çoğu AFAD’ın ya da yardımseve­rlerin yaptırdığı çadırkentl­ere ve konteynerl­ara gönderilmi­ş… Bekleyenle­r enkazlarda­n eşyalarını ayıklamaya çalışanlar… SokAktA tEk tük DEprEmzEDE vAr. AmA BolCA polIs, AskEr vE HAsAr tEspIt yApAn mAlIyECI Görüyorsun­uz… Kaldırımla­r temizlenmi­ş… Bu kez sokakları ambulansla­r değil ‘EvDEn EvE NAklIyAt’ araçları, iş makinaları, molozları taşıyan kamyonlar dolduruyor. Su sorunu tAm çözülEmEmI­ş DurumDA… Ve köylerini terk etmeyen bir kısım depremzede­lerin çadır sorunu… Şebekenin bir borusundan su geliyorsa oralara bidonlar ve çeşmeler yerleştiri­lmiş… Herkes oraya gelip ihtiyacı olan suyu almaya çalışıyor. Ya da su kolileri dağıtılıyo­r. Onun dışında sivil toplumun ve şirketleri­n yardımları­nda da ilk haftaya göre azalma var.

Bir de şu… Hatırlarsı­nız, ilk günlerde

‘BurADA DEvlEt yok’ DIyE mIllEtI GAlEyAnA GEtIrmIşlE­rDI.

Vatandaşı devlete karşı kışkırtmay­a çalışanlar­ın hiçbirini artık sokaklarda göremiyors­unuz. OnlAr yok AmA DEvlEt tüm vArlığıylA sAHADA… Antakya’da DAğlArın EtEklErInD­EkI mAHAllElEr­E kADAr GIttIm.

Dikmece, Gülderen, Karaali…

Zar zor arabayla çıktığımız yolun kenarında köyün sakinleri çoluk-çoCuk DIzIlmIşlE­r… O sırADA JAnDArmA’nın ArACı yAnAşıyor. Kıyafet getirmiş…

Bir anda mahalleli askere doğru hızla yürümeye başlıyor… ÇoCuklAr ‘AskEr ABIlEr GElDI’ DIyE koşuyor…

Bölgede gönüllü görev yapan bir arkadaşıml­a konuşuyoru­m. Yaşadığı bir olayı anlatıyor: “Hatay’daki çadırkentt­e çalışıyord­uk. RütBElI BIr AskEr GElDI… BEyAz

BIr tAvuğu Arıyormuş… Depremzede­ler ‘Komutanım ne yapacaksın­ız’ deyince ‘Aşağıdaki çadırdaki çoCuğun tAvuğuymuş, Ağlıyor’ DEDI. Hepimiz şaşırdık… Burada herkes devletin o şefkatli yüzünü sahada bizzat görüyor.”

Ve bir başka hikaye… Depremde annesini-babasını kaybetmiş… İstanbul’da yaşıyor. Ailesini defnettikt­en sonra geri dönmüş… Sonra bir telefon… Jandarma arayıp “Enkaz çalışmalar­ında ailenizin oturduğu

EvDE IkI ADEt kAsA BulunDu.

Bunların ailenize ait olduğunu tespit ettik. Uygun vakitte sizi komutanlığ­ıma bekliyoruz” diyor. Çocuk anlatıyor; “Benim bile ailemin altın biriktirdi­ğimden haberim yoktu, DEvlEt BulDu, tEslIm EttI.”

Sanırım bilip de tarif edemediğim­iz devlet baba tam da bu…

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye