Küresel rekabette, kendi markamızı oluşturarak üstünlük sağlayabiliriz
Küresel ölçekte, sanayileşerek gelişmeyi seçmiş ülkelerin ortak noktası olan makine sanayiinin, sanayi ve hizmet dalların tamamına yakını ile etkileşimi dikkate alındığında dünya ticaretinde petro-kimya ve elektrik-elektronik sektörlerinin ardından üçüncü sırada yer alıyor. Bu noktada, Türkiye de, ancak kendi üretim teknolojisini geliştirerek, makine imalat sanayiinde ilerleyebileceğini farketmiş durumda. Nitekim, kendi makinelerimizi yapamazsak, imalat teknolojilerini yüksek bedeller ile ithal etmek durumunda kalacağımızı net olarak biliyoruz. Bununla birlikte, küresel rekabette üstünlük sağlayabilmemiz için de bir an evvel kendi markalarımızı oluşturmamız gerekiyor. Ancak, bunun için öncelikle yapısal gereksinime ihtiyacımız var. Dolayısıyla yatırım ve rekabet altyapısından finansmana, tanıtımından devlet teşvik ve desteklerine kadar iyileştirme gereken üretim ve ticaret faktörleri bulunuyor.
2023 hedefi; makine ihracat payını %20’lere çıkarmak
Öte yandan, kamunun sektöre verdiği değer birçok kamusal dokümanda karşımıza çıkmakla birlikte, Türkiye’nin 2023 ihracat stratejisin- de bugün yüzde 9’larda olan makine ihracat payının yüzde 20’lere yükseltilmesi hedefleniyor. Bununla beraber, halihazırda makine sektörünün imalat sanayii içindeki payı yüzde 6.2 iken, bu oran; Almanya, İtalya, Hollanda ve Avusturya’da yüzde 18 ila 19 bandında seyrediyor. Fransa, İngiltere, İspanya, Japonya ve Kanada’da ise imalat sanayinden yüzde 10 ila 13’lük pay alan makine sektöründe, Türkiye’nin bu alanda bir atılım yapmamasımümküngörünmüyor.
2017’de makine ihracatı 14.6 milyar dolar seviyesini gördü
Bununla birlikte, 2017 yılı makine sektörü için ihracatta atılım yılı oldu. Nitekim bu dönemde, 12.9 milyar dolar olan makine ihracatı yaklaşık yüzde 13 artarak, 14.6 milyar dolar seviyesini gördü. Böylece 2014 yılı değerine yaklaşan sektör ihracatı için, bu yıl da aynı seviyede artışın olması beklendi. Ancak yıl sonu için ilk etapta 17 milyar dolarlık bir ihracat geliri öngörülürken, yılın ilk çeyreğinde performansın beklenilenin üzerinde seyretmesi ihracat hedeflerini güncelledi ve hedef 18 milyar dolar bandına çıkarıldı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, ihracat birim fiyatı 2017’de 1.28 ise dolar seviyesinde gerçekleşti. Buna karşılık, makinelerde ihracat birim fiyatı daha önce 6 doların üstünde seyrederken, artan dövize oranlarına bağlı olarak bir miktar düşüştü ve 2017’de 5.76 dolar seviyesinde kaldı. Diğer yandan, kilogram fiyatı 35 dolar olan teknolojik düzeyi yüksek makine üretim de söz konusu. Makinelerde ithalat birim fiyatına bakıldığında ise 12.3 dolardan ithalat yapılıyor. Dolayısıyla bu durum, teknoloji seviyesi daha yüksek olan makineleri ithal ettiğimizin bir göstergesi. Ancak, orta vadede sektörün teknoloji düzeyi yüksek ürünleri üretmeye yönelmesi, ihracat değerimizin 2023’te 10 dolar seviyesine gelmesini sağlayacak.