Bosch, 2022’ye kadar otonom sürüş için 4 milyar euro’luk yatırım yapacak
Kazasız, emisyonsuz ve ağa bağlı bir sürüş amaçlayan Bosch, bu doğrultuda yatırımlarını sürdürüyor. Otonom sürüşün sektör için kayda değer bir büyüme alanı olduğunu söyleyen Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı Steven Young, “2022 yılına kadar otomasyona ve sürdürülebilir mobiliteye yaklaşık 4 milyar euro’luk yatırım yapmayı planlıyoruz” dedi. 2010 yılından bu yana elektromobilite üzerinde çalıştıklarını ve her yıl 400 milyon euro'luk yatırım yaptıklarını açıklayan Steven Young, “Geldiğimiz noktada Bosch’un parçasının bulunmadığı bir tane bile otomobil olmadığını söyleyebiliriz. İlerleyen yıllarda elektrikli otomobillerin de hepsinde parçamızın olmasını hedefliyoruz” dedi.
Bosch’un dünyanın en büyük otomotiv yan sanayi şirketlerinden biri olduğunu ve 100 yılı aşkın zamandır sektörde faaliyet gösterdiğini belirten Steven Young, bu doğrultuda otomotiv endüstrisinde odaklandıkları noktalardan birinin otonom sürüş olduğunu vurguladı. Kazasız sürüşün birinci ayağını sürücü destek sistemlerinin oluşturduğunu belirten Young, sürücüye destek konusunda pazar lideri olduklarını, 2 milyar Euro’luk satış hacmine ulaştıklarını anlattı. Steven Young, “Bu, geçen yıla oranla yüzde 15’lik bir artışı ifade ediyor. Yalnızca radar sensörü satışlarında bu yıl yüzde 20, video sensörlerinde ise yüzde 30 büyüme öngörüyoruz” dedi. Otonom sürüşün sadece gelecek vaat eden bir alan değil; daha bugünden bir büyüme alanı sunduğuna işaret eden Young, “2022 yılı itibarıyla otomasyona ve bunun neticesinde sürdürülebilir mobiliteye yaklaşık 4 milyar Euro yatırım yapmış olmayı planlıyoruz. Geliştiricilerimiz, 2019 yılı içinde iş ortağımız Daimler’le birlikte, Kaliforniya San José’de ilk kez sürücüsüz robot taksileri test etmeye hazırlanıyor” diye konuştu.
Bisikletten kamyona kadar tüm güç aktarma organlarını elektriklendiriyor
Otomobillerdeki ve özellikle kamyonlardaki yakıt hücresi teknolojisinde de atılıma hazırlandıklarına işaret eden Young şu bilgileri verdi: “Yakın zamanda İsveçli bir yakıt hücresi kümesi üreticisi olan Powercell ile bir ortaklığa girdik. Bu kümeler hidrojeni elektrik enerjisine dönüştürüyor ve yakıt hücresi sisteminin değerinin üçte ikisini oluşturuyor. Ortaklık sayesinde, yığınları ticari hale getirmek istiyoruz; yani hedefimiz bunları maliyet etkin şekilde üretmek ve en geç 2022’de piyasaya sürmek. Elektrikli sürüşün arkasındaki teknoloji ne olursa olsun, elektrik yenilenebilir kaynaklardan üretildiği sürece emisyonsuzdur. Son olarak, elektrikli otomobiller genellikle rejeneratif frenleme kullandıkları için, balata tozu da yüzde 95’ten daha fazla oranda azaltılmış olur. Bu da bizi yine şehirlerdeki hava kalitesi konusuna getiriyor. Şunu büyük gururla söylemek isterim: Hiçbir şirket bu alanda Bosch kadar ürün gamını çeşitlendirebilmiş değil. Bisikletten kamyona kadar tüm güç aktarma organlarını elektriklendirebiliyoruz.” Bu gelişmelerin yanı sıra hem benzinli hem de dizel motorların emisyon beklentilerini karşılayacak şekilde daha verimli ve güçlü olabilmeleri için çalıştıklarını dile getiren Steven Young, içten yanmalı motorlarda yolun sonuna gelinmediğini savundu.
Türkiye’de Sanayi 4.0 çalışmalarına 2014 yılında Bursa fabrikalarında başladıklarını hatırlatan Young, Bursa fabrikasının bugün, Bosch’un tüm üretim fabrikaları için geliştirdiği standart yazılım çözümlerini kullanarak diğer fabrikalardaki gelişmelerden anında haberdar olabildiğini ifade etti. Bosch olarak Sanayi 4.0 bakımından dünya genelinde 270’den fazla üretim lokasyonunda endüstriyel teknoloji ve yazılım, servisler ve bulut çözümlerinin kullanımı konusunda kapsamlı bir deneyime sahip olduklarının altını çizen Young, Türkiye adına bu değişimi erken yakalamak için çalıştıklarını bildirdi. Steven Young, 2016 yılından bu yana otomotiv, tekstil, beyaz eşya, çelik endüstrisi gibi çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren Türkiye’deki 14 firmada Sanayi 4.0 danışmanlık hizmetleri ve ihtiyaç analizi çalışmaları yaptıklarını açıkladı.