FOTOĞRAFIN ARDINDA 180 YIL
DÜNYA ÜZERINDEKI ILK FOTOĞRAF GEZISI, 1839 YILINDA, FOTOĞRAFIN ICADINDAN HEMEN SONRA, BÜYÜK BIR KISMI OSMANLI COĞRAFYASINDA YER ALAN MEKÂNLARDA GERÇEKLEŞTI. BU GEZIDEN 180 YIL SONRA TÜRKIYE’DEN 10 FOTOĞRAF SANATÇISI AYNI ROTADAKI DURAKLARI KENDI OBJEKTIFLERINDEN YORUMLADI. B˙IR YOL ÖYKÜSÜ: FOTOG˘ RAFIN ARDINDA 180 YIL SERGISI, IZLEYICILERI GÖRSEL BIR YOL ÖYKÜSÜNE DAVET EDIYOR.
19 Ağustos 1839, sanat tarihi için oldukça önemli bir günü işaret eder. Fransız Bilimler Akademisi kimyager, sanatçı ve mucit Louis-jacques-mandé Daguerre’in bir tür fotoğraflama tekniği olan buluşunu dünyaya açıklar: İsmini mucidinden alan bu buluşun adı daguerreotype’tır. İnsanların yüzyıllardır hayalini kurduğu, görüntüyü kalıcı olarak elde etme çabaları sonunda ulaşılmıştır. Artık karanlık kutuya (camera obscura) yerleştirilen madeni levha üzerinde olgun görüntüler elde edilebilmektedir. Yazarların, ressamların, gravürcülerin kitlelere aktarmaya çalıştıkları “gerçeğin ta kendisi” dünya tarihinde ilk defa olduğu gibi gözler önüne serilebilmektedir. Tarih 21 Ekim 1839. Şiddetli bir rüzgâr Akdeniz’in hiddetli dalgalarını Marsilya’ya taşıyor. Dalgalar, kent limanının mendireğine çarparak suları köpüklere dönüştürüyor. Limanda yoğun bir hazırlık var. Sabırsız bir kalabalık, upuzun bir yolculuğa çıkmak üzere Scamandre adlı gemiye binmeyi bekliyor. Yolcular arasından üç kişi, çıkacakları uzun yolculukla fotoğrafçılık tarihine adlarını yazdıracaktır: Fransız ressam Émile Jean Horace Vernet, onun yeğeni ressam Charles Marie Bouton ve daguerreotype uygulayıcısı Frédéric Auguste Antoine Goupil-fesquet, daguerreotype ekipmanlarıyla beraber dünyadaki ilk fotoğraf gezisine çıkma hazırlığındalar. Kaptan Maffre yönetimindeki gemi Marsilya Limanı’ndan ayrılırken Goupil-fesquet gezi defterine şu cümleleri not alır: “Biz üç turist arkadaştık. Yeterli para ve az valizle çok güçlü ve sağlıklı
bir şekilde yola çıktık.” Bu gezi, Doğu’yu yalnızca kitaplarla ve seyyahların gezi notlarıyla hayallerinde canlandıran Batılı sanatçılar için büyük bir öneme sahiptir. Üç arkadaşın rotalarında ise 31 durak vardır: Marsilya Limanı’ndan yola çıkan üçlü Livorno, Malta, Siros, Paros, Naksos, Santorini, İskenderiye, Kahire, Luksor, Süveyş, Sina Dağı, Gazze, Beytüllahim, Kudüs, Nablus, Sayda, Deyrülkamer, Şam, Trablusşam, Baalbek, Beyrut, Larnaka, Rodos, Kos, İzmir, Çanakkale ve İstanbul’dan geçip 1840 yılında yeniden Malta’ya uğrayarak Roma üzerinden tekrardan Marsilya’ya geri dönecektir. Altı ay süren bu “Doğu’yu keşif seyahati” boyunca Horace Vernet ve Charles Marie izlenimlerini resmetmekle uğraşırken Goupil-fesquet buralarda daguerreotype’larını elde etmeye çalışacaktır. Goupil-fesquet, daha sonra bu seyahatin izlenimlerini 1843’te yayımlanan Voyage d’horace Vernet en Orient (Horace Vernet’nin Doğu Seyahati) adlı kitabında aktarır. Bugün bu tarihî geziyi anmanın sebebi ise ilk fotoğraf gezisinden 180 yıl sonra Pera Müzesi’nde açılan Bir Yol Öyküsü: Fotoğrafın Ardında 180 Yıl sergisi. İlk fotoğraf gezisinin destinasyonlarında şekillenen sergi, farklı yaklaşımlara sahip 10 Türk fotoğraf sanatçısının aynı rotadaki tarihî kentleri yeni fotoğraf teknikleri ve güncel bakış açılarıyla yorumladıkları çalışmaları bir araya getiriyor. Tam iki buçuk yıl süren projenin sergi küratörlüğünü üstlenen Engin Özendes sergiyle ilgili şu yorumda bulunuyor: