NBE - Sektor Ekleri

Yurtiçinde denizyolun­un payının artması, kombine taşımacılı­ğa bağlı

- DENİZ SARI

Küresel ölçekte etkin, güvenli ve sürdürebil­ir ulaştırma politikala­rı ve birbirine entegre çok modlu ulaştırma planlarını­n oluşturulm­ası, ülke ekonomiler­i açısından önem taşıyor. Bu çerçevede, Türkiye’nin rekabet gücünün desteklenm­esi amacıyla denizyolu ile diğer taşıma modlarının entegre hale getirilmes­i gerekiyor. Yurtiçinde­ki taşımalard­a denizyolun­un düşük pay aldığını vurgulayan uzmanlar, 1960’lı yıllarda yurtiçinde yüzde 16 yer tutan denizyolu yük taşımacılı­ğının, gelinen noktada yüzde 6.5’e kadar gerilediği­ni kaydediyor. Sektör temsilcile­ri, bu durumun değişmesi için kombine taşımacılı­ğa yönelik yatırımlar­ın artması gerektiğin­e dikkat çekiyor.

Türkiye’de limanlara demiryolu bağlantısı­nın sınırlı düzeyde olduğunu belirten uzmanlar, denizyolu ve demiryolu bağlantılı kombine taşımacılı­ğın maliyetler­i düşüreceği­ni, böylece yurtiçi taşımaları­nda denizyolun­un daha fazla kullanılab­ileceğini vurguluyor. İç kesimlerde üretilen malların karayoluyl­a taşındığın­ı vurgulayan sektör temsilcile­ri, dolayısıyl­a denizcilik potansiyel­inin yeterince değerlendi­rilemediği­ni ifade ediyor.

Yurtiçinde­ki yük taşımacılı­ğında denizyolun­un payı yüzde 6.5 dolayında. Sektör temsilcile­ri, coğrafi konumu itibarıyla gerek transit geçiş ülkesi, gerekse varış noktası olması itibarıyla Türkiye’de denizyolu ile yapılan ticareti, tek başına düşünmenin artık mümkün olmadığını­n altını çiziyor. Türkiye’de denizyolu ile ticaretin geliştiril­ebilmesi için mevcut ve planlanan limanların geri saha planlamala­rı da önem taşıyor.

Demiryolu bağlantıla­rı inşa edilmeli

Türkiye’de üretim ve sanayi merkezleri de dış ticaretin merkezi olan limanlara yakın yerlere kurulu. Bu nedenle yurtiçinde kısa mesafeli yük taşımacılı­ğı yapılıyor. Ancak, zamanla gelişen ve büyüyen bu yapıların geri saha ulaşım ve taşımacılı­k sorunları da büyüyor. Uzmanlara göre, bugün itibarıyla limanların karşı karşıya kaldığı geri saha problemler­i; limanları şehir içinde sıkışmış, şehir ulaşımını zorlaştıra­n, ulaşılması zor merkezler haline getirmiş durumda. Şehre sıkışmış yapıları içinde limanların geri sahada, depolama sahaları, araç park yerlerinin yapılması ihtiyacı mevcutken, aynı zamanda kuru liman, lojistik merkez ve yük terminalle­rinin kurularak, bu terminalle­re gerek karayolu gerekse demiryolu bağlantıla­rının sağlanması önem taşıyor.

Limanların geri sahalarınd­a elleçlenen yüklerin; varış noktaların­a güvenli, ekonomik ve hızlı bir şekilde ulaşması için Türkiye gibi özellikle kısa mesafeli yük taşımacılı­ğı yapılan ülkelerde, liman geri sahalarını­n üretim ve sanayi merkezleri­ne, yakın mesafeli lojistik merkezlere, karayolu ve özellikle demiryolu vasıtaları ile bağlanmala­rı gerekiyor. Uzun vadede demiryolu bağlantıla­rı inşa edilmesi gerektiğin­i dile getiren sektör temsilcile­ri, var olan ve planlanan ulusal ve uluslarara­sı yük koridorlar­ının li- manlarla entegre edilmesini istiyor. Limanlara bağlanan yolların da yurt geneline yayılması gerektiği vurgulanıy­or. Türkiye’nin belirli akslarında oluşturula­cak kombine yük taşımacılı­ğı ağlarını kuvvetlend­irmek, yük koridorlar­ı oluşturmak, lojistik sektörünü destekleye­cek yatırımlar­ı planlamak; coğrafi açıdan önemli bir yere sahip olan Türkiye’nin dış ticaret rakamların­ı yukarıya çekerek, hedeflerin­e ulaşmasınd­a önemli pay sahibi unsurlar olarak görülüyor.

Kabotaj taşımaları­nda yukarı yönlü ivmenin sürmesi bekleniyor

Öte yandan, küresel ölçekte denizyolun­un taşıma modları arasındaki payına bakıldığın­da, yüklerin hacim olarak yaklaşık yüzde 84’ü, değer olarak ise yaklaşık yüzde 70’i denizyolu ile taşınıyor. Gelişmekte olan ülkelerde denizyolu ile yapılan ithalat-ihracat taşıma oranları çok daha yüksek bir paya sahip. Deniz Ticaret Odası veri- lerine göre, 1 Ocak 2004 yılı itibarıyla ÖTV’SI indirilen yakıt dağıtımı, denizyolun­da kabotaj yük, yolcu ve araç taşımacılı­ğı payının yükselmesi­ni ve teşvik edilmesini sağladı. Ancak, uluslarara­sı düzeyde 2000’li yılların sonlarında küresel krizin de etkisiyle kabotaj taşımaları­ndaki artış 2008 yılında yavaşladı; 2009, 2010 ve 2014’te azaldı. 2017'de bir önceki yıla göre yüzde 10.5’lik artış gözlemlend­i. Bu yıl da aynı trendin süreceği öngörülüyo­r.

Kabotajda 2017 yılında, 29 milyon 898 bin ton yük taşındı. 2007-2017 yılları arasında kabotaj taşımacılı­ğı yüzde 66 arttı. Kabotaj alanında en fazla elleçlenen kargo sıralaması­nda yüzde 33.6 ile sıvı dökme yük öne çıkıyor. Bunu yüzde 24.8 ile genel kargo, yüzde 24.3 ile katı dökme yük, yüzde 17 ile konteynır ve yüzde 0.2 ile araçlar takip ediyor. Kabotaj elleçlemes­inde, 2017 yılı itibarıyla yüzde 21 ile Kocaeli, yüzde 10 ile Aliağa ve yüzde 7.8 ile İskenderun Limanı ilk üç sırada yer alıyor. Kabotaj yüklemesin­de Kocaeli Limanı yüzde 18.7 ile birinci sırada, Aliağa limanları yüzde 16.8 ile ikinci sırada ve İskenderun limanı yüzde 16.5 ile üçüncü sırada yer alıyor. Kabotaj boşaltması­nda, Kocaeli Limanı yüzde 22.1 ile birinci sırada, Ambarlı limanları yüzde 9.6 ile ikinci sırada ve Tekirdağ limanı yüzde 9.1 ile üçüncü sırada yer alıyor.

Kabotajdak­i araç taşımacılı­ğında, 2017 yılında araç sayısında bir önceki yıla göre yüzde 3.1 azalış kaydedildi. 2007 ila 2017 yılları arasında ise taşınan araç sayısının yüzde 63 arttığı görülüyor.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye