TUREB Başkanı Erden: Ege ve Marmara rüzgar gücünde öne çıkıyor
Rüzgarın toplam kurulu gücümüzün yaklaşık yüzde 12’sini oluşturduğunu vurgulaya TUREB Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erden, “Türkiye’de rüzgar alanında en çok öne çıkan bölgeler ise Ege ve Marmara. İl olarak baktığımızda İzmir, Balıkesir, Çanakkale’nin önde gittiğini görüyoruz. Ancak diğer bölge ve illerde de hem ciddi bir kurulu güç hem de potansiyelimiz mevcut” dedi.
TÜRKİYE’NİN rüzgâr enerjisinde özellikle güçlü ve esnek sanayisi sayesinde bir ‘model ülke’ haline geldiğinin söylenebileceğini kaydeden TUREB Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erden, “Bugün itibariyle kurulu gücümüz 12 bin MW’A ulaştı. Sektör olarak toplam enerji kurulu gücümüze her yıl 3 bin MW yeni kurulu güç ekleyebilecek ve ülkemizin hem enerji arz güvenliğine hem enerji bağımsızlığına hem de cari açığı azaltma hedefine ciddi katkıda bulunabilecek kapasitedeyiz” dedi.
2021 yılının Türkiye’nin rüzgar enerjisi açısından gerçek bir kilometre taşı olduğuna işaret eden Erden, “2021 Ağustos ayı itibariyle rüzgar kurulu gücümüz 10 bin MW’ı aştı. Özelikle son 10 yılda sektörde sağlanan gelişme ve büyümeler ülkemizi şu anda rüzgar enerjisi kurulu becerisi açısından üst sıralara taşıdı. 2021 yılı da, bir önceki YEKDEM mekanizmasının 6 ay uzatılmış olması dolayısıyla proje tamamlamalara ağırlık verildi ve yaklaşık 1,5 GW yeni kurulu güç sisteme eklendi. Her yıl en az 3 GW yeni kurulum gerçekleştirebilecek güce sahibiz. Rüzgar sektörü, üretiminin yaklaşık yüzde 70’ini ihracata yönelik gerçekleştiriyor ve oldukça güçlü bir ekosistemimiz var” ifadesini kullandı.
“KAYNAKLARIMIZ ÇOK FAZLA”
Türkiye’nin rüzgâr sanayisinin çok güçlü olduğuna işaret eden Erden, şöyle konuştu: “Üstelik bu gücü 10 yıl gibi son derece kısa sayılabilecek bir zaman diliminde elde ettik. Yatırımcımız da deneyimli, kaynak alanlarımız var, yetişmiş insan kaynağımız mevcut. Şimdi bunu ülkemiz yararına en azami ölçüde kullanmamız gerek. Böylece bu darboğazı aşmada çok büyük mesafe kat edebiliriz. Finansal fizibiliteler, izin süreçleri, destek mekanizmaları gibi alanlarda, ayrıca ilgili diğer yasal düzenlemelerde ne kadar istikrarlı bir yapıya ve işleyişe sahipseniz o kadar çok yatırımcı çekersiniz. Ayrıca yine düzenli kapasite açıklamaları da bu hesap kitap işinin önemli bir parçası. Bu yüzden hemen tüm sektörlerde olduğu gibi biz de sektörün sesine kulak vererek ülke olarak elimizi güçlendireceğimize inanıyoruz.”
“ÇANDARLI LİMANI’NIN POTANSİYELİ YÜKSEK”
Türkiye’nin kanattan kuleye, jeneratörden türbine kadar sayısız bileşenin rahatlıkla üretilebildiği ve dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerine tedarik edilebildiği bir ülke olduğunu söyleyen Erden, “TÜREB olarak en önemli amaçlarımızdan biri bu konudaki bilinirliği ve görünürlüğü artırmak. Bu sebeple İzmir gibi rüzgar için neredeyse bir başkent niteliği taşıyan bir şehrimize ilgili tüm yöneticilerimizin dikkatini çekebilmek için sanayi gezileri düzenliyoruz. Bu alanda olağanüstü bir potansiyelimiz var. Ancak özellikle türbin kanat büyüklüklerinin artması gibi çok temel birtakım nedenlerle bölgede ‘sadece ya da büyük ölçüde rüzgar sektörüne yönelik hizmet verebilecek’ bir liman ihtiyacı da var. Bölgede yer alan Çandarlı Limanı gerekli düzenlemeler yapılırsa bu ihtiyaca rahatlıkla cevap verebilir. Bu konuda çalışmalarımızı yoğunlaştırdık” şeklinde konuştu.
KARASAL RÜZGÂR KAPASİTESİNİN SON TEKNOLOJİLER SAYESİNDE 100 BİN MW’I AŞTIĞINI BİLDİREN İBRAHİM ERDEN, BU KAPASİTEYİ NE KADAR GERÇEKLEŞTİREBİLİRLERSE ÜLKEMİZE KATKILARININ DA SEKTÖR OLARAK O ORANDA ARTACAĞINI ANLATTI.