EMTA Enerji, orta vadede RES projelerinde pazar lideri olmak istiyor
Yaptığı iş birlikleriyle organizasyonunu büyüten, daha fazla katma değer oluşturacak şekilde yapılanan EMTA Enerji, halihazırda dört adet rüzgar enerjisi santralinin (RES) inşasında faaliyet gösteriyor. Devam eden RES projelerinin hedefleri olan 250 MW’ı aştığını ve kapasitenin artmaya devam ettiğini belirten EMTA Enerji Genel Müdürü Orkun Özgencil, Türkiye’de altı bölgede şu anda aktif şantiyelerinin bulunduğunu söyledi. Deniz kenarından 2 bin metre rakıma kadar farklı lokasyonlarda çözüm ürettiklerinin altını çizen Özgencil, “Gelecek üç yıl için açıklanan ve açıklanacak projelere tüm inşaat ve elektrik işleri, işletme ve bakım çözümlerine talip olarak, pazarda lider olmayı hedefliyoruz” dedi.
Yenilenebilir enerjide özellikle rüzgar enerji santrallerinin öncelikli hedefleri arasında ilk sırada bulunduğunukaydedenorkunözgencil,“emta Enerji olarak bu sektörün türbin tedariki hariç tüm kapsamları tek EPC sözleşmesi ile yapmayı taahhüt edecek güçlü ve köklü şirketlere ihtiyacı olduğunu fark ettik. Bu doğrultuda kadromuzu en iyi şekilde hizmet veren şirketlerden biri olacak şekilde güçlendirdik. Yaptığımız yeni stratejik iş birliktelikleriyle organizasyonumuzu yatayda büyüterek müşterilerimize daha fazla katma değer sağlayacak şekilde dizayn ettik” diye konuştu. RES projelerinde uzun vadede ise türbin tedariki ve enerji depolama sistemi dahil anahtar teslim stratejik çözümler sağlamayı hedeflediklerinin altını çizen Özgencil, trafo merkezinin yanı sıra enerji iletim hattı ve yüksek gerilim yeraltı güç kablosu projelerinde hem özel sektörde hem de resmi ihalelerde yurt içi ve dışında pazarları yönlendirebilecek çözümler sundukları bilgisini verdi.
Biyokütlede de pazar oranlarının üzerinde büyüme bekliyor
Orkun Özgencil, kısa ve uzun vadede hem yurtiçi hem de yurtdışı pazarda market lideri bir taahhüt şirketi olarak ilerlediklerini belirterek, “Ana iş kollarımız dışında hidroelektrik, güneş ve fosil yakıtlı santrallerdeki sayısız referanslarımıza ek olarak biyokütle santrallerinde de büyümemizi pazar oranlarının üzerinde devam ettirmeyi planlıyoruz” açıklamasını yaptı. ‘Biyokütle’ konusunu Türkiye’ye ait ve sürekli yenilenen bir
kaynak olması sebebiyle çok önemsediklerini dile getiren Özgencil, burada bir ‘ulusal eylem planı’ oluşturulması konusunda karar vericiler de dahil olmak üzere ilgili tüm taraflara her fırsatta çağrıda bulunduklarını söyledi.
Bir diğer önemli konunun da enerji depolama olduğunu ifade eden Orkun Özgencil, “Depolama konusunda globalde çok ileri düzeyde çalışmalar gerçekleştiriliyor. Biz de bu alanda teknoloji geliştiren çok uluslu şirketlerle Ar-ge çalışmaları yürütüyoruz ve enerji depolamanın yakın dönemde enerji verimliliği ve kaynak kullanımı açısından çok daha önemli hale geleceğini öngörüyoruz” dedi.
Öte yandan 2015 yılı Ekim ayında şirket olarak bir yeniden yapılanma
sürecine girdiklerini anlatan Orkun Özgencil, bu süreçte hemen hemen tüm hedeflerini üç katına çıkararak bunu bir yıl içinde başardıklarını vurguladı. 2016 yılı sonunda da 2017 hedeflerini büyüme stratejileri doğrultusunda ulaşılması güç noktalara çektiklerine dikkat çeken Özgencil, 2017 yılının henüz bitmeden hedeflerinin üzerinde iş girişi sağladıklarını, 2018’de ise zorlu hedeflerle yollarına devam ettiklerini kaydetti. Yıla dayalı işler yaptıklarını ve projelerinin ortalama sekiz ay ila 1.5 yıl sürdüğünün altını çizen Özgencil, şunları kaydetti: “Bizim hedefimiz ise projeleri bulundukları takvim yılı içinde bitirmek ve yatırımcılarımıza daha çok proje yapabilme şansı tanımak. 2018’de üç ay- rı rüzgar enerji santrali, iki biyokütle enerji santrali, dört yeraltı güç kablosu projesi, iki termik santral, iki trafo merkezi, iki GIS, bir de kapasitör projemizi tamamlayacağız. Şu anda imza aşamasında olduğumuz projelerimize de hızla başlayıp, 2018’in kalan kısmı ve 2019 yılları içinde onları da bitirmeyi planlıyoruz.”