Sabah

Senin hikâyen ne? N

- HAŞMET BABAOĞLU hasmet EaEaRJOX@saEah FRm tr TWITTER: @hasmetBABA

isan, istatistik­lere göre çok sıcak geçmiş...

Şimdi mayıs serin ve yağ murlu...

Kocakarı takvimine göre hiç bir tuhaflık yok oysa; “çiçek fırtınası”nda etraf uçtu, “kırkikindi yağmurları”nda yağış var...

Daha “filizkıran fırtınası” gele cek...

Gel de bunu bilimperes­tlere, çokbil mişlere ve sosyal medyanın felaket tel lallarına anlat!

★★★

Kalktım, balkona çıktım...

Dereotu çalıya dönmek üzere artık. Maydanozla­r çiçeklenmi­ş...

Kahveyi içeride içmeye karar ver dim.

Sonra birkaç kitap aldım raf tan...

Altı çizilmiş satırları çok olanlardan... Anlık düşünceler­e; kısacık dalıp gitmelere ihtiyacım var çünkü...

★★★

Susan Sontag’ın günlükleri­ni açtım...

Şunları kaydetmiş bir zamanlar... “Canlandırı­cı deneyimler: Denize dalmak, güneş, eski bir şehri gezmek, sessizlik, yağan kar, hayvanlar...”

Kar yağarken izlemenin canlandırı­cı olması hariç (çocukluğum­uz ve hatta ilk gençliğimi­z çok geride kaldı yahu!) hep sine katılıyoru­m.

★★★

Sontag’ın Korsika gezisi sırasında düştüğü notların da altını çizmişim...

“Kaktüs, okaliptüs, devediken leri, palmiyeler... Şiddetli yaz fırtı naları; sık sık elektrik kesintiler­i.” Bak şimdi!

Yıllar öncesine gittim...

Bizim yazlık yerlerde tekrarlana­n elektrik kesintiler­ini hatırladım.

Nasıl da bozulur, kızardık.

Tam akşam yemeğinden önce son hazırlıkla­r sırasında...

Ya da bahçede dostlarla laflayarak geceyi uzatmışken...

Şak diye giderdi elektrikle­r...

Aaa diye bir ses yükselirdi hepimizden...

Şimdi birer birer mumların yakılışı, müziğin sesinin kesilişi ve rüzgârın sesini dinlemeye baş layışımız hoş hatıralar olup çıktı.

★★★

Kitabın birkaç sayfasını daha çeviri yorum..

Şu satırlar çıkıyor karşıma...

“Kendi kendime yüksek sesle konuşmam hiç. Bunu denemem bile ve şimdi sebebini biliyorum. Çok acı verici buluyorum. Çünkü o durumda gerçekten yalnız oldu ğumu anlıyorum.”

★★★

Elimin altında Rebecca Solnit’in “Yakındaki Uzak”ı da var...

Kitabın başındaki “Kayısılar” başlık lı bölümü bir daha okumaya karar ver dim şimdi...

Solnit şöyle başlıyor: “Senin hikâ yen ne? Her şey anlatışa dâhil. Hikâyeler pusulalard­ır; onlarla yön buluruz; onlarla mabetlerim­izi ve hapis hanelerimi­zi inşa ederiz. Hikâyesiz olmak arktik tundralard­an buz denizine kadar uzanan dünyada kaybolmakt­ır.”

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye