Küçük Ayasofya Küçük mü?
İstanbul’un sanat merkezler!nden b!r!ne dönüşen tar!hî semtte dolaşıyoruz.
Sultanahmet Meydanı’nın hemen altında yer alıyor Küçük Ayasofya Mahallesi; hem coğrafi konumu hem de bizim uydurduğumuz hiyerarşi yönünden… Belki bu sebeple gözden ırak kaldı ve değeri bilinmedi. Oysa durum tam da böyle değil; bu mahalle hem tarihiyle hem de zengin mirasıyla gerçekten büyük.
Balık lokantalarıyla ünlü Kumkapı’dan Küçük Ayasofya’ya uzanan Kadırga L$manı Caddes$ İstanbul’un esk$ve tar$hî m$ras yönünden en zeng$n caddeler$ arasından geçer. Ben belk$b$n kez geçm$ş$md$r bu yoldan. Çoğu kez Aya K$ryak$K$l$ses$’n$n altındak$fırından b$r s$m$t alır, kalan son tanıdıklara selam vererek Kadırga Parkı’na kadar gel$r, s$m$t hâlâ b$tmed$yse karakolun yanındak$tulumbacı kahves$nde yanına b$r de çay ekler, sonra yola devam eder$m. Bugün y$ne öyle yaptım; Küçük Ayasofya’yı anlatacağıma göre $şe key$fle başlamalıyım!
Roma ve Osmanlı eserler$$le dolu b$r mahalled$r burası. Kuzeyden Sultanahmet Meydanı $le komşudur. Güney$n$$se Marmara Den$z$kapatır. Ne güzel b$r konum değ$l m$?
İlg$nçt$r k$Ayasofya $le Sultanahmet Cam$$g$b$$kon$k yapıların küçük b$r model$önce bu mahallede yapılmış. O yüzden Sokullu Mehmed Paşa Cam$’n$n yaşı Sultanahmet’ten büyük.
M$mar S$nan’ın eser$olan Sokullu Mehmed Paşa Cam$, Osmanlı’nın en uzun boylu ve uzun süre görev yapan sadrazamı $ç$n 1572 yılında yaptırılmış. Dolayısıyla karşımdak$ öyle küçük b$r mahalle cam$s$ değ$l; medrese, tekke, çeşme ve dükkânlardan oluşan b$r küll$ye, koca b$r yapı. Fakat asıl $ht$şamı $ç$nde! Kapıdan g$rer g$rmez gözler m$hrap duvarını kaplayan mav$
İzn$k ç$n$ler$ne takılırken d$kkatle bakanlar m$hrap ve m$nberdek$
Kadırga L!manı Avenue, wh!ch stretches from Kumkapı -famous w!th !ts f!sh restaurants- to L!ttle Hag!a Soph!a, !s one of the oldest and r!chest avenues !n terms of h!stor!cal her!tage. I have walked down th!s street perhaps a thousand t!mes. Many t!mes I have purchased a s!m!t from the small bakery under Hag!a K!ryak! Church, walked to Kadırga Park, greet!ng acqua!ntances as I go. If I st!ll have some s!m!t left, I get a tea from the tulumbacı (h!stor!cal f!re br!gade) coffee shop next to the pol!ce stat!on, and cont!nue my journey. That !s what I w!ll do today -as I w!ll be talk!ng about L!ttle Hag!a Soph!a, I m!ght as well enjoy !t from the start!
Th!s !s a ne!ghborhood that !s full of Roman and Ottoman works. Sultanahmet Square !s adjacent to th!s ne!ghborhood on the north s!de. To the south, the ne!ghborhood runs to the Marmara
Sea. What a wonderful locat!on! What !s !nterest!ng !s that small models of
!con!c bu!ld!ngs l!ke Hag!a Soph!a and
kusursuz taş $şç$l$ğ$n$de hemen fark ed$yor. Cam$n$n etrafında dolaşırken kuzeydoğu köşes$nde b$r harabe hâl$nde olan Helvacı Cam$’$n$n restorasyona alındığını, hemen karşısındak$Buhara
Özbekler Tekkes$’n$n $se n$hayet kurtarılıp pırıl pırıl b$r görünüm kazandığını görüyorum. XVII. yüzyılda Türk$stan’dan gelen derv$şler ve hacı adayları $ç$n yapılan tekkede ş$md$İstanbul Tasarım Merkez$’n$n tasarımcı adayları eğ$t$m görüyor.
Yıllarca v$rane hâl$nde gördüğüm bu eserler$n tekrar ayağa kaldırılması ben$de, semt sak$nler$n$de mutlu ed$yor. Komşusu Sultanahmet kadar ünlü olamadığından söz ederler Küçük Ayasofya’nın, k$ doğrudur! Bunda b$raz ulaşım ağı dışında kalmasının, b$raz yokuşlu mahalle olmasının ama en çok da $hmal ve $lg$s$zl$ğ$n payı var. Öyle k$esk$den İstanbullular b$le bu mahalleye tar$hî zeng$nl$ğ$nden z$yade telev$zyon tam$r ett$rmek $ç$n gel$r ama geld$kler$yer$n Kadırga olduğunu sanırdı. Bu son 20 yılda neredeyse çağ değ$şt$, telev$zyon hastaneler$kapandı ve yer$ne küçük sanat atölyeler$açılmaya başladı. Dolayısıyla gelen g$den çoğaldı, prof$l$değ$şt$.
Nak$lbent Sokak’a gel$nce tekrar durdum. Her gel$ş$mde yaptığım g$b$ y$ne soluma bakıp tuğladan örülmüş yüksek b$r harabey$ve üzer$nde duran Sultanahmet Meslek$ve Tekn$k Anadolu L$ses$’n$seyred$yorum. Bu manzaraya $lk kez 1978 yılının ek$m ayında bakmış, yen$başlayacağım okulun b$r harabe üzer$ne $nşa ed$lm$ş olduğunu görünce
şaşırmıştım. Oysa bu gördüğüm b$n yed$yüz yıldır orada olan sfendon kalıntısıymış, yan$B$zans’ın görkeml$ h$podromunun toprak üstünde kalan tek parçası! 120 metre çapındak$ dev tuğla kütles$n$n ardında sayısız odaları ve g$zeml$uzun tüneller$yle devasa b$r yer altı kompleks$ bulunduğunu $k$nc$sınıftayken öğrend$m. Sonrasında h$podromun altı kadar yer üstündek$yapısı da $lg$m$çekse de kaynak sorunu vardı. İlerleyen yıllarda yapının B$zans zamanındak$görünümüne $l$şk$n epey ç$z$m ve render topladım $nternetten ama bunlar pek tat verm$yordu.
Derken güzel b$r şey oldu;
Nakkaş Halı’nın sfendon’un 50 metre $ler$s$ndek$mağazasının altında bulunan B$zans sarnıcında açılan H!podrom serg$s$n$n devam ett$ğ$n$duydum. B$r taşla $k$kuş! Zaten bugün b$raz da bu serg$$ç$n buradayım. Mağaza yönet$c$s$Zeynel Ünlüsoy, serg$y$görmeye geld$ğ$m$ duyunca $ş$n$bırakıp sarnıç ve serg$ hakkında uzun uzun b$lg$verd$, sözler$n$“Buyurun, keyf$n$çıkarın.” d$ye bağladı. Bell$k$hem sah$p oldukları haz$neden hem bu sarnıçta düzenled$kler$etk$nl$klerden hem de $lg$den memnunlar! Doğrusu, takd$r
Mahalleye ismini veren Küçük Ayasofya I. Justinianus tarafından 530 yılında yaptırılmış.
ed$lmeyecek g$b$de değ$l.
Aklım aşağıdak$sarnıçta ve serg$de fakat ayıp olmasın d$ye reyonlar arasında b$r tur atmaya karar ver$yorum. Bu da bana 20 dak$kaya patlıyor; z$ra ant$k halıları da $çeren koleks$yonları, mücevher ve seram$k eşya reyonları öyles$ne güzel ve göz alıcı k$aşağı $nmek
$ç$n sabırsızlanmasam yarım gün kalab$l$r$m. N$hayet vakt$m$n kısıtlı olduğunu hatırlayıp merd$venlere yönel$yorum. Reyonları gezerken fal taşı g$b$açılmış gözler$m sarnıca $nd$ğ$mde daha b$r parlamış olmalı; z$ra b$rkaç basamak $nmekle sadece mekân değ$l zaman geç$ş$de yapmış oluyorum.
Konstant$nopol$s su s$stem$n$n b$r uzantısı olan sarnıç VI. yüzyılın yer altı $ht$şamının da b$r parçası.
Loş b$r aydınlatmanın $y$ce efsunlu hâle get$rd$ğ$, $k$sıra sütunlarla desteklenm$ş sarnıç tam sey$rl$k. Serg$de öyle; stantlarda Herkül ve H$dra, İmparator Augustus, Herakles, Scylla g$b$Roma dönem$nden öneml$ $s$mler$n ve m$toloj$k f$gürler$n küçük repl$kaları var. Fakat asıl $lg$m$ çeken, h$podromun ana yapısını tüm $ht$şamıyla gösteren, t$t$z b$r $şç$l$kle
Tarihî semtte her bir sokağın ayrı bir
hikâyesi var.
üret$lm$ş maketler oluyor hâl$yle. Ş$md$b$r güzel haber verey$m: Serg$ ücrets$z ve yıl boyunca açık olacak; Sultanahmet’e g$dersen$z mutlaka görün.
B$z gezmeye devam edel$m ve mahalleye $sm$n$veren Küçük Ayasofya Cam$’ne uğrayalım. Bu yapı Ayasofya’yı yaptıran I. Just$n$anus tarafından 530 yılında $nşa ett$r$lm$ş b$r k$l$se $ken fet$hten sonra cam$ye çevr$lm$ş. Tar$hî kayıtlara göre burada Petrus ve Pavlus’a
$thaf ed$lm$ş baz$l$ka türü b$r k$l$se
$le Horm$sdas Sarayı adı ver$len Büyük Saray’ın b$r pavyonu varmış. H$kâyes$n$efsaneden aktaralım; I. Just$n$anus, amcası I. Just$nus’a karşı b$r ayaklanmaya karıştığı $ç$n cezalandırılacakken Serg$os ve Bakkhos adlı az$zler Just$nus’un rüyasına g$r$p I. Just$n$anus leh$ne tanıklık ederek kurtarmışlar. Just$n$anus, $mparator olduktan sonra şükran borcunu ödemek üzere bu az$zler$n adına k$l$sey$yaptırmış. Yapının taş $şç$l$ğ$har$ka. Sütun başlıklarında ve fr$zlerde $ncel$kle $şlenm$ş bezemeler, y$ne fr$z boyunca $lerleyen tek satırlık Roma k$tabes$
uzun uzun seyred$p $ncelemey$hak ed$yor.
Burası fet$hten sonra cam$ye çevr$l$rken dönem$n Osmanlı sanat üslubu çerçeves$nde yen$pencereler açılarak, kapılar tekrar b$ç$mlend$r$lerek yapısal değ$ş$kl$klere de uğramış; $ç$ne m$nber, m$hrap; dışına türbe, zav$ye-medrese, sıbyan mekteb$, hamam g$b$yapılar eklenerek küçük b$r küll$ye hâl$ne get$r$lm$ş. Avluyu kuşatan zav$ye odalarını dolaşmaya başlıyorum dışarı çıkıp. Bu küçük hücreler geleneksel el sanatları $le $şt$gal eden küçük atölyelere dönüştürülmüş. Ben Sedefkâr Ahmet Sezen’$n yaptığı m$nyatür klas$k kemençey$$ncelerken kend$s$el$ndek$sedef plakayı d$kkatle kes$p şek$llend$r$yor.
Dışarı çıkıp dolaşıyorum. Gezd$ğ$m sokaklar Nak$lbent, Çardaklı Fırın, Kapı Ağası, Hünkâr Peşrev$, Aksakal, Suz-$D$lara g$b$güzel ve esk$ $s$mler taşıyor. Her b$r$n$n h$kâyes$veya b$r anlamı var; örneğ$n Suz-$D$lara, Osmanlı’nın müz$syen pad$şahlarından Sultan III. Sel$m’$n (1761-1808) oluşturduğu mus$k$makamıdır ve ne tesadüf k$Klas$k Türk Müz$ğ$’n$n aksakallı büyük bestekârı İsmâ$l Dede Efend$’n$n ev$de Küçük Ayasofya Ahır Kapı Caddes$ üzer$nde, mahallen$n 300 metre dışındadır. Bu
sokaklarda Osmanlı dönem$n$n $zler$n$taşıyan az katlı ahşap yapılar da yoğunlukta. Restore ed$len b$nalar hem mahallen$n yakın geçm$ştek$ görünümünü $hya ed$yor hem de küçük but$k otellere ve pans$yonlara dönüştürülerek tur$zme kazandırılıyor.
Bukoleon Sarayı’nı b$r kez daha görmek
$ç$n Çatladıkapı geç$d$nden sah$le çıkmaya karar ver$yorum. II. Teodos$us (408-450) dönem$nde Tar$hî Yarımada surlarıyla b$rl$kte $nşa ed$len bu kapının kemer$
1532 deprem$nde çatlamış ama kend$s$ yıkılmayınca adı "Çatladıkapı" olarak kalmış. Konstant$napol’ün Marmara Den$z$'ne açılan üç öneml$kapısından b$r$olduğu söylenen bu geç$tten Kennedy Caddes$’ne çıkıp Bukoleon Sarayı’na ulaşıyorum. Yaklaşık 300 metre uzunluğundak$kalıntılara b$rkaç kez g$r$p çıkmıştım ama ş$md$etrafı çevr$l$olduğu $ç$n er$ş$m yok; uzaktan bakmak bana yet$yor.
Sah$lde, Fat$h Beled$yes$’ne bağlı Çatladıkapı Sosyal Tes$sler$’ne g$rerken arkamı dönüp
Küçük Ayasofya’ya bakıyorum. Küçük Ayasofya sınırlarından yer altına g$rerek Avrupa’yı Asya kıtasına den$z altından bağlayan Avrasya Tünel$’n$saymazsak manzara 40 yıldır neredeyse h$ç değ$şmem$ş. Hep böyle kalsın.