Türkiye’de henüz kimya kümelenmesinin oluşmaması ithalat bağımlılığını besliyor
Gerçek anlamda kimya kümelenmesi kavramıyla 2013 yılında Chemport projesinin gelişimiyle tanışan Türkiye’de, kimya sektörü stratejik öneme sahip. Globalde, gelişmişliğin sembolü olarak kabul edilen kimya sektörü küresel ölçekte 2005 yılında 1.6 trilyon euro, 2015 yılında ise 3.5 trilyon euro’luk pazar büyüklüğüne ulaşırken, Türkiye kimya sektörü bu ekonomik değerin henüz yüzde 1 miktarını temsil ediyor. Nitekim, Türkiye’de kimya sektörü çıktıları, toplam GSYH’NıN yaklaşık yüzde 30’una tekabül eden otuz sektör tarafından kullanılıyor. Buna karşılık, son 50 yılda giderek yükselen küresel kimya kümelenme trendine karşın, Türkiye’de henüz bir kimya kümelenmesi bulunmuyor. Dolayısıyla Avrupa örneklerine kıyasla yüzde 50 daha düşük kârlılığı olan Türkiyekimyasektörününbudurumu, yeni kapasite yatırımlarını sınırlıyor. Böylesine ilerleyen bir tablo ise Türkiyenin ithalat bağımlılığını her geçen gün daha da artırıyor.
Yatırımlar, Chemport limanı kurulamadıkça askıda kalıyor
Öte yandan, Chemport limanı olan endüstri kompleksinin kurulamaması sebebiyle Türkiye’de yatırımların birçoğu askıda kalırken, sektör şirketleri de ölçeklerini büyütmekte zorlandı. Buna karşılık, dış yatırımcılar ise uluslararası standartlara ve yönetim sistemlerine sahip kimya kümelerini tercih etti. ‘Landlord’ adı verilen uzun vadeli arazi kiralama modeli de yine bu süreçte yatırımcının tercih sebebi haline geldi.
İşte bu noktada, Türkiye de yatırımcı cazibesinin yaratılması amacıyla 2013 yılından itibaren Chemport Projesi tasarlandı. Chemport konseptinin kümelenme katılımcılarına; maliyet, esneklik ve çeviklik, gelir olarak üç ana alandaki sinerjilerden fayda yaratması planlandı. Örneğin, sadece üretim sahası operasyonlarının ana alanlarındaki tipik maliyet etkisi minimum yüzde 15 olacak. Dolayısıyla oyuncuların ortak harcamaları, ölçek ekonomisi ve paylaşım yoluyla maliyet sinerjileri
kazanmasını sağladı.
Kümelenme, orta vadede iki petrokimya yatırımı getirecek
Chemport Kimya kümelenmesi için 3 bin hektar arazi ihtiyacı öngörüldü. Bin 500 hektarlık alanın daha hızlı hazırlanması ve tüm maliyetin 1.58 milyar euro olacağı tespit edildi. İkinci senaryoda ise 3 bin hektar için toplam proje maliyetinin 2.57 milyar euro’ya mal olacağı düşünülüyor. Bununla birlikte, Chemport kümelenmesinde, ilk beş yılda iki petrokimya yatırımı ile en az 120 sanayi tesisinin yatırımı hedefleniyor. Öte yandan, Chemport tarafından güvence altına alınacak ve geliştirilecek alanlar da söz konusu. Projenin devreye alınmasıyla ilk etapta, yüksek katma değerli üretim ve inovasyon devreye girecek. Böylece, Türkiye ihracatının yüzde 10’luk kısmını koruma ve 2023 hedeflerinin gerçekleşmesine destek verilecek. Proje aynı zamanda, gelişmiş kimya pazarlarında izlenen çalışan insan sayısı azaltılması trendinin aksine, kimya üretim sektö- rü istihdamının korunması ve artırılmasını sağlayacak. Türkiye’nin kimya sektöründe kümelenmesi rekabetçiliği de artıracak. Dolayısıyla Türkiyede konumlanmış 20’den fazla kimyasal ürün kullanan sektörün maliyet ve teknoloji bazının güçlendirilmesi ile rekabette hatırı sayılır seviyede ivmelenme görülecek.
Buna karşılık, Chemport Kimya Kümelenmesi Projesi’nin kısa ve uzun dönemdeki rakamsal sonuçlarını değerlendirdiğimizde de sektörde olumlu bir tablo çıkması bekleniyor. Projenin 10 yıllık süre içinde imalat çıktısının 20 milyar dolara ulaşacağı tahmin edilirken, 20 yılda ise bu rakamın 35 milyar dolar seviyesini görmesi bekleniyor. Projenin kısa ve uzun vadeli istihdam getirilerinde de kayda dağer oranda yükselişin olacağı öngörülüyor. Böylece 10 yılda istihdam katkısının 10 bin, 20 yılda da 18 bin kişi düzeyine geleceği düşünülüyor. Son olarak projenin sektöre 10 yılda 15 milyar dolar, 20 yılda 18 milyar dolarlık yatırım çekmesi bekleniyor.