Ticari korumacılık virüsünü ve bölgesel zorlukları ancak üretimle aşabiliriz
Dünya ekonomisi çalkantılı bir dönemden geçiyor. ‘Dünya Ekonomi Forumu 2018 Yılı Küresel Riskler Raporu’nda da yer verilen yüksek risk altında geçecek bir yılı yaşıyoruz. Buna bir de küresel sermayenin sahibi ülkelerde kısmi olarak oluşmaya başlayan ticari korumacılık virüsü ciddi bir durum ortaya koyuyor. Bu yaşananlara ek olarak kendimize dönüp baktığımızda sınır komşularımızda meydana gelen askeri ve siyasi gelişmeler bizleri de derinden etkiliyor, bölge ile çalışan ihracatımızın gelişmesinde sıkıntılar doğuruyor.
Yukarıda bahsi geçtiği gibi ülkemiz son derece zorlu bir süreçten geçiyor. Bu durumdan en hızlı ve en çok etkilenen alan, şüphesiz ülkemizin sanayisi ve ekonomisi. Bu yüzden toplumun her katmanı olarak hep birlikte mevcut durumu daha iyi anlamak ve bu gidişata yön verebilmek için her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe, istişare ve üretmeye ihtiyacımız var.
Bizlerde birlik ve beraberliğe olan inancımız, ancak sanayi ve üretimle çıkış yolu yakalayacağımız düşünce- siyle Eskişehir Sanayi Odası yönetimine aday olduk. Yaklaşık iki ay önce yaptığımız oda seçimlerinde, sanayicilerimizin teveccühü neticesinde, önemli bir görev üstlendik. Farkındayız ki kalkınmanın ve gelişmenin yolu yerelden başlar ve ulusala ulaşır. Yani güçlü ekonomi ve güçlü sanayi, güçlü bir şehir, güçlü bir şehirde güçlü bir ülkenin ana omurgasını meydana getiriyor.
Aş ve iş üreten bir sanayi odası olmayı önemsiyoruz
Eskişehir Sanayi Odası’nda göreve gelmeden önce bu düşüncelerle birlikte hep şunun sözünü vermiştik; aş ve iş getiren bir sanayi odası olacağız ve burayı kendi şirketimiz gibi yöneteceğiz, şehrimizin sanayisini geliştireceğiz. İşte tüm bu düşüncelerin hâlâ arkasındayız ve bunu gerçekleştirmek için projelerimizin altyapılarını hızla tamamlıyoruz. Sanayisi, ekonomisi ve eğitim imkânları ile daha güçlü bir Eskişehir için ilk belirlediğimiz hedeflerden biri ara eleman sıkıntısını çözmek ve ihracatımız geliştirerek hak ettiği yere gelmesini sağlamak. Bu iki konudaki sıkıntıları çözmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz ve edeceğiz. Sanayicilerimiz başta olmak üzere ilgili kurumlarımızla sinerji oluşturuyoruz. Yine bu konularda hazırladığımız projeleri yakın bir zamanda hayata geçireceğiz.
Bu vesile ile burada bir şeyi not etmek gerekiyor. Türkiye ekonomisinin birçok veriye dayanarak röntgenini çeken ve ekonomi kamuoyu tarafından da büyük merakla beklenen İSO500 araştırması, bizler tarafından da merak uyandırıyor. Bu yıl 50’nci kez yayınlanan çalışma Türk sanayinin ulaşmış olduğu mali kapasiteyi ortaya koyması bakımından kritik öneme sahip. Temel ölçütü, üretimden satışlar olan rapor, kuruluşların kendi üretmiş olduğu ürünlerden yaptığı satışları kapsamakta bu da satış hasılatı, brüt katma değer, öz kaynak, aktif toplamı, vergi öncesi dönem kâr ve zarar toplamı, ihracat ve ortalama çalışan sayısı büyüklükleri gibi önemli verileri içeriyor. Bu yüzden önemli bir çalışmayı yıllardır başarıyla sürdükleri ve bilgi birikimi sağlayan İstanbul Sanayi Odası yönetici ve çalışanlarını tekrar kutlamak isteriz. Böylesi önemli çalışmanın hem birincisi hem de ikincisinde her yıl Eskişehir’den firmalarımız yer alıyor. Ancak temennimiz ve çalmalarımız listede yer alan şehrimizdeki firmaların sayısının her geçen gün artmasıdır.