Memiş Kütükçü: Organize sanayi bölgeleri ülke sanayisinin lokomotifi olmayı sürdürecek
Organize sanayi bölgelerimiz, Türkiye’nin sanayi üretiminin yüzde 45’ini gerçekleştiriyor. 2 milyon 486 bin istihdamla Türk sanayisinin toplam istihdamının yüzde 50’sini karşılıyor. Tüm bunlar gösteriyor ki, organize sanayi bölgelerimiz, Türk sanayisinin lokomotifi olma sorumluluğunu devam ettiriyor.
DÜNYA büyük bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçiyor. Pandemi ile birlikte ivme kazanan bu süreç, Türk sanayisini ve ekonomimizi de etkiliyor. Özellikle tüm dünya ile birlikte ülkemizde de etkisini sürdüren yüksek enflasyon, enerji, hammadde, lojistik başta olmak üzere her alanda olağan üstü artan maliyetler üretimi zorluyor, işletmelerimizin işletme sermayesi ihtiyaçlarını artırıyor. Ancak son dönemde yaşanan tüm bu zorluklara rağmen, organize sanayi bölgelerimiz üretime, istihdama ve ihracata aralıksız devam ediyor. Şu anda ülkemizdeki organize sanayi bölgelerinin sayısı 272’si işletme aşamasında olmak üzere toplam 378’e ulaştı. OSB olmayan ilimiz kalmadı. Organize sanayi bölgelerimiz, Türkiye’nin sanayi üretiminin yüzde 45’ini gerçekleştiriyor. 2 milyon 486 bin istihdamla Türk sanayisinin toplam istihdamının yüzde 50’sini karşılıyor. Tüm bunlar gösteriyor ki, organize sanayi bölgelerimiz Türk sanayisinin lokomotifliğini yapmaya devam ediyor.
EN PLANLI SANAYİ ALANLARI OSB’LERDE
Yatırımcılarımızın organize sanayi bölgelerimize gösterdiği ilgi ise memnuniyet verici. Türkiye’nin en planlı sanayi alanları olan OSB’lerimiz; yatırım avantajları ile son derece gelişmiş ve rekabetçi sanayi alt yapısıyla bürokrasiden uzak tek durak ofis hizmeti anlayışıyla önemli fırsatlar sunuyor. Örneğin, OSB içinde yapılacak bir yatırım, OSB dışında yapılacak bir yatırıma göre bir alt bölgenin yatırım teşvik avantajlarından faydalanıyor. Bu da yatırımcılarımıza, gümrük vergisi, kurumlar vergisi, SGK işveren payı desteği, faiz desteği gibi alanlarda avantajlar sunuyor. Ayrıca OSB içindeki firmalarımıza emlak vergisi muafiyeti, indirimli arsa tahsisi, harç istisnası gibi önemli teşvikler de var. Bu avantajların yanı sıra, OSB’lerimizin pek çoğu artık sadece fabrikaların olduğu değil, aynı zamanda teknokentlerin, meslek liselerinin, itfaiye teşkilatlarının, ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin, içme suyu ve atık su arıtma tesislerinin, sosyal alanların olduğu birer yaşam alanı haline geldi. Tüm bunlar yatırımcılar için önemli tercih sebepleri.
PEK ÇOK OSB’MİZ YENİ YATIRIM ALANLARI ÜRETMEKTE VE YATIRIMCILARIMIZA TAHSİS YAPMAKTA ZORLANMAYA DEVAM EDİYOR.
ÜLKEMİZDEKİ SANAYİ ALANLARINI EN AZ İKİ KATINA ÇIKARMAMIZ LAZIM
Ancak maalesef pek çok OSB’miz yeni yatırım alanları üretmekte ve yatırımcılarımıza tahsis yapmakta zorlanmaya devam ediyor. Oysa ki, planlı sanayi alanlarımızı hızla artırarak, yatırımcılarımızın yatırım iştahını doğru yönetmek zorundayız. Bunun için de, ülkemizdeki sanayi alanlarını en az iki katına çıkarmamız lazım. Bugün ülkemizde toplam 280 bin hektar sanayi alanımız var, bu alanın da 117 bin hektarı OSB alanı. Gelişmiş ülkelerdeki sanayi alanlarına bakacak olursak; İtalya’da 650 bin hektar, Fransa’da 922 bin hektar, Almanya’da 1.5 milyon hektar sanayi alanı var. Dolasıyla bizim bu ülkelerle rekabet edebilmemiz için, sanayi alanlarımızı planlı bir şekilde ve hızla bu rakamlara ulaştırmamız gerekiyor.