Tatsız tuzsuz ama gerçek bir dönüşüm
Balkonun kapısını açtım...
Mevsimleri umursamayan, kışı çoktan unutmuş bir güne
şin ışığı hızla içeri daldı...
Sardunyalar kararsız; güçlenip serpil seler mi yoksa böyle cılız ve kuru hâlleriyle biraz daha bekleseler mi, bilemiyorlar.
Kedim onunla birlikte dışarıda oturma mı istiyor ama yazımı yazmam gerek...
Yiyip içtiklerimiz üzerinden usul usul dönüştürüldüğümüzden
söz ede ceğim...
Doğru düzgün farkına bile varmadan değişiyor olmamızdan...
Tatsız tuzsuz bir yazı olacak, anlayaca ğınız...
★★★ “2030’da et yenmeyecek”
demiş ya küreselcilerin hoparlörü Bill Gates...
Zaten “yiyememeye” başladık... Hemen aklınıza pahalılık gelecek, oysa olay bu kadar basit değil.
Saman altından su yürüten bir süreç var ve üzerinde durmaktan kaçını yoruz.
★★★
Kiminle konuşsam...
“Hangi eti yesem ağır geliyor” diyor.
Haklılar.
Ben de epeydir (kokoreç yemenin hay laz hazları bir yana) vejetaryen gibiyim...
Soruyorum: Nasıl becerildi bu iş?
★★★
Vedat Milor, gençlerin leziz et yemekle rinden kaçtığını yazmıştı geçenlerde...
Kuzu etinden, kuyruk yağından, kelle paça çorbasından, vd.
Ünlü şefler üzülüyormuş; çünkü müşte rileriyle doğru lezzet uyumunu yakalayamı yorlarmış.
Dertlerine yansınlar; bu gidişat deği şecek gibi değil...
★★★
Pandemi günlerinde...
Soslu döner çok meşhur oldu, bili yorsunuz.
Sanki...
Gün gelecek içinden döneri de çekip alacaklar ya da para yetmeye cek...
Ama alışıldı, sevildi ya...
Upuzun dürümlere konulmuş sosuyla idare edilecek.
★★★
Mantı...
Üzerindeki yerlilik ve bozkır havası hiç değişmemiş görünüyordu.
Ama iş değişiyor; onu ramen gibi yemeyi sevmeye başladık; hani kökleri Uygur kültürüne dayanan Uzakdoğu erişte çorbası var ya, öyle...
Erişte yerine mantılar yüzüyor suyun içinde...
Bolca baharat ve egzotik soslar da eklendi mi harika!
Sarımsaklı yoğurt mu?
Geçiniz!
Instagram’ın herkesi baştan çıkarta lı çok oldu...
Fırına atılmış sarımsağı sonra iyice ezip kızarmış ekmeğin üzerine sürmeyi seviyo ruz artık.
★★★
Daha böyle neler yazabilirim, yer yet mez...
Şimdi bütün muhafazakâr gençle rin koşturarak Avustralya pastala rı yemeye gittiği Üsküdar Uncular’da bir işim var, çıkmam gerek...