Dijital dönüşüm, Türkiye’yi orta gelir tuzağından kurtarmaya aday
Türkiye’nin belli bir gelir seviyesinin üzerine çıkamaması olarak da ifade edilen orta gelir tuzağından çıkış stratejilerinin belirlenmesinde, küresel ölçekteki bütün ekonomileri etkileyen teknolojik inovasyon ve dijital dönüşüm sürecinin doğru anlaşılması kritik bir öneme sahip. Gelişmekte olan ülkeler için daha katma değerli bir üretim yapısına sıçrayış dönemine işaret edebilecek dijital dönüşüm, diğer sanayi devrimlerinden farklı olarak her ülkenin uzmanlıklarına, avantaj ve dezavantajlarına uygun bir uygulama alanı yaratma fırsatı sunuyor.
Özel sektör model değişikliğine gidip, dönüşümü desteklemeli
Bazı ülkelerde inovasyon ağırlıklı politikaların ön plana çıkması gerekirken, bazı ülkelerde dijital dönüşümü hızlandıracak şekilde kurumların dönüşmesinin başarı faktörü olacağı tahmin ediliyor. İşte böyle bir ortamda, kamunun önceliklerini belirlerken, gerekli yeteneklere sahip istihdam havuzunun oluşmasını sağlaması, altyapı yatırımlarını güvence altına alması gibi politikaları olurken, özel sektörün de hem sektörel hem de şirket düzeyinde gerekli model değişikliğine gitmesi gerekiyor. Ancak, burada altının bir daha çizilmesi ge- reken nokta ise önceki ülke kalkınma modellerinin veya iş modellerinin kısıtlı bir fayda sağlayacağı; her ülkenin kendi rekabet koşullarını ve alan uzmanlığını teknolojik inovasyon ve dijital dönüşüm ile birleştirmesinin özgün yollarını araması gerekliliği oluyor. Dolayısıyla bu koşullar altında, her ülkenin farklı şekilde adlandırdığı bu süreç, Türkiye’nin ise orta gelir tuzağından çıkışının bir yol haritası olabilir.
Endüstri 4.0’ın mimarı dijital dönüşüm oldu
Teknoloji odaklı gelişmelerin küresel ekonomiyi uzun zamandır etkilemesine rağmen, son dönemde hızlanan değişimin ve yeni bir sanayi devrimi olarak adlandırılan Endüstri 4.0 döneminin mimarı dijital dönüşüm oldu. Bugüne kadar yapılan teknolojik buluşların, yeni dönemde üstsel, dijital ve birleşimsel olarak artmaya başlaması, ekonomilerin bir dönüm noktasında olduğu düşüncesini ortaya çıkardı.
Öte yandan, dijital dönüşümün hızı ile orantılı olarak, ülkelerin per- formanslarını ölçmek için farklı kurumlar tarafından birçok endeks geliştiriliyor. Bu endekslerden, Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan Global Information Technology Report’un bir parçası olan Teknolojik Hazır olma Endeksine göre Türkiye 139 ülke arasında 48’inci sırada yer alıyor.
Dijital Ekonomi ve Toplum Endeksi (DESI) ise, Avrupa Komisyonu tarafından ‘Dijital Ortak Pazar Stratejisi’ kapsamında, üye ülkelerin dijital dönüşüm reformlarına uyum süreçlerini değerlendirmek ve yürütmek amacıyla başlattığı program olarak karşımıza çıkıyor. Bu çalışmaya 28 AB üyesi ülkeye ek olarak; Avustralya, Kanada, İzlanda, Japonya, Güney Kore, Norveç, İsviçre, ABD, Brezilya, Çin, İsrail, Meksika, Yeni Zelanda, Rusya ve Türkiye dahil edildi. Bu endekse göre, Türkiye genel sıralamada Meksika ve Brezilya’nın üstünde, en son sıradaki üç AB ülkesinin ortalamasının altında, sondan üçüncü sırada yer aldı. Buna karşılık, bilgi ve teknoloji altyapısı ve çıktılarını da ölçen bir başka uluslararası endeks olan Global İnovasyon Endeksi’ne göre ise Türkiye 127 ülke arasında 43’üncü sırada yer aldı.