Türkiye’de yeni nesil girişimlerin artışı sanayideki büyümeyi kalıcı hale getirir
Gerek siyasi unsurlar gerek küresel ekonomideki durgunluk gerekse de ihracat pazarları ile yaşadığı gerginlikler sebebiyle 2016 yılında zayıflama sürecine giren Türkiye ekonomi ve sanayisi 2017 yılında ise hızlı bir toparlanma yaşadı. 2016’da sanayide yüzde 4.2, ekonomide de yüzde 3.2’lik bir büyüme seviyesine ulaşan Türkiye, 2017’de ekonomisinde yüzde 7.4’lük, sanayisinde ise yüzde 9.2’lik büyüklüğe ulaştı. Ancak, 2017 yılında sanayide ve diğer sektörlerde yaşanan bu iyileşmenin kalıcı hale gelmesi için öncelikle yeni nesil girişimlerin artırılması gerekiyor. Zira, Türkiye’deki genç girişimciler daha çok yeni nesil alanlara ağırlık veriyor. Dolayısıyla yeni nesil girişimler konusunda genç girişimcilere sağlanacak olanaklar da hatırı sayılır önem taşıyor.
Türkiye’deki genç girişimci profili son dönemde; yazılım, e-ticaret, dijital hizmetler ve yayınlar, iletişim, bilgisayar oyunları, endüstriyel ve moda tasarımı, dinlence-yeme-içme ve spor hizmetleri gibi yeni nesil alanlara yöneldi. Ayrıca tercihini; finansal ve hukuki danışmanlık, mali denetim, bilişim ve iletişim danışmanlığı gibi kurumsal girişimlerden yana da kullanan genç girişimcilerin ise önceliğinde teknoloji odaklı ve daha yüksek katma değerli işler yer alıyor. Dolayısıyla da Türkiye’de, hesaplanamamakla birlikte, genç girişimcilerin ekonomik katkısı gün geçtikçe daha da ivmeleniyor.
Öte yandan, son yıllarda genç girişimcilere yönelik kamu teşvikleri de artış gösterdi. Bu konuda en çok program yürüten KOSGEB, yeni girişimcilere 2017 yılında 22 bin 895 firmada 443.4 milyon liralık destek sağladı. Buna karşılık, yine 2017 yılı itibarıyla Türkiye’de girişimci sayısı 1.32 milyon seviyesine ulaştı. Girişimcilerin yaş gruplarına bakıldığında, 20 ila 24 yaş grubunda sadece 34 bin girişimci olduğunu görüyoruz. 25-34 yaş grubu girişimci sayısı ise 251 bin düzeyinde. Böylece, 2015 ve 2016 yılına göre söz konusu alanda gelişim kaydedemeyen Türkiye’de, genç girişimcilerin iş dünyasına katılımının oldukça sınırlı kaldığı görülüyor. Nitekim, 2017 yılında 828 bin üniversite mezunu işsiz olduğu dikkate alındığında, üniversite mezunlarının girişimcilik oranının çok düşük kaldığı öngörülüyor.
Öğrencilere iş fikirlerini projeleştirmeyi öğretiyoruz
Ancak, gençlerin girişimcilik konusunda daha çok eğitime, desteğe, yol göstericiliğe ve motivasyona ihtiyacı artarak sürüyor. Genç Yönetici ve İş İnsanları Derneği (GYİAD) olarak öncelikli misyonlarımızdan biri de gençlerin bu ihtiyaçlarının karşılan- ması. Bu doğrultuda, üniversiteden mezun olan gençlerin iş hayatı için yeterince bilgili ve hazırlıklı olmalarını sağlamak amacıyla kurulan GYİAD Akademi’nin; Yeditepe Üniversitesi, Bilgiüniversitesi,odtü,koçüniversitesi, Marmara Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Galatasaray Üniversitesi ile işbirliği bulunuyor. 2011’den itibaren söz konusu üniversitelerde 102 GYİAD üyesi konuk eğitmen ile gençlere girişimciliği anlattık. Böylece, GYİAD Akademi kapsamında girişimcilik dersleri binin üzerinde öğrenciye verildi. Bu doğrultuda, öğrenciler programın ilk haftasında başarılı bir girişimcinin ilham veren girişimcilik hikayesini dinlerken, takip eden haftalarda iş fikrinin bulunması, fizibilite hazırlanması, şirket tipleri ve kurulum süreçlerinden startup’ların etkin şekilde düşük bütçeli pazarlama yapmalarının yollarına ka- dar birçok konuda bilgi sahibi olma şansını yakalıyor. Bu derslerin uygulanması esnasında üçüncü ders haftasında öğrenciler kendi aralarında mini takımlara bölünüyor ve girişimcilik örneği olacak şekilde kendi iş fikirlerini projeleştiriyor.
Ekonomik toparlanmanın itici gücü sanayi oldu
2017’de ekonomide sağlanan toparlanma ve iyileşmeye sanayinin katkısı oldukça yüksek oldu. Sanayideki bu hızlı büyüme ve yüksek performansta ise iki belirleyici unsur bulunuyor. İlk unsur hükümetin arz, talep ve finansman taraflarına sağladıkları destekler. Bu kapsamda, öncü sektörlerde yapılan vergi indirimleri, istihdam teşvikleri, kamu yükümlüklerine ilişkinyenidenyapılandırmaveötelemeler tüm sektörlerde olduğu gibi sanayide de arz ve talep tarafını canlandırdı. Kredi garanti fonu ile sağlanan kredi olanakları ise canlanmanın itici gücü oldu. Bu kredilerin yüzde 31’ini yani 70.1 milyar liralık bölümünü imalat sanayi kullandı. Talep, arz ve finansman tarafındaki bu destekleri sanayi sektörü iyi değerlendirdi ve 2017 yılında yüksek bir performans gösterdi.
Diğer yandan, küresel ekonomide iyileşme ile ihracat pazarlarımızdaki toparlanma da 2017 yılında sanayi sektörünü önemli ölçüde destekledi. 2015 ve 2016 yıllarında yaşanan daralmanın ardından dünya mal ticareti de 2017 yılında yüzde 12 büyüme gösterdi. Buna bağlı, Türkiye’nin sanayi malı ihracatı 2017 yılında yüzde 10 artarak, 133.6 milyar dolardan 147.1 milyar dolara yükseldi. Sanayi malı ihracatı miktar olarak da yüzde 8 arttı ve 70 milyon ton seviyesini gördü. Sanayi malı ihracat birim fiyatı ise 1.64 dolardan 1.72 dolara yükseldi.