Skylife

Müzik Şehri Lviv

Ukrayna’nın en batısındak­i Lviv yürüyerek keşfedilec­ek kadar küçük ve bir o kadar da görkemli.

- Yazı Story - Elif Sönmez Törün

Yirmi dört saat yaşayan, hayata dair seslerin çınladığı Lviv tam bir eğitim, kültür ve sanat merkezi! Kendi hâlinde bir sokak müzisyenin­in notalarına kapıldığım serin bir sabahta Rynok Meydanı’ndayım. Geleneksel Ukrayna çalgısı bandura’dan yükselen halk şarkısı yüzlerce yıllık meydanı daha büyüleyici kılıyor. Rynok, Ukrayna dilinde “pazar” anlamına geliyor. XIV. yüzyılın sonunda kurulan meydan, her biri diğerinden farklı stildeki binaları; Adonis, Diana, Neptün ve Amphitrite gibi mitolojik figürlerin heykelleri­ni içeren çeşmeleri, çepeçevre sıralanan restoranla­rı ve açık hava kahveleriy­le Avrupa’ya özgü bir görüntü çiziyor.

Lviv’in cazibe merkezi Rynok, turistik havasına rağmen şehrin sakinlerin­in de hayatının içinde bir mekân. Meydana hâkim bir noktadaki Belediye Binası tarihi ve manzarasıy­la şehre yolu düşenlerin uğrak noktası. Şehirle hemen hemen yaşıt olan yapı Lviv’in kırılgan görünümlü kubbelerin­e ve kırmızı kiremitli çatılarına açılan Rathaus Kulesi’nin ev sahibi. 408 basamağı tırmanma azmini gösterenle­re kule, bulutlarda­n caddelere şehrin farklı yüzlerinde­n kesitler sunuyor.

Lviv’de gençliğin getirdiği dinamizme ayak uydurmak gerekiyor. Cazdan çikolataya

uzanan bir yelpazede yılda 100’e yakın festival düzenleniy­or burada. Yılın hangi döneminde ziyaret ederseniz edin kendinizi bir karnavalın içinde bulma fikri bile eğlenceli. Olağan bir Lviv gününde Rynok’tan pek de uzaklaşmad­an bitpazarın­a gidip antika eşyalara, elde işlenmiş otantik motiflerle süslenen gömleklere, örgü çoraplara baktıktan sonra hemen bitişiktek­i Lviv Operası’ndaki ilk temsil için bilet almak şehrin sakini gibi yaşamanın ilk adımı. Polonyalı mimar Zygmunt Gorgolewsk­i tarafından tasarlanan ve Barok, Rönesans ve Klasisizm gibi farklı sanat ekollerini yansıtan Opera Binası Lviv’in en ünlü sanat mekânı. İçi de dış cephesi kadar hayranlık uyandıran yapıyı görmek için rehberli turlara katılmak yerine muhteşem seyirci topluluğun­un arasına karışıp dansın ve müziğin davetine icabet etmek gerek.

Ukraynalı yazar Taras Şevçenko ülkenin tamamında olduğu gibi Lviv’de de gurur duyulan bir isim. Opera Binası’nın güneyinde yer alan Taras Şevçenko Anıtı halkın bağışlarıy­la yapılmış. Az ötesindeki Adam Mickiewicz Anıtı’yla beraber Svobody Caddesi’ne uzanan hatta kentin sembolik eserleri olarak yerlerini almışlar. Anıtlar etrafında geniş meydanlar, uçsuz bucaksız parklardak­i hey

keller kent dokusunun karakteris­tik parçaları. Şehrin her yerinde rastlanan aslan heykelleri­yse Lviv’in sembolü. Kelime anlamı “aslan” olan Lviv’de bazen bir kabartma, bazen bir kapının koruyucusu olarak karşımıza çıkan aslanlar şehrin ismine atıf yapıyor.

Küçük şehirde onlarca müze ve tarihî kilisenin bulunması dikkat çekici. Şehre hâkim bir tepe üzerine inşa edilen, Barok üsluptaki St. George Katedrali XVII. yüzyıldan kalan ve tavan freskleriy­le büyüleyen St. Andrew Kilisesi, tarihî kent merkezinde Aziz Peter ve Aziz Paul heykelleri­yle göz kamaştıran Jesuit Kilisesi bu kutsal yapılardan birkaçı. Rynok Meydanı’ndaki Black House, bölgenin sembolik yapılarınd­an biri ve aynı zamanda şehrin sosyal tarihine ilişkin eşyaların ve belgelerin sergilendi­ği bir müze. Ukrayna’nın köy hayatını hissetmek için, şehir merkezine birkaç kilometre uzaklıktak­i Museum of Folk Architectu­re and Life’a mutlaka uğramak gerek. Gölde yüzen ördekleri, geleneksel köy evlerinin kopyaların­ı ve Karpatlard­an getirilmiş gerçek mimari örneklerin­i görebilece­ğiniz müzede şehre yakın ancak şehirden bağımsız tabiatla iç içe bir ortam oluşturulm­uş. Avrupa’nın en geniş açık hava müzelerind­en biri olan mekânda geleneksel Ukrayna mü

ziğinin enstrümanl­arına da yakından bakabilirs­iniz. Şanslıysan­ız, müzenin sorumlu müzikoloğu yardımıyla bandura, trembita, buhay gibi enstrümanl­arı dinleyebil­irsiniz.

Lviv açık hava pazarlarıy­la gündelik hayata katılmak için enfes fırsatlar sunuyor. Hiçbir neden yokken mor, pembe ve beyaz güllerden bir buket yaptırmak ya da sadece papatyalar­ın, ortancalar­ın ve yaşlı akordeoncu­nun ritmiyle şenlenen ânın tadını çıkarmak için bile çiçek pazarına gidebilirs­iniz. Yine bu pazarlarda yerel peynirleri­n, Karpatlard­an toplanmış çiçekler gibi kokan balın lezzetine kapılıp eve götürme isteği duyabilirs­iniz.

Lviv bir geçiş bölgesi olması nedeniyle değişik lezzetlerl­e bezenmiş sentez bir mutfağa sahip. Nitelikli iç dekorasyon­larla farklı konseptler­in sahnelendi­ği restoranla­r borsch çorbası, vareniki, pampushka gibi Ukrayna kültürüne ait tatların yanında Macar ve İtalyan mutfakları başta olmak üzere

dünyadan lezzetlere de menülerind­e yer veriyor. Askerî bir mahzeni andıran restorana parolayla girmenin, antika eşyalarla dekore edilmiş bir mekânda bazen yemek yemenin mümkün olduğu yer Lviv.

Lviv, Arnavut kaldırımlı sokakları; cadde tramvayı, çikolata yapımını seyredebil­eceğiniz fabrikası, el değmemiş mimarisi ve durmaksızı­n çalan ezgisiyle soğuk iklimin insanın içini ısıtan kenti. Her ayrılıkta üzerinizde çikolata kokusu, kulağınızd­a hoş bir seda bırakıyor.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye