“Hibrit ve elektrikli araçlar konusunda yaya kazalarını azaltmaya odaklandık”
Bu yıl sonunda elektrikli ve hibrit araçlarda zorunlu hale gelecek sesli ikaz üzerine çalışan Seger Korna, İstanbul Teknik Üniversitesi iş birliğiyle uyarıcı sistem geliştirdi. Küresel ölçekte öne çıkmaya başlayan elektrikli araçlar üzerine çalıştıklarını söyleyen Selim Baykal, “Sessiz tehlike diye adlandırılan bu araçların daha güvenli olması için çalışıyoruz. Özellikle trafikte yaya kazalarının artmasına sebep olan elektrikli araçlara yeni bir uyarıcı geliştirdik. İstanbul Teknik Üniversitesi ile geliştirdiğimiz bu ürünle hibrit ve elektrikli araçlarla yaşanan kaza oranını düşürmeyi hedefliyoruz” dedi.
Elketrikli araçlarda güvenlik için sesin olması gerektiğini ifade eden Seger Yönetim Kurulu Başkan Vekili Selim Baykal, sesli ikazın trafikte araçların yanı sıra yayalar için de önemli olduğunu vurguladı. Baykal, buradan yola çıkarak elektrikli ve hibrit araçlar için İstanbul Teknik Üniversitesi’nden bir profesör ile TÜBİTAK-TEYDEB projesi olarak bir proje geliştirdikleri ve başvurularını tamamladıklarını söyledi.
Türkiye ve Çin’de üretim yapan Seger Korna, yüzde 80’in üzerinde yerlilikle çalışıyor. Üretiminin yüzde 60’ını Türkiye’de, yüzde 40’ını ise Çin’de gerçekleştiren Seger’in iki fabrikada toplam yıllık üretim kapasitesi 20 milyon korna. Firma; ana sanayide kendi alanında Avrupa ile çalışabilen üç firmadan biri. Türkiye’deki üreticilerin Seger markasını tercih ettiğini vurgulayan Selim Baykal; Renault, Nissan,volkswagen,honda,hyundai ve Ford ile çalıştıklarını, bu yıl yeni Clio projesinde de var olduklarını belirtti. Baykal, “Hem yerlilik oranı yüzde 60-70 olan bir otomobil hem de son 7 yıldır Avrupa’nın en çok satan ikinci modeli. Dolayısıyla bu projede ürünümüzün olması bizi de heyecanlandırıyor” dedi. Üretimlerinin çoğunluğunu binek araçlara gerçekleştirdiklerini, ticari araçlar payının ise yüzde 15 seviyesinde olduğunu ifade eden Baykal, yılın ilk 4 ayında hareketlilik yok iken, mayıs ayı itibari ile ivme kazandıklarını söyledi. Geçtiğimiz yıl devreye aldıkları yeni bant yatırımı ile kurulu kapasiteyi yüzde 50 artırdıklarının bilgisini veren Selim Baykal, Çin ve Türkiye olmak üzere iki lokasyonda, yıllık 20 bin korna kapasitesi ile üretim yaptıklarını aktardı.
“Kornanın çok satıldığı pazarlarda payımızı artırmak istiyoruz”
Çin’deki üretimlerinin yüzde 50’sini Çin iç pazarına, yüzde 50’sini de Asya Pasifik’e ihraç ettiklerini kaydeden Baykal, Türkiye fabrikasında ise ihracatı bu yıl yüzde 80’e çıkardıklarını belirtti. Bu yıl ihracat odaklı büyüme hedeflediklerini söyleyen Baykal, “İç piyasada daha yavaş bir toparlanma bekliyoruz. Yılsonuna doğru bir ivme öngörüyoruz. Latin Amerika ivmeli gidiyor. Çin de geçtiğimiz yıl bizimle birlikte krize girdi. 2018’in son çeyreğinde Çin’de yavaşlama vardı. Bu, iç tüketime de yansıdı. An itibari ile toparlanma sinyallerini görüyoruz. Asya Pasifik de Çin’le beraber yavaşlama gösterdi. Avrupa pazarı iyi gidiyordu; ancak şimdiki yavaşlama da bu pazarda olacak” değerlendirmesinde bulundu. Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Toplam ihracatta yaklaşık yüzde 40’ını Avrupa pazarı oluşturuyor. Avrupa pazarındaki payımızı geliştireceğiz. Ancak öncelikli hedefimiz olmayacak. Başarısız olduğumuz ama kornanın çok satıldığı Hindistan, Mısır, Rusya pazarlarındaki payımızı artırmayı hedefliyoruz. Mevcut durumda yüzde 50 after market, yüzde 50 OEM çalışıyoruz. OEM’DE yüzde 50 Avrupa pazarına çalışıyoruz. Japonya’da Mitsubishi ve Isuzu’ya da veriyoruz, Amerika’da Tesla’ya da veriyoruz. Tesla’nın ana tedarikçisiyiz. Renault Grubunun onaylı global korna tedarikçisiyiz. Baykal, temkinli bir ilerleyişle bu yılki hedeflerinin ciroda mevcudu korumak olduğunu sözlerine ekledi.
“Endüstri 4.0’a yaklaşmaya çalışan firmalardan biriyiz”
Geçtiğimiz yıl gerçekleştirdikleri yeni bant yatırımını devreye aldıklarını belirten Selim Baykal, “Yeni kornaların üretimini bu bant üzerinde yapıyoruz. Sadece kendi ürün teknolojimize değil üretim teknolojisine de hakimiz. Yeni bant yatırımımızı da bu sayede öngörebildik. Tüm montaj hattı tasarımını kendimiz çözüyoruz. Bu sayede maliyet avantajını yakalıyoruz. Endüstri 4.0’a yaklaşmaya çalışan firmalardan biriyiz. Kendi alanımızda ürün hassasiyeti ve sıfır hata olduğu için bunu aynı süreklilikle üretebilmek; üretim bandına hakimiyetle başarılıyor. Ana sanayide Avrupa ile çalışabilen üç firmadan biriyiz. Diğerleri İtalyan ve İspanyol şirketler. Sektörde fazla oyuncu yok fakat rekabete açık bir ürün” ifadelerini kullandı.