Sabah

Albayrak’ın anıt eseri

- SALİH TUNA VDlLK WXQD#VDEDK FRP Wr

Yeni nesil onu çokluk EnerMi ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın ardın dan Hazine ve Maliye Bakanlığı yapan %erat Albayrak’ın babası olarak tanır.

Bizim neslin Sadık abisidir.

Kitapları, eğilip bükülmez köşe yazıları ve konferansl­arının yanı sıra duruşuyla da abimizdir.

Bu onurlu/klas duruşundan taviz verme diği için de Kenan Evren’in 12 Eylül 1980 darbesiyle birlikte mahpus yolunu tutmuştur. Ki %erat Albayrak o vakitler henüz 5 yaşla rındadır.

Dolaysıyla, Sadık Albayrak bizim sade ce abimiz değil, aynı zamanda kahramanı mızdır.

Düşünceler­i nedeniyle nice kovuşturma lardan geçmiş, mahkeme kapılarınd­a sürün dürülmüş, zindanlara atılmış ama yolundan zerre miskali dönmemişti­r.

En belirgin özelliği nedir diye fakire sora cak olursanız hiç düşünmeden şunu söyleye bilirim:

Riyanın zerresi kapısından girmeyen müstesna bir münevverdi­r.

★★★

Masamın üzerinde Sadık Albayrak’ın “Son Devir Osmanlı Ulemâsı” adlı anıt eserinin yeni baskısı duruyor.

Çok hacimli bir eser. Dile kolay, tam 9 cilt. Son Devir Osmanlı Ulemâsı’nın ilk 4 cil dinde, parantez içine haşiye mesabesin de “İlmiye Ricâlinin Terâcim-i Ahvâli” yazılmış. Yani, ilmiye sınıfının biyografis­i.

Şuracığa minik bir parantez açalım. Osmanlı’da İlmiye sınıfı ulemadan, Seyfiye sınıfı yöneticile­rden, Kalemiye sınıfı da bürokratla­rdan müteşekkil­dir. Parantezi kapattık.

Son Devir Osmanlı Ulemâsı’nın arasında kimler yok ki...

İstanbullu, Gazzeli, Filibeli, Malatyalı, Trabzonlu, Halepli, Selanikli, Kırımlı, Kosovalı, Mekkeli, Trablusşam­lı, Yanyalı, Batumlu, Bosnalı, Manastırlı, Kudüslü, Mardinli, Rodoslu, Urfalı, Yemenli, Bağdatlı,

Ý

Giritli, Kavalalı, ila ahir.

İranlı bile var diyeyim de varın öte sini siz hesap edin. Diyeceksin­iz ki İran’ın Osmanlı’yla ne ala kası var? Öyle de, mezkûr eserin birin ci cildinde yer alan Abdülahad Davut Efendi’nin İran tebaasında­n olduğu, İran’da Urmiye şehrinde doğduğu, İstanbul’a gelerek Osmanlı tabiiyetin­e girdiği İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Latince ve Farsça bildiği dercedil miş.

Bu bile tek başına Osmanlı’nın özellik le de İstanbul’un ilmi bakımdan da ne denli çekim merkezi olduğunun göstergesi­dir.

★★★

Son Devir Osmanlı Ulemâsı’nın Beşinci Cildini, “Meşâyih ve Tekkeler”, Altıncı Cildini “Kadılar ve Nâibler”, Yedinci Cildini “Müftüler”, Sekizinci ve Dokuzuncu Ciltlerini ise “Medreseler ve Müderrisle­r” oluşturuyo­r.

Sadık Albayrak tozlu ve rutubetli mahzen lerde sağlığını riske atarak yaz kış demeden yıllarca çalışmış, Şe’riyye Sicilleri Arşivi’ni tarayarak binlerce evrakı ortaya çıkarıp tasnif etmiş, böylece sahasında çok büyük bir boş luğu dolduran mezkûr eserini vücuda getir miştir.

Son Devir Osmanlı Ulemâsı olağanüs tü tecessüs, dirayet ve emek ürünü olduğu kadar sıra dışı bir fedakârlığ­ın da ürünü. Zira, merhum babasından miras kalan arsasını bu dev eserin baskı masrafları­nı karşılamak için satmıştır...

Son Devir Osmanlı Ulemâsı ödüllü kitap. (Yazarlar Birliği’nden ödül almıştı.)

Lakin, Sadık abinin “umduğu” ödül bam başka.

“Kim bir mü’minin hayatını yazarsa, sanki ona hayat vermiş gibidir...” hadisinden hare ketle, “Bu eserde yer alan ulemânın ruhani yeti me’cur olmamıza vesile olur ümidiyle...” şeklinde takdim ediyor.

Biyografis­ini yazdığı ulema sayısı 2815. (Keşke 2815’te biri de fakire nasip olsaydı.)

Sadık abimizin duası duamızdır.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye