“ASFED 2019’da yerli asansör markasına yoğunlaşacak”
Asansör Sanayicileri Federasyonu (ASFED) olarak, asansör sektöründe uluslararası pazarda etkin bir yerli marka oluşturma çalışmalarına 2019 yılında ağırlık vermeyi öngörüyoruz. 2018 yılının son yönetim kurulu toplantısında, uluslararası marka çıkarma yönün- de karar alırken, bu kararımızı sektör paydaşı derneklerle bir araya gelerek yol haritasını aktardık.
Küresel marka hedefine yönelik çalışmalar yapıyoruz
Oluşturduğumuz bir heyetle, Sanayi ve Verimlilik Genel Müdürü Dr. Halil İbrahim Çetin ile bir araya geldik. Bu görüşmede, dağınık halde faaliyet gösteren asansör firmalarının, bir araya gelerek küresel ölçekli marka hedefine bağlı olarak çalışmalarını gündeme getirdik. Bu görüşmenin ardından, moderatörlüğünü, uzun yıllardır asansör sektöründe finans konusunda çalışan Yeminli Mali Müşavir Mehmet Öner’in yürüttüğü başka bir toplantıda da yine markalaşma konusunu masaya yatırdık.
ASFED olarak, küresel bir marka çıkarmadan, yerli asansör sanayisinin bugünkü yapısının sürdürülebilirliğin mümkün olmadığını düşünüyoruz. Biz bu noktada, yerli üreticinin pazar payının artırılması ve sektörün geleceğinin güçlendirilmesi için üzerimize düşen her görevi yerine getirmeye hazırız. Yerli üretim mallarının kullanımı ile ilgili teşvikler, direktifler ve çıkarılan yasal düzenlemeler var ancak buna rağmen sektör olarak ithal ürünlerin baskısı altındayız. Söz konusu düzenlemelerin ve çabaların sonuç verebilmesi için bürokrasi tarafından da uygulanması ve desteklenmesi gerekiyor. Bu konuda üzerimize düşeni yapmalıyız.
Yerli üreticilerin küresel marka çıkarma gerekliliğinin şart olduğu konusundaki görüşlerimi tekrarlıyorum. Bu konuda zaten bakanlığımız bize açık çek verdi.
Bu noktada, sektör olarak da neler yapılabileceği konusunda bir yol haritası çizmemiz gerekiyor. Elbette Türkiye’de pek çok güçlü yerli asansör markamız var, hem üretici hem de montaj kısmında. Ancak küresel ölçekli bir markamız yok. Küresel markaların yerli piyasada pazar payını giderek artırdığını görüyoruz. Bu süreç her geçen gün hızlanıyor. Amerika ve Avrupa’daki sektör piyasasına baktığınızda da durum aynen budur. Dolaysıyla gelecekte Türkiye’yi de böyle bir durum bekliyor.