BILEĞINIZDEKI TAKVIM
SANIYELERIN, DAKIKALARIN VE SAATLERIN YANI SIRA AYLARI VE YILLARI DA GÖSTEREN MEKANIK KOL SAATLERI SON DERECE KARMAŞIK MAKINELER.
Evrenin saati, çalkantılı geçen ilk birkaç saniyenin ardından yaşadığımız dört boyutlu uzay-zamanı ortaya çıkaran Büyük Patlama’yla birlikte yaklaşık 14 milyar yıl önce çalışmaya başladı. Varlığımızı saniyesi saniyesine, saati saatine, günü gününe ölçen bu saat, Dünya’nın Güneş etrafındaki muhteşem süzülüşünü yansıtıyor. Mekanik kol saatleri zaman boyutundaki yolculuğumuzu ölçmenin en romantik yolu. Bu saatlerin aslında oldukça basit bir görevi var: 60 saniyelik, 60 dakikalık, 24 saatlik, yedi günlük devirler yapmak. Bu sayede saat çalıştığı sürece gerçek dünyayla uyumlu olmaya devam edecek. Ancak saatin günü ve ayı da göstermesini istediğimizde işler daha karmaşık bir hâl alıyor. Miladi takvim, insanların mevsimlerin sırasını ve gök cisimleriyle ilişkilerini anlama çabasını yansıtır ve Ay’ın döngüsü ile antik Roma tanrıları ve tanrıçalarından izler taşır. Tüm bunları hesaba katabilecek bir saat üretmek korkutucu bir görev. Takvimli en iyi saatlerin bir hayli karmaşık bir mekanizması var.
Pek çok saatte tarih göstergesi bulunur ve 31 gün sürmeyen aylarda ayarlanması gerekir. İkinci en basit takvim karmaşası ise tarihi, günü, ayı ve bazen de Ay’ın evresini gösteren tam takvimler. Ancak bu saatler de farklı uzunluktaki ayları ve artık yıl döngüsünü hesaba katmaz, bu nedenle yılda beş kez ayarlanmaları gerekir. Bu ayarlamalar genellikle kasanın kenarındaki gömme pimlerle
yapılır. Öte yandan Blancpain Villeret Quantième Complet GMT modelinde tüm takvim ve Ay evresi göstergelerini parmağınızın ucuyla, patentli bir Blancpain buluşu olan mandalın altındaki düzelticilerle ayarlayabiliyorsunuz. Bu saatin pek çok karakteristik özelliği var: tarihi gösteren ve alışılmışın dışında bir görünüme sahip mavi renkteki eğri ibre, ucunda kırmızı üçgen bulunan ve ikinci zaman dilimindeki saati gösteren ibre, kısa Roma rakamları ve Ay’ın bilmiş bilmiş bakan yüzü. Dâhili otomatik makine 72 saatlik güç rezervi sağlıyor.
Yıllık takvimli saatler, farklı uzunluktaki ayları da hesaba katar; böylece yalnızca şubat ayı sonunda ayarlamanız gerekir. A. Lange & Söhne’nin Saxonia Annual Calendar modeli, kadranın tepesinde markanın simgesi olan çift tarih penceresi ve haftanın günlerini, ayları, kronometreyi ve Ay’ın evresini gösteren alt kadranıyla klasik bir görünüme sahip. 476 bileşenin sığdırıldığı 38,5 mm çapındaki kasasıyla hem erkeklerin hem de kadınların takabileceği bu saat yalnızca 9,8 mm kalınlığında… Saat, stylus yardımıyla kasa kenarındaki mikro pimlere basılarak ayarlanır. Saatin safir camlı kasa arkası sayesinde, altın mikro rotoru ve kuğu boynu şeklinde olup elle işlenmiş regülatörüyle muhteşem bir şekilde süslenmiş L085.1 makinesi görülebiliyor.
Yıllık takvimli bir saat olan Rolex Sky-dweller, ikinci zaman dilimindeki saati gösteren döner diski, tarihi gösteren Cyclops lensli penceresi ve saat göstergelerinin uçlarında ayları gösteren küçük kırmızı pencereleriyle alışılmışın dışında, orijinal bir görünüme sahip. Aralık ayının 12’de, ocak ayının birde olacak şekilde sıralandığını bilmeniz yeterli. Bu yaklaşımda ince bir mantık gizli: Genellikle hangi ayda olduğumuzu hepimiz biliriz. Bu saatte de ay göstergesi her şeyden önce yıllık takvimi ayarlamaya yarıyor. Tüm ayarlar kurma kolundan yapılıyor ve fonksiyonlar çerçevenin döndürülmesiyle seçiliyor. Calibre 9001 ile çalışan Sky-dweller, Rolex’in en karmaşık saat mekanizmalarından birine sahip.
Daimi takvimler farklı uzunluktaki ayları ve dört yıllık artık yıl döngüsünü de hesaba katar, böylece yalnızca yüzyıl değiştiğinde, yani en erken 2100 senesinde ayarlama yapmanız gerekir. Tarih ve ayı gösteren alt kadranları ve “saat 6” konumunda artık yıl döngüsünü gösteren küçük penceresi ile sağlanan modern ve neredeyse minimalist görünümüyle Vacheron Constantin Traditionnelle Twin Beat Perpetual Calendar da bu özelliğe sahip. Bu saatin aynı zamanda sıra dışı bir özelliği de var: Osilatörün hızını seçerek makineyi hızlı ve doğru 5 Hertz’de veya daha yavaş 1,2 Hertz’de çalıştırabiliyorsunuz. 1,2 Hertz’i seçtiğinizde saatiniz 65 gün boyunca çalışabilir, bu da oldukça etkileyici bir süre. Bu durum, özellikle sürekli çalışması gereken daimi takvimli saatler için uygun ve harika bir fikir. Kulağa basit gelse de hangi balansın kullanılacağını seçmek, yani bir balansı durdurup diğerini başlatırken saatin geri kalmasını önleyerek hassasiyeti korumak için gereken mekanizma karmaşık saat yapımı becerisi gerektiriyor.
Mekanik kol saatleri zaman boyutundaki yolculuğumuzu ölçmenin en romantik yolu.
H. Moser’ın Endeavour Perpetual Calendar Purity modeli, “saat 3” konumundaki geniş penceresi ile yalnızca tarihi gösteriyormuş gibi görünen; renk geçişli, gizemli Cosmic Green kadranı ile daimî takvime radikal ölçüde minimalist bir yaklaşım sergiliyor. Öte yandan aylar, ortadaki eksenin üzerinde bulunan ve saat pozisyonlarını referans alan küçük bir okla gösterilirken; artık yıl döngüsü kasanın arkasında gösteriliyor. Saat, daimî bir takvim için gereken makinenin karmaşıklığı ile marka adının bile bulunmadığı kadranın sadeliği arasında zıtlık hissi uyandıran hoş bir model.
Tam, yıllık ve daimî takvimlerin dışında zamanın yalnızca belirli unsurlarını gösteren saatler de mevcut. Örneğin, Hermès’in Arceau L’heure de la Lune modelinde saat ve tarihi gösteren iki alt kadran, aynı zamanda kadranın çevresinde dönerek Kuzey ve Güney yarım kürelerde Ay’ın evrelerini de göstermekte. Bu basit ama özgün ve yaratıcı fikir her iki kadranı da sürekli olarak yatay konumda tutma ihtiyacıyla daha karmaşık bir hâl almış. Patek Philippe’in 5212A Calatrava Weekly Calendar modeli ise bir başka yenilikçi tasarım. Tarih, “saat 3” konumunda alışılagelmiş bir pencereyle, genellikle iş dünyasında kullanılan hafta sayısı ise uzun, kırmızı uçlu bir ibreyle gösteriliyor. Daha kısa bir başka ibre de haftanın günlerini gösteriyor. Kadran üzerindeki tipografi bu saate ayrı bir büyüleyicilik katıyor: Yazıların ve sayıların tamamı elle yazılmış gibi görünüyor. Kullanılan yazı tipi gerçekten de markanın tasarımcılarından birinin el yazısından esinlenilerek tasarlanmış. Sonuç olarak ortaya sıcak bir insan dokunuşu taşıyan bir saat, oldukça kalabalık mekanik saat arenasında her zaman yeni şeylere yer olduğunu gösteren güzel bir örnek çıkmış.