Sabah

‘Kömür-Çelik Birliği’nden, ‘Uluslarara­sı Emtia Birliği’ne

- KEREM

İki dünya savaşının ağır tahribatın­dan sonra, yüzyıllard­ır sayısız savaş ve tra jedi yaşamış olan Avrupa’nın önde gelen ülkeleri, ‘kalıcı barış’ ve ‘istik rar’ adına 18 Nisan 1951’de ‘Avrupa Kömür ve Çelik Birliği’ni kuran 100 maddelik anlaşmaya imza atarlarken, söz konusu adımın bugün tüm dünyanın dikkatle takip ettiği bir ‘Avrupa Birliği’ projesine dönüşmesin­e mutlaka şaşı rırlardı. Avrupa’nın önde gelen ülkele ri arasında sayısız gerekçeyle yaşanmış onca savaş ve trajedi sonrasında, sürdü rülebilir kalkınma, kömür, çelik, sonra sında atomun barışçıl amaçlarla kullanıl ması adına, Avrupa’yı ‘ortak pazar’a dönüştürme noktasında çok önemli adımlar atıldı son 70 yılda. Ülkemiz de, bu projenin 1963’den beri bir parçası.

O dönem, Avrupa Kıtası’nın büyük bir bölümünü ilgilendir­en söz konusu yer altı zenginlikl­erinin barışçıl amaçlarla kullanılma­sı ve Avrupa ülkeleri arasında, birbirine tam anlamıyla güvenecekl­e ri ortak bir tedarik sisteminin kurul ması adına, bu süreci ortak bir para birimi ile daha da güçlendire­cek ve daha da perçinleye­cek pek çok adım atıldı. Türkiye de, uzunca bir süredir bu ölçekte bir bölgesel ekonomik ve siya si işbirliği projesinin bir parçası ola rak, Avrupa Birliği üyesi ülkelerle bir likte, uzunca bir dönemdir ‘Gümrük Birliği’ anlaşmasın­ın bir parçası ve bu durum Türkiye’nin ihracatını­n yarısına yakın bir bölümünün Avrupa’ya yönel miş olması gibi bir gerçeği de bera berinde getiriyor. Avrupa Birliği, 21. Yüzyıl’da bu ekonomik ve siyasi birlik teliği, çevre, iklim, yeşil dönüşüm, sür dürülebili­r kalkınma, enerji dönüşü mü ve dijitalleş­me gibi kritik önemdeki alanlara da taşımayı sürdürüyor.

Bununla birlikte, Avrupa Birliği üyesi pek çok ülkenin de üyesi olduğu, Avrupa Birliği’nin Konsey’de de temsil edildiği 2(&'’de, yeryüzünün gelece ği açısından başka önemli tartışmala­r da gündeme gelmekte. Bunlardan birisi de, gelecekte, dünyanın farklı kıtaları arasın da, dünyanın önde gelen ülkeleri ara sında, yeşil dönüşüm, enerji dönüşümü ve dijital dönüşüm için vazgeçilme­z olan nadir metaller, nadir toprak ele mentleri, madenler, metaller, yani yüksek teknolojin­in gerektirdi­ği her türlü kritik emtianın adil paylaşımı adına bir ‘uluslarara­sı emtia birliği’ oluşturula bilecek mi? Böyle bir birliğin oluşturul ması halinde, yeryüzünün henüz doku nulmamamış alanlarınd­a, kutuplarda, okyanuslar­ın derinlikle­rinde, henüz geli şim sürecini yeterince tamamlayam­amış kıtasal alanlarda bu tür nadir ve gerekli metaller ve mineraller­in tüm dünya tara fından adil bir şekilde kullanımın­a yöne lik, çevre dostu teknolojil­erle, ülkeler bir likte ilerleyebi­lecekler mi?

Dünya ekonomisin­de, birbiriy le rekabet halinde olan ülkeler arasın da dahi, ‘Bilinçli Kapitalizm’ olgusu na yönelik bir uluslarara­sı hammadde, ara mamul işbirliği imkanı oluşturula bilecek mi? Çünkü, yeryüzünü koru mak adına, yeryüzünde­ki ısı artışının 1.5 dereceyi geçmemesi adına, sürdü rülebilir bir doğal yaşam adına, yeryü zünün bütününe dağılmış yeraltı kay naklarının ‘yeşil dönüşüm’, ‘enerji dönüşümü’ ve ‘dijital dönüşüm’ için gerekli olan yüksek teknolojiy­e sahip akıllı sistemleri­n ve akıllı cihazların üre timi adına daha fazla üretilmesi gere kecek. Bir ‘uluslarara­sı emtia birli ği’, söz konusu yer altı kaynakları­nın, nadir metal ve elementler­in dünya eko nomisi için en etkin, en verimli şekilde kullanımın­a dair, dünyanın önde gelen ülkelerini­n tümü tarafından kabul edil miş bir uluslarara­sı kurallar bütününün de oluşturulm­ası anlamına gelir. Bugün, bu fikir bir hayal gibi görülüyor olabi lir. Ancak, küresel şartlar, önümüzde ki dönemde, rekabet içinde bile olsa lar, önde gelen ekonomiler­in daha fazla işbirliği yapmasını gerekli kılacak.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye