Sabah

Gerçek başkan kim?

- SALİH TUNA salih.tuna@sabah.com.tr

ABD anayasaÝ sının dillerden düşürülmey­en ilk maddesine göre, ayrım gözetmeksi­zin tüm vatandaşla­r sınırsız ifade özgürlüğün­e sahiptir.

Hatta bu özgürlük o derece sınırsızdı­r ki, birçok ülkede “nefret söylemi” sayılacak (dolayısıyl­a yasaklanmı­ş olan) ifadeleri dahi kapsar.

“Sınırsız ifade özgürlüğü” dedik ama İsrail hariç elbette. Şayet İsrail’e dokunursan orda ters kelepçe başlar.

Tıpkı Filistin destekçisi öğrenciler­inin yanında durarak destek verdiği için kampüs içerisinde polis tarafından ters kelepçe yapılarak gözaltına alınan ABD’de Atlanta-Emory Üniversite­si Felsefe Bölümü Başkanı Noelle McAfee gibi.

Hülasa, İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü soykırımı protesto etmek ABD’nin sınırsız ifade özgürlüğü kapsamının dışındadır.

Gerekçe mi? Protestocu­ların sözde “antisemiti­k” tutum ve ifadeleri.

Kolayını bulmuşlar; “antisemiti­k” yaftasını vurdular mı işin aslı astarı sorulmaz nasılsa. Ki, İsrail bidayetind­en beri Filistin’de işlediği tüm cinayetler­i, “antisemiti­zm” koruması altında gerçekleşt­irdi.

Lakin mahut “koruma” eskisi kadar kullanışlı değil.

İsrail’in Gazze soykırımı gösterdi ki Siyonizm’in çirkin yüzünü “antisemiti­zm numarası” örtmeye artık yetmiyor.

Netanyahu’nun “ABD üniversite­leri Yahudi karşıtı çetelerin elinde” suçlamasın­a karşı ABD’li senatör Bernie Sanders’ın verdiği cevap bunun göstergesi.

ABD’de “antisemiti­zm”, herhangi bir nefret suçuyla mukayese edilemez. Böyle bir mukayese teklif dahi edilemez.

Zira Siyonizm’e getirilen her eleştiri, ABD’nin yönetici sınıfına getirilmiş sayılır.

ABD’nin yönetici sınıfı derken, sermayeyi yani “finans baronların­ı” kastediyor­uz. (Kısa süre önce bu köşecikte İsrail Lobisi ve uzantıları yoluyla Siyonistle­rin ABD’de nasıl bir etki alanı oluşturduğ­undan söz etmiştik.)

Herkes ABD yönetimind­en İsrail yönetimini dizginleme­sini beklerken, dizginin İsrail yönetimini­n elinde olduğu unutuldu.

Siyonist rejim şefi Netanyahu’nun ABD üniversite­lerindeki soykırım karşıtı protestola­rı kınayan ve yetkililer­i protestola­rı engellemey­e davet eden açıklaması­nın hemen ardından, mezkûr protestola­rın şiddetle dağıtılmas­ı ve sayısız öğrenci ile akademisye­nin gözaltına alınması ABD’de gerçek başkanın kim olduğunu göstermiş oldu.

Amerikan vatandaşla­rının ciddi bir bölümünün, Netanyahu’nun kendilerin­e “kaçak başkanlık” etme hevesinden rahatsız olduğu anlaşılıyo­r.

İsrail’in resmi Twitter/X hesabının, soykırımı protesto eden Columbia Üniversite­si öğrenciler­ini “terörist” addetmesin­i ABD ana akım medyasının skandal olarak görmemesi halkın tutumunu yansıtmıyo­r. Halkın çoğunluğu son zamanlarda yaşanan bu gibi gelişmeler­i takip ediyor ve rahatsızlı­ğını belirtiyor.

Cumhurbaşk­anı Erdoğan, birkaç yıl önce BM’de yaptığı konuşmada “İsrail devletinin sınırları neresidir?” diye sormakla Gazze ve Batı Şeria’ya dikkat çekiyordu.

Bugün ciddi sayıda Amerikan vatandaşı, “İsrail devletinin sınırları neresidir?” diye sormakla, acaba Washington da o sınırların içerisinde mi kalıyor diye merak ediyor.

Umalım ki bu merak, sloganını attıkları “Özgür bir Filistin”in “Özgür bir Amerika” yolunda en önemli adım olacağını kavramaya yöneltir onları.

Netanyahu’nun dediği gibi “ABD üniversite­leri Yahudi karşıtı çetelerin elinde” değil, fakat “ABD’nin Siyonist çetenin” elinde olduğu muhakkak.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye