Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması
CHP’nin bir önceki genel başkanı Kılıçdaroğlu ile mevcut başkanı Özel, önümüzdeki dönemde nasıl siya set yapılması gerektiği konusunda kapışma halinde. Malum Özel, 31 Mart seçim değer lendirmesi ve SABAH Gazetesi’ne verdiği mülakat ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın makamına saygı göstereceğini söyle yerek Beştepe’ye görüşmeye gidebileceği ni açıkladı. Ardından 23 Nisan resepsiyo nundaki çay sohbeti geldi. Özel’in diyalog ve müzakereyi içeren yeni siyaset arayı şına eski genel başkan Kılıçdaroğlu, karşı çıktı. Kılıçdaroğlu, “Saray ile müzakere edil mez, mücadele edilir diyerek” CHP’nin ikti dara yönelttiği meşruiyet sorgulamasını terk etmesini eleştirdi. Halef ile selefin kapışma sı basit bir “müzakere mi mücadele mi” polemiği değil. CHP’nin 2019, 2023 ve 2024 seçimlerinden sonra yürüttüğü siyase te dair farklı perspektiflerin rekabeti. Dahası 2028’e nasıl yürünmesi gerektiği konusunda çatışan görüşlerin kapışması.
Kılıçdaroğlu yeni siyaset arayışını eleş tirmekte ısrarcı. Gazetecilere verdiği müla katlarda bu yaklaşımın CHP’ye zemin kaybettireceğini düşündüğünü gösteren ifa deler var. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın isteği ile Anayasa’nın değiştirilemeyeceğini söyleye rek mevcut anayasaya uyulmadığı iddiasını tekrarlamakla kalmıyor. Asıl hassasiyetinin yeni anayasa konusundan çok ekonominin gidişatının ve kutuplaşmanın CHP’ye geti receği fırsat ihtimali ile ilgili olduğunu sakla mıyor. Erdoğan’ın ekonomide “sert karar lar” alacağını ve bunun sorumluluğuna “ortak” aradığını öne süren Kılıçdaroğlu, şu cümleyi kullanıyor: “Kutuplaşmadan çık manın yolu milletin refaha çıkmasıyla olur... Emeklinin, işçinin, memurun, milyonlarca işçinin sorununu dile getireceksiniz, onların sorunlarını çözerseniz kutuplaşma da biter.”
Bu cümleler “Kutuplaşma kime yarar?” sorusuna Kılıçdaroğlu’nun cevabı nın “CHP’ye yarar” olduğunu gösteriyor. 2019 ve 2023 seçimlerinde sert bir kutup laştırıcı dil ile muhalefet cephesini CHP’nin arkasında toplayan Kılıçdaroğlu, siyase tin yumuşaması ile bu bloğun dağılması nı istemiyor. Muhtemelen 2024 yerel seçim sonuçlarını da bunun başarısı olarak görü yor. Ve Erdoğan’ın CHP ve diğer partileri yönlendirebilecek bir manevra alanına sahip olmasından endişe ediyor. CHP’ye “ekono mik sorunlar temelli, kutuplaştırıcı ve müca deleci muhalefeti” öneriyor. Bu fikre henüz Özel doğrudan karşı çıkmadı. Ancak alter natif fikri tecrübeli CHP’li siyasetçi Murat Karayalçın dillendirdi. Karayalçın, CHP’li belediyelerin devraldığı borçlar, projelere hazine garantisi gerekmesi, kentsel dönüşüm için işbirliğine ihtiyaç olması ve yeni anaya sa sürecinin geniş toplumsal kesimlere ulaş mayı sağlaması sebebiyle “müzakereyi” destekliyor.
Bu yaklaşım, CHP’nin 2023 genel seçimlerinde kaybettiğinin ve 2028 seçimle rini de Kılıçdaroğlu yaklaşımı ile kazanama yacağının farkında. CHP’nin yerel seçimler de birinci parti olmasını sert ve kutuplaştırıcı siyasete bağlamak sorunlu. Aksine yerel seçim olması ve ana bir kutuplaştırıcı tema olmaması CHP’nin lehine çalıştı. Katılım düşüklüğü ve AK Parti’ye kesilen birik miş fatura boyutu da eklenince önümüz deki dönemde hem CHP’nin hem de AK Parti’nin “siyaseti canlandırma” arayışı anlaşılabilir. Yeni anayasa tartışması bunun için bir zemin teşkil edebilir. Türkiye’nin geleceği ve yönüne dair siyasi tartışmala rın yeniden canlanacağı bir dönemde elbet te siyaset sadece AK Parti ve MHP etrafında şekillenmeyecek. Meclis’te grubu bulunan diğer partiler ve özellikle DEM Parti’nin ne yaptığının ve ne yapmadığının önemli ola cağı açık. CHP belediyeler de başarı göste rebilmek ve ülkeyi yönetebildiğini göstermek için müzakere ve mücadeleyi sentezliyor. Bakalım Özel bunu başarabilecek mi yoksa Kılıçdaroğlu’nun kutuplaşmacı ve meydan lara inen siyaseti mi ağır basacak.