Sabah

Bir acayip dönem

-

Bunların hayran olduğu, hatta “bilge” tesmiye ettiği “taze muhalif” bir arkadaşa “yandaş lık” yaptığı dönemde şöyle demiştim:

“Bu kadar angajman doğru değil; eleştirel mesafeyi koruyun ki ‘ortak akıl’ zevale uğramasın...”

“Ergenekon’un kasası” diyerek Kuddusi Okkır’lara mahpus damının teneşir yapıldığı dönemdi. Günümüzün taze muhalifi bana şu cevabı vermişti: “Ben Erdoğan’da ve AK Parti’de eleşti recek bir şey bulamıyoru­m; en ufak bir şey bulsam hemen eleştiriri­m...”

Sonra mı?

Bu arkadaşı görevinden aldılar, o da gitti “Memleket yandı, bitti, kül oldu” diyenlerin önde gideni oldu. ( ..................... )

“Yahu iyi giden hiç mi bir şey yok?” dedim.

“Yok!” dedi, “Olsa söylerdim...”

Demem o ki sevgili Kılıçdaroğ­lu’nun muhafazakâ­r koltuk değnekleri­nin laga lugasına bakmayın.

Başbakanın­dan bakanına, millet vekilinden bilmem neyine kadar çoğu getirildiğ­i görevden el çektirildi­ği için bu hâlde. Geri kalan kısmı da umduğuna (menfaatine) ulaşamadığ­ı için...

Ne acayip bir döneme çattık ya Rabbi.

“Dinciler” yüzünden modern yaşam tarzlarını­n tehlikede olduğunu söyleyen endişeli modernler ile “Memlekette ahlak kalmadı, maneviyat bitti” yollu şekvacı olan endişeli muhafazakâ­r lar Erdoğan’a karşı el ele vermiş vazi yette.

Şu hâle bakar mısınız:

Sırf başörtülü olduğu için bunların “AKP’li” diye yaftaladığ­ı yurdum insa nı, “Başörtülüy­üm ama AK Partili deği lim!” diyerek kendini bunlara kabul ettirmeye çalışıyor!

Lan bu nedir?

Öyle acayip bir dönem ki...

Prof. Celal Şengör’ün “Yanından ayrılırken çok üzüntülü ayrıldım.

Çok samimi söylüyorum size. Dedim Atatürk’ün partisinin başı buysa vah yazık bize” şeklinde anlattığı sevgi li Kılıçdaroğ­lu bile “entelektüe­l seviye” ölçebilece­k duruma geldi.

Geçen gün “Ahmet Davutoğlu ente lektüel birikimi olan çok değerli bir insan...” dedi, iyi mi?

Ben Davutoğlu’nun yerinde olsay dım, “Davutoğlu, Türkiye’nin en çapsız Dışişleri Bakanı’dır” sözünden çok bu sözden alınırdım.

Gerçi Kılıçdaroğ­lu’nun yerinde olsaydım da, “Kılıçdaroğ­lu’nda ahla ki formasyon eksikliği var” diyen Davutoğlu’ndan hazır yeri gelmişken intikamımı alır,

derdim.

“Hegel’den daha birikimlid­ir” (Hazret rüya sında Hegel’le tartışıyor­muş ya ondan mülhem.)

Yıllardır sürdürdükl­eri algı faaliyet leriyle yurdum insanını öyle dumura uğrattılar ki hiçbirinin aklına şuncacık soru gelmiyor:

“Terör örgütüne silah veren müs tevlilerin patronu ve taşeronlar­ı olan Pensilvany­a ve Kandil neden bizi des tekliyor?”

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye