Sabah

Deprem, çadırkent ve çocuk olmak

- HÜLYA *h/ER KXOyD JXOeU#sDEDK FRP tU

Daha önce defalar ca gelip gördüğüm Gaziantep’teyim. Bu yazıyı da geçmiş yıllar da birkaç kez kaldığım bir otelin lobisinde yazıyorum. Otel, 1800’lü yıllardan bu yana hizmet veren, Osmanlı dönemine ait bir han. Ve elbette tarihi görünümü korunduğu için ister istemez insanı etkileyen bir bina.

Otelin avlusu, Gaziantep’in tarihi Bakırcılar Çarşısı, ünlü Almacı Pazarı, bu paza ra çıkan sokaklar hareketli, insanlarla dolu.

İlk bakışta her şey yerli yerinde gibi görünüyor.

Ama çok değil hemen bir kaç saniye içinde ortamda ki hüznü, büyük acı yaşa mış ya da bu acılara tanıklık etmiş insanların arasın da olduğunuzu anlıyorsu nuz. Gülümsüyor­lar ama bir değişik gülümseme. Anlatması zor. Hüzün sizi de içine alıyor.

İki gündür Gaziantep ve Kahramanma­raş’ta kentin sanayi kuruluşlar­ını, ticaret-sanayi odaları başkan ve temsilcile­rini ziya ret ediyorum. Özellikle Kahramanma­raş’taki küçük sanayici ve esnafın taleplerin­i dinledim. Bölgede hasar görmüş bazı tesisleri gezdim. İzlenimler­imi ve sanayici nin taleplerin­i aktaraca ğım. Bölgenin sanayicisi­nin talepleri tüm ülke bir an evvel toparlanma­mız ve yarınlarım­ızı güvenle kurmamız için çok önemli. Ama bugün size çocukları anlatmak istiyorum.

Turkuvaz Medya Grubu’nun çocuk kana lı ve dergisi Minika’nın Kahramanma­raş’ta Kılavuzlu Park Millet Bahçesi’ndeki çadırkentt­e ve Hatay Narlıca çadırkenti­nde kurduğu birer oyun çadırı var. Askerin güvenlik kon trolünden geçerek girdiği niz Kılavuzlup­ak çadırkenti­nde 495’i çocuk bin 420 kişi kalıyor. Millet bahçesinde kurul duğu için su ve elektrik konusunda çadırla ra imkan sunmak kolay olmuş. Çadırların arasında yürürken yer yer tuvaletler ve duş alanları görüyorum. Konu buraya gelince şartların birden bire daha da zorlaştığı­nı belirtmeli­yim. AFAD’ın, Kızılay’ın çeşit li idari çadırları, askerlerin kaldığı büyük askeri çadırlar gözüme çarpıyor. Bir de sahra mutfağı kurulmuş. Düzenli yemek dağıtı mı buradan yapılı yor. Çadırkentt­eki bu hızlı keşfin ardın dan Turkuvaz

Dergi Grubu Genel Müdür Yardımcısı Yonca Ertürk Özeren ile birlikte Minika oyun çadı rındaki aktivitele­re katıl dım. Minika çadırında 4-5 kişilik bir animatör ekip, sabah 11’den akşam 5’e kadar çocuklarla etkinlik yapıyor. Belirli saatlerde çocuklar çadırda toplanıp Minika kanalından çizgi film izli yor. Televizyon­un olmadığı bir ortamda çocuklar için ne büyük bir eğlence olduğunu siz düşünün. Ama hemen söyleyelim bu çadırkentt­e bir okul çadırı da var ve okul çağındaki çocuklarla burada mümkün olduğunca ders yapılmaya çalışılıyo­r. Derslerden arta kalan zamanlarda ise çocuklar koşarak oyun çadırını dolduruyor­lar. Animatör ekip, çocukların ilk günlerdeki yüz ifadeleri nin değiştiğin­i, çekingenli­k lerini attıkların­ı ve her şey den önemlisi yüzlerinde­ki gülümsemen­in bile değişti ğini söylüyor.

Kılavuzlup­ark’taki oyun çadırında görev alan ekip ayrıca Kahramanma­raş’ta Sütçü İmam, Elbistan ve Nurdoğan’daki çadırkentl­eri de Minika oyun karavanı ile günlük ziyaret ediyorlar. Buradaki ekiplerden Halkbank’ın da bir çocuk TIR’ı olduğunu ve çadırkentl­erde gezici olarak etkinlikle­r yap tığını öğreniyoru­m. Hedef, mümkün olduğunca çok çocuğa ulaşmak.

Hem çocuklarla hem de annelerle biraz vakit geçir dikten sonra çocuklar mı daha mutlu yoksa anneler mi bu durumdan daha memnun karar veremedim. Zira çadırda vakit hiç de kolay geçmiyor. Hele de böyle topluca yas tutulan bir zamandaysa­nız.

Kılavuzlup­ark çadırken tinde geçirdiğim bir günün ardından işte bu yasın Minika çadırından gelen çocuk kahkahası ve müzik sesleri ile biraz olsun dağıl dığına şahit oldum.

 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye