Dönüşüme uyum için tedarikçilerin Ar-ge yapması kaçınılmaz hale geldi
Son yıllarda Türkiye, otomotiv tedarik sanayiinde kayda değer aşama kaydederek, etki alanını genişletti ve global oyuncu haline geldi. 2018 sonu itibariıyla Türkiye otomotiv sektörünün global pazardaki konumuna baktığımızda en büyük 15’inci araç üreticisi olduğumuz görülüyor. Bununla birlikte Avrupa’da ise otobüs üretiminde 1’inci, hafif ticari araç üretiminde 3’üncü, otomobil üretiminde ise 7’nci sırada yer alıyoruz.
Özellikle ana ve yan sanayi iş birliği ile Türkiye’nin, sektörde çok daha güçlü bir konuma geleceğini düşünüyoruz. Otomotiv ana sanayiinin en büyük destekçisi tabii ki tedarik sanayidir. Bu nedenle ana sanayide gerçekleşen her türlü yenilik, tedarik sanayii tarafından takip ediliyor. Küresel ölçekte otomotiv sektörünün gündeminde elektrikli ve otonom araçlar, batarya teknolojileri, otomotiv elektroniği, malzeme testleri gibi gelişmeler yer alıyor. Dolayısıyla, tedarikçilerin de bu konularda hangi noktada olduğunu sorgulayarak ilerlemesi gerekiyor. Araştırmalara göre 2030 yılında üretilen araçların yüzde 18’inin tam elektrikli, yüzde 41’inin ise hibrit olacağı dikkat çekiyor.
Üretim süreçleri daha karmaşık olacak
Böyle bir gelecekte bizim şirketlerimiz nerede olur, cirosu ne kadar olur, bu kadar çalışanı olur mu? Bu soruların cevaplanması lazım. Önümüzdeki dönemde üretim süreçleri çok daha karmaşık olacak. Adetler artacak. Git gide daha kısa vadeli tahminler olacak. Piyasa çok hızlı değişecek. Tüm bu teknolojik gelişmelere uyum sağlayabilmek için Ar-ge çalışmaları yapılması kaçınılmazdır. Mevcut durumda Taysadüyelerinin168’ininsanayive Teknoloji Bakanlığı onaylı Ar-ge merkezi olduğunu da belirtmek isterim. Son zamanlarda Türkiye’nin küresel ölçekteki siyasi algısı, tedarik sanayiini kısa ve orta vadede olumsuz etkileyebilir. Fakat bu algıyı değiştirmek için yoğun çalışma içindeyiz. Ülke algısının iyi yönde gitmesi ve birkaç yıl öncesine dönmesi için yurtdışında, özellikle Almanya’da otomotiv sektörünün ileri gelenlerini hem ziyaret ediyor hem de onları Türkiye’ye davet ediyoruz. Nisan ayına Türk-alman iş birliğinin boyutlarını daha ileri bir noktaya taşımak amacıyla, Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) iş birliğiyle, Almanya’da iki ayrı yuvarlak masa toplantısı düzenledik. Hannover ve Stuttgart’ta düzenlenen toplantılarda, sektörün üst düzey temsilcilerini Alman basın mensuplarını ağırladık. Bu buluşmalar Türk ve Alman şirketlerinin birbirini daha iyi tanımaları ve tecrübelerini birbirleri ile paylaşmaları açısından çok önemli idi. Ayrıca iki ülke arasındaki otomotiv sektöründeki mevcut ekonomik ilişkilerden yola çıkarak, bu tür toplantıların iki ülke arasındaki ilişkilerin kalıcı bir şekilde derinleşmesine katkı yapacağına da inanıyoruz. Bu organizasyon ile Alman kamuoyunda Türk otomotiv sanayisinin geneli hakkında farkındalık yaratan bir lobi faaliyeti yapmış olduk. Önümüzdeki ay ise bir grup Alman basın mensubunu ülkemize getirerek, tedarik sanayimizi daha yakından tanımalarını sağlayacağız.