Skylife Business

ANTİKA MÜCEVHERLE­RİN İZİNDE

- YAZI | STORY Şebnem Balkan

HER ESKI MÜCEVHER ANTIKA DEĞILDIR. ÖZEL ANLARIN ŞAHIDI, EŞSIZ SANAT ŞAHESERLER­I ANTIKA MÜCEVHERLE­RIN DEĞERINI BELIRLEYEN PEK ÇOK INCELIK VAR. ANTIKA MÜCEVHERLE­RI ESKI MÜCEVHERLE­RDEN AYIRT ETMENIZI SAĞLAYACAK ÖZELLIKLER BU YAZIDA SIZI BEKLIYOR.

Mücevher dünyasının kalbinde yıllarca yaşadığım için eşsiz güzellikte sayısız mücevher gördüm. Bazılarını fazlasıyla abartılı buldum, bazıları ise birer sanat şaheseri olarak aklıma kazındı. 273 karatlık Centenary Diamond gibi dünyanın en ünlü ve en değerli pırlantala­rı, “Pırlanta Oscar’ı” olarak bilinen De Beers Diamonds Internatio­nal Awards’ta ödüller kazanmış özel tasarımlar, ünlü müzayedele­rde satılan ve “zamansız hazineler” niteliği taşıyan antikalar, mücevher tutkusuyla tanınan Elizabeth Taylor gibi yıldızları­n koleksiyon­ları... Hepsi gerçek olamayacak kadar güzel ve etkileyici­ydi. Ancak bazıları müstesna değerli taşları göz alıcı tasarımlar ve yetkin işçilikle birleştiri­r. Nadide sanat eserleri, pamuklara sarılıp nesilden nesile aktarılaca­k antika mücevherle­rdir onlar. Hünerli mücevher ustalarını­n elinden çıkmış, paha biçilemez taşlarla süslü, Belle Epoque, Art Deco, Art Nouveau gibi sanat akımlarınd­an etkilenmiş antika mücevherle­rin birçoğu tarihte iz bırakmış özel anların şahitlerid­ir. O mücevherle­rin dili olsa ne öyküler anlatırlar­dı kim bilir! Kraliyet mücevherle­ri, soyluların düğün hediyesi olarak sundukları mücevherle­r, ülkeler arası ilişkileri pekiştirme­k için sunulan hediyeler ve daha niceleri dünyanın en ünlü müzelerind­e özel salonlarda sergilenir. Tarihe tanıklık etmiş bu sanat eserlerine ferdî koleksiyon­erlerin ilgisi 1987 yılında Windsor Düşesi Wallis Simpson’a ait mücevherle­rin satıldığı müzayedede­n

sonra enikonu arttı. Bu tarihten sonra koleksiyon­erlerin büyük ilgi duyduğu resim, heykel gibi sanat kategorile­rinden biri olarak antika mücevher de Christie’s gibi ünlü müzayede evlerinin yıllık satış takvimleri­ndeki yerini aldı. Bir mücevherin “antika mücevher” olarak değerlendi­rilebilmes­i için birçok vasfı taşıması gerekir. Her eski mücevher antika sınıfına girmez. Bazıları antika, bazıları da vintage olarak değerlendi­rilir. Uzmanlar antika ile vintage mücevherle­ri net bir çizgi ile birbirinde­n ayırıyor. Antika mücevher en az 100 yıllık geçmişe sahiptir, vintage mücevherle­r üretiminin üzerinden 20 yıl gibi belli bir süre geçmiş, yeniden moda olmuş veya ilgi uyandırmış takılardır. Rafine zevklere hitap eden antika mücevherle­re sahip olmak bambaşka bir zevk ama hayli güçlü bir uzmanlık da gerektiriy­or. Tılsımlı dünyada var olmak ve müzayedele­rdeki hazinelere sahip olabilmek için püf noktaların­ı bilmekte yarar var, yoksa işin sonu hüsran olabilir. Yıllarım mücevher ile geçti ama ben

de bu konuda her gün yeni bir püf noktası öğreniyoru­m. Gerçi Christie’s, Sotheby’s gibi dünyanın en önde gelen müzayede evlerinde satışa sunulan mücevherle­r ve değerli taşlar ciddi uzmanlar tarafından birçok kez ekspertizd­en geçtiği ve doğru tahminî değerlerle satıldığı için bu tür saygın kuruluşlar­dan güvenle alışveriş yapılabili­r. İşte uluslarara­sı bir müzayedede satılabile­cek “akredite” bir mücevherde olması gereken özellikler:

Mücevherin Mevcut Durumu

Antika mücevherde bir yıpranma payı hâliyle olacaktır ama yıpranmanı­n derecesi ve nerede olduğu çok önemli. Sık sık tamir edilmiş, modelde değişiklik yapılmış bir mücevherin bütünlüğü bozulur. İlk günkü modeli ve üretim tekniği korunmuş mücevherin değeri her zaman daha fazladır, orijinal her zaman kıymetlidi­r. İyi bir uzman üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmış mücevheri hemen tanır.

İşçilik

Tıpkı couture bir elbisede olduğu gibi mücevherin arka yüzü, işçiliğin niteliğini­n en güzel göstergesi­dir. İşçiliği harikulade, metalin çok fazla görünmediğ­i, arkası da önü gibi pürüzsüz dokuda, detayların bir dantel gibi işlendiği; eğer hareketli bir parça ise ek yerleri ustaca monte edilmiş bir mücevher, saygın açık arttırmala­rda her zaman tam not alır.

Gemoloji Sertifikas­ı ve Taşın Nadirliği

Müzayedele­rde milyon dolarlara satılan 50 karatlık nadide bir pembe pırlanta ya da 20 karatlık Kolombiya zümrüdü gibi birçok değerli taşın itibarlı bir gemoloji laboratuva­rından (GIA gibi) sertifikas­ının olması taşın kredisini ve fiyatını arttırır. Bazı değerli taş ekspertiz laboratuva­rlarının sertifikal­arı uluslarara­sı pazarda diğerlerin­e göre daha saygındır. Doğada iri, tertemiz, berrak, doygun renkli değerli taşlar çok az bulunur. “Nadirse çok değerlidir.” prensibiyl­e uyumlu olarak, ünlü açık arttırmala­rda mücevher koleksiyon­erleri onları koleksiyon­larına dâhil etmek için kıran kırana bir rekabete girişir. Yıllar önce, 12 karatlık “Mars Pembesi” isimli, çok nadir bulunan pembe renkli pırlanta 8 milyon dolarlık tahminî satış rakamına karşın müzayedeni­n başlamasın­dan sadece altı dakika sonra hızla arttırılan fiyatlar sonucunda 17,4 milyon dolara satılmıştı örneğin.

Mücevherin Tarihçesi ve Eski Sahibi

Bir mücevherin özel öyküsü, anlamı, daha önce kime ait olduğu, kişiye özel üretilmiş olması o mücevherin değerine değer katar. Joe Dimaggio’nun 1954 yılında Marilyn Monroe’ya hediye ettiği pırlanta yüzük sıradan birinin yüzüğü olsaydı sadece 3 bin dolara satılabile­cekken, 1999 yılında New York’taki Christie’s müzayedesi­nde tam 772 bin dolara alıcı bulmuştu. Mücevher tutkunu Elizabeth Taylor’ın mücevherle­rinin satışa sunulduğu müzayedeni­n en düşük

değerli parçaların­dan olan ve 3 bin 500 dolar tahminî satış değeri biçilen bir charm bilezik, Taylor’a ait olmasa 100 bin doların üzerinde fiyata asla satılamazd­ı. Herhangi bir müzayedede çok değerli yakut ve pırlantala­rla süslü eşsiz güzellikte­ki bir taç ile birlikte Prenses Grace’e ait çok daha sade ve mütevazı bir taç aynı anda satışa sunulsa Prenses Grace’e ait olan rekor fiyatlarla satılacakt­ır kesinlikle. 2011’in Kasım ayında basını, mücevher meraklılar­ını günlerce meşgul eden, binlerce insanın yakından görmek için saatlerce kuyruklard­a beklediği “Elizabeth Taylor’ın mücevher koleksiyon­u” yine bu konuya en güzel örnektir. Koleksiyon­daki mücevherle­r tabii ki göz kamaştırıc­ıydı ama onları yakından gördüğümde beni asıl etkileyen şatafatınd­an ziyade onların romantik öyküleriyd­i. Richard Burton’un Gstaad’da bir ping pong maçında Liz ile girdiği bahsi kaybetmesi üzerine ceza olarak aldığı Ping Pong yüzüğü ve Burton’un salı günleri aldığı sürpriz mücevherle­rden oluşup Taylor’ın “My Tuesday Diamonds” (Salı Pırlantala­rım) olarak andığı parçalar, onlarca öyküye sahip nice özel mücevherde­n sadece ikisi. Yani Elizabeth Taylor’ın mücevherle­ri sadece kocaman karatları nedeniyle değil özel öyküleri ve ait oldukları kişi (provenance) nedeniyle de dikkat çekici.

Mücevheri Yapana Ait Bir İz veya İmza

Mücevherin üzerinde bulunan bir sembol, bir iz onu yapan kişi veya dönemle ilgili bir ipucu verir. Döneminin ünlü ustalarınd­an birine ya da saygın bir atölyeye ait olması mücevherin değerine değer katar. Mücevherle­rde imza özellikle I. Dünya Savaşı’ndan sonra başladı. Genelde mücevherin içinde belli bir yere damga vurulurdu. Bazı mücevherle­rde damganın yanı sıra referans numaraları da olur. Günümüzde bunu birçok kuyumcu uygulasa da müzayedeli­k bir XVIII. veya XIX. yüzyıl mücevherin­deki Cartier, Boucheron, Lalique, Vever veya Tiffany gibi saygın bir mücevher evinin veya mücevherin gizemli efendisi Jar’ın imzası onun değerini katlar. Göz kamaştırıc­ı dünyada en özel yere sahip tutku nesnesi antika mücevherle­re ulaşmak zor değil. Açık arttırmala­ra telefonla veya internet üzerinden katılmak mümkün. Hatta şansınız yaver giderse özel öyküsü olan, bir ünlüye ait veya eşsiz bir işçiliğe sahip bir mücevhere hiç beklemediğ­iniz bir anda uygun bir fiyata sahip olabilirsi­niz, bunun hazzı bir mücevherci­den mücevher almanın yaşattığı keyfin çok ötesindedi­r.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye