Sürdürülebilir büyüme elde etmenin yolu ileri teknoloji üretiminden geçiyor
Geride bıraktığımız 2017 yılını, yüzde 7.4 gibi yüksek bir büyüme oranı ile kapattığımız zaman ekonominin aktörleri olarak hepimiz gururlandık. Zira söz konusu büyüme oranı ile Türkiye, 2017 yılında Çin’in büyüme performansını dahi geride bırakarak, önemli bir rekora imza atmıştı. Her yeni yüksek büyüme rakamı sonrasında bu başarının parçası olduğumuz için sanayiciler olarak mutlu oluyoruz. Ne var ki kısa dönemli bu büyüme rakamlarının sürdürülebilir olması ve büyüme sürecinin devam etmesi açısından önem arz eden unsurların başında ileri teknoloji geliyor. İster üretim isterse ihracat olarak ele alınsın ileri teknolojinin payı bugüne kadar Türkiye ekonomisi genelinde yüzde 3’ün üzerine çıkamadı. Bu kapsamda Türkiye ekonomisine ilişkin hep söylenen ‘orta gelir tuzağı’ kavramının özünde ‘orta teknoloji tuzağı’ yatıyor. Orta gelir tuzağından kurtulması ve belirlenen ekonomik hedeflere ulaşması için Türkiye’nin ilk önce, şu anda içinde bulunduğu orta teknoloji segmentinden yüksek teknolojiye sıçraması gerekiyor.
Türkiye’de bankalarla yarışacak teknoloji firmalarına ihtiyaç var
Bunun için teknoloji startup’ların kurulması kadar bu startup’ların büyümesi de önemli. Yeni açıklanan, dünyanın en değerli 15 firmasının yer aldığı listede yalnızca bir banka yer alırken, bizde ilk 10’da yedi banka bulunuyor. Ne zaman ki Türkiye’de bankalar ile yarışacak teknoloji firmaları ortaya çıkar, işte o zaman gerçek büyüme eksenini yakalamışız demektir. Günümüz modern ekonomi anlayışında ‘yüksek ve sürdürülebilir büyümenin’ başlıca anahtarını hızlı büyüyen teknoloji firmaları meydana getiriyor. Bugünün popüler kavramlarından biri olan ‘hızlı büyüyen KOBİ’ kavramı da buradan türedi. Yüz tanıma, siber güvenlik, bulut teknolojileri, IOT gibi pek çok yenilikçi alandaki gelişmelerin temelinde söz konusu hızlı büyüyen KOBİ’LER yatıyor. Artık hızlı büyüyen Kobİ’lerin desteklenerek ülke ekonomisine sağladıkları pozitif katkıların artırılması ülkelerin temel hedefleri arasında yer alıyor.
Listeye giren KOBİ sayısının artması teknoloji üretimine işaret eder
Türkiye olarak hızlı büyüyen ileri teknolojili Kobİ’lerimiz, İstanbul Sanayi Odası’nın her yıl yayımladığı 500 listelerine girebildiği ölçüde, gerçek anlamda kalıcı ekonomik büyümeyi elde etmek anlamına geliyor. Aynı zamanda geleneksel sektörlerde faali- yet gösteren dev sanayi kuruluşlarımızın da verimliliklerini artırdıkları ölçüde, yenilikçi bakış açısı ile faaliyetlerini sürdürdükleri dünyada küresel rekabet gücümüzü sağlamlaştırmış olacağız. Bu çerçevede verimlilik ve yenilikçilik, kalıcı büyümenin anahtarı konumunda. Küresel ekonomide yerini sağlamlaştırmak isteyen Türkiye’nin büyümesinin lokomotifi verimlilik olacak. Bu nedenle üstesinden gelmemiz gereken bir diğer zorluk; verimlilik artışının önündeki engellerin tespiti ve bunları ortadan kaldıracak politikaların tasarımı ve uygulaması olacak.
İstanbul Sanayi Odası’nın her yıl yayınladığı ‘Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’ araştırması, büyük sanayi kuruluşlarını analiz edebilmek için önemli bir çalışma. Küresel ölçekte, en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefine ulaşabilmek için sadece büyüme hızımızı yüksek tutmak yetmez. Bu süreçte ekonominin yanı sıra şirketlerimizi de büyütmemiz, onları küresel ölçekte oyuncular haline getirmemiz gerekiyor. Bu vesileyle 500 Sanayi Kuruluşu sıralamasında yer alan tüm firmalarımızı tebrik ediyor, her yıl gerçekleştirdiği bu önemli çalışma nedeniyle İstanbul Sanayi Odası Yönetimini ve tüm emeği geçenleri kutluyorum.
Küresel ölçekte, en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefine ulaşabilmek için sadece büyüme hızımızı yüksek tutmak yetmez. Bu süreçte ekonominin yanı sıra şirketlerimizi de büyütmemiz, onları küresel ölçekte oyuncular haline getirmemiz gerekiyor. Bunun yolu ise ileri teknoloji üreten KOBİ sayısının artmasından geçiyor.