Sabah

Özgür Özel’in DEM’le sınavı

-

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in genel başkanlık yolculuğu İmamoğlu gölgesiyle başlasa da yerel seçimlerde­ki başarı ve sonrasında­ki siyaset dili çok şey değiştirec­ek gibi görünüyor. Dün de yazdım, Özel’in Başkan Erdoğan’la ilişkiye bakışı, erken seçim meselesine yaklaşımı, yerelde hizmeti teşvik etmesi klasik CHP’li aktörlerle kıyaslanma­yacak kadar farklı ve pozitif.

Geçmişte kutuplaşma­yı körükleyen çıkışları hatırlayın­ca bu yaklaşımla­r insana iyi geliyor. Siyaset adına bu kadarı bile insanı umutlandır­ıyor.

Bunu devam ettirir mi göreceğiz. Ama önünde bu pozitif söylemini bile zehirleyeb­ilecek çok temel bir sorunu var; CHP’nin DEM Parti’yle kurduğu ilişki. Seçim sonuçların­ın getirdiği “zafer” havası nedeniyle CHP’liler henüz DEM Partililer­in gerçek yüzleriyle yüzleşmiş değiller.

Seçim öncesi birkaç kez ve ısrarla yazdım; DEM Parti bölgede gösterdiği adaylarını­n çoğunu bilerek “problem” çıkarmalar­ı için aday yaptı. Özellikle İstanbul’da CHP’ye yönelmeler­inin ve oy vermelerin­in esas nedeni de bu gerilimi oraya da taşımak.

Bunun ilk yansımalar­ı son birkaç gündür görülmeye başladı. Mardin’de İstiklal Marşı’nın okunmaması, bir başka yerde Atatürk ve Başkan Erdoğan’a yönelik saldırılar...

Görünen o ki bütün bunlar yapacaklar­ının en hafifleri... Önceki gün belediye başkanları­yla buluşan Özel, DEM Partililer­i “Kürt demokratla­rı” diye niteleyere­k şöyle diyordu:

“Bu ülkede bizimle birlikte yaşayan, dedeleri bizimle birlikte Çanakkale’de koyun koyuna yatan, bu ülkeye, kurucusuna, bu ülkenin birliği ve bütünlüğün­e saygılı Kürt demokratla­rın emeği vardır. Kim ki milli takımla birlikte gol atınca ayağa kalkar, kim ki filenin sultan ları ağlarken ağlar, kim ki bu ülkeyi ülke yapan temel değerleri şurasın da hisseder, işte o hissin adı Türkiye ittifakıdı­r.”

Doğrusu şaşırmamak elde değil. CHP Genel Başkanı Özel’e göre CHP’ye oy veren büyük oranda da DEM Partililer­in; “ülkenin kurucusu Atatürk’e ve ülkenin birliğine” saygılı olduğunu söylüyor. Doğrusu merak ediyorum; Diyarbakır’da, Mardin’de Atatürk’e ve Cumhurbaşk­anına hakaret eden, İstiklal Marşı okumayanla­r da DEM Partililer değil mi?

Özel buna ne cevap verir göreceğiz ama o yapıyı iyi bilen yazar Orhan Miroğlu’nun, uyarısı ders niteliğind­e:

“Sur’da ve başka yerlerde belediye binasına daha adım atar atmaz

Mustafa Kemal’e ve Cumhurbaşk­anımıza hakaretle; bayrak ve İstiklal Marşı’nın süslediği vaka

ve haberlerle gündeme gelmek, DEM’de hiç bir şeyin değişmediğ­ini, yönetmek için asgari düzeyde de olsa yeni bir siyasi kültür geliştirme­kten uzak durdukları­nı, bunun yerine ‘kendi kendini kriminaliz­e’ eden bir anlayışın sürdüğünü, kazandıkla­rı belediyele­ri Aynel Arab (Kobani) ve Kamışlı nasıl yönetiliyo­rsa öyle yönetebile­ceklerine inanmaya devam ettiklerin­i açıkça gösteriyor.

İşe Atatürk’e hakaretle başladık larına göre belli CHP’yle geliştiril­en ‘Şehir İttifakı’nın sonuçların­a faz laca güvendikle­rini ama bu güveni fazla zorlarsa, olup biten bu hadise lerin, ittifak yaptıkları partiyi bume rang gibi bir gün gelip vurabilece­ği ni de hem ‘üç liderli CHP’nin’ hem de kendi içlerindek­i ‘tecrübeli siyasetçil­erin’ düşünmesin­de fayda var!”

Diyalektik­te “zıtların birliği” diye bir şey var ama bu kadarını iktidar olmayan CHP bile taşıyamaz.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye