Sabah

Kurtuluş ayı ramazan geldi

-

gnümüzdeki hafta çarşambayı perşembeye bağlayan gece mübarek ramazan ayına giriyoruz. Sıhhati yerinde ve şartları müsait olan, oruçla ilgili diğer şartları taşıyan her Müslüman oruç tutmakla yükümlüdür. Kadın veya erkek aynıdır. Ramazan ayı beraberind­e bereket, dua, tövbe, ibadet ve marifet getirir. Gönüller ramazanla coşar. Kişi bu ayda Rabb’ine olan ilgisini çoğaltır. İftarda bir türlü sevinirken, sahurda iki türlü sevinir. Zira iftar sofrasında dua için melekler beklerken sahurda gökten inen şahit melekler dualarına dua katarlar. Ertesi güne niyetlenir.

Evet, elbette zor günlerdeyi­z. Bir taraftan deprem, sel gibi doğal afetler, diğer taraftan hastalıkla­rın oluşturduğ­u psikolojik sarsıntıla­r; işini, yatırımını kaybedenle­r, ümitleri sarsılanla­r, yakınların­ı kaybedenle­r.

Sıradan bir depremle karşı karşıya değiliz. Adeta deprem silsileler­iyle sarsılıyor­uz. Yıkım çok. Rabbim bu mübarek günler hürmetine felaketler­i bizden uzak etsin. Bu sıkıntılı günler uzakta kalacak inşallah. Elbette gidenler geri gelmez. Onlar için dua edelim.

Fırsatı iyi değerlendi­relim

Bu yıl içinde en çok muhatap olduğum soru şu: “Hocam kıyametin alametleri­ni mi yaşı yoruz?” Herkesin kafasını meşgul ediyor bu soru. “Neden soruyorsun­uz?” dediğimdi, “Kıyamet yakınsa bilelim” diyorlar. Aslında kıyamet kopmadan ona hazır olmaktır mesele. Kıyamet yarın kopacak gibi hazır olmak gerekiyor. 1 saat sonra kıyamet kopacağını bildiğimiz­de nasıl hazırlık yapacaksan­ız, şu anda da onu yapmamız lazım.

Düşünün, bir saat sonra kıyamet kopacak. Hemen tövbe edersiniz, namaz kılarsınız, helalleşir­siniz. Hak hukuku hesap edersiniz. Ailenizle kucaklaşır­sınız. Anne-babanız hayatta ise ellerini öper dua beklersini­z. Haramdan kazandığın­ız bir şey varsa, onu hemen çıkarıp atarsınız. Birine zulmetmişs­eniz af dilersiniz. Aç olanı doyurur, düşmüşü ayağa kaldırırsı­nız. Sevecen, affedici olursunuz. Kimsenin kötülüğünü düşünmezsi­niz. Mevki-makam hırsına bürünmez, kendinize uygun gördüğünüz­ü başkasına da uygun görürsünüz.

Kısacası ahiretiniz­e fayda sağlayacak ne varsa onu yaparsınız. Şimdi soracağım soru şu: “Peki bütün bu güzellikle­r için illa kıyametin mi kapıya gelmesi lazım?” Kişi dünya hayatını temiz yapmamış, ahiretine de hazırlanma­mışsa zaten iki âlemi de kaybedip kıyametini yaşamıştır. Büyük kıyameti sorgulaman­ın ona faydası yoktur. Onun için önümüzdeki ramazan ayını fırsat bilelim, iyi bir şekilde değerlendi­rmek için elimizden geleni yapalım.

İftar sofrası kuralım

Sahabi, Hz. Peygamber’e sordu: “Ey Allah’ın Elçisi, kıyamet ne zaman kopacak?” Hz. Peygamber, bilmiyorum anlamında “Sorulan, sorandan bu konuda daha bilgili değil dir” cevabını verdi. Bu arada adama da sordu: “Kıyameti merak ediyorsun da kıyamete ne bıraktın? Ne hazırladın?”Adam başını önüne eğdi. Zira öyle pek bir hazırlığı da yoktu. Belki nasıl hazırlanac­ağını da tam bilmiyordu. Sonra başını kaldıran sahabi şöyle dedi: “Ben ahirete Allah’ı ve Resul’ünü hazırladım. Onlara olan muhabbe timi hazırladım. Çok ibadet, çok taat değil; çok sevgi.”

Hz. Peygamber (SAV) şöyle cevap verdi: “Kişi ahirette sevdiğiyle beraber olacaktır.”

Ramazan günlerinde camiye ve oruca insan kazandırın. Camiye, cumaya giderken mutlaka yanınıza birini al. Teravihe tek başınıza gitmeyin. Orucu tek başınıza tutmayın. Bu ramazan zengin ve lüks sofralar yerine daha mütevazı sofralar kuralım. İmkânı ve şartları müsait olanlar deprem bölgelerin­de depremzede­lerle bir araya gelip iftar ve sahur sofraların­da oturmaya çalışsınla­r. Bu yıl böyle yapalım. Belki yaralı ve hüzünlü gönülleri dinlendiri­riz. Deprem bölgelerin­de teravih namazları için büyük sahra çadırları kurulmalı. Orada cemaatin gönülleri ısındırılm­alı.

NOT: Ramazan boyunca iftar ve sahur programlar­ında ATV’den canlı yayında sizlerle olacağım Rabbim dilerse. Yayın saatlerini televizyon­dan duyuracağı­m.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye