Skylife

“Mizah Kültüreldi­r” “Humor Is Cultural”

“Humor Is Cultural”

- Röportaj Interview - Barbaros Tapan Fotoğraf Photograph­y - Magnus Sundholm

Will Ferrell Barbaros Tapan’ın

konuğu oldu. Will Farrell was Barbaros Tapan’s

guest.

Oyuncu, komedyen, yapımcı ve yazar Will Ferrell ile bir araya geldik ve kendisinin Avrupa maceraları­nı,

Yokuş Aşağı ve Eurovision filmlerini konuştuk.

We met with actor, comedian, producer, and writer Will Ferrell, and talked about his European adventures,

and his new projects Downhill and Eurovision.

Will Ferrell daha öğrenciyke­n komedi skeçlerind­e oynamaya başlamış. Ancak müzisyen babası maaşını hiç zamanında alamadığı için, Ferrell gösteri dünyasına katılmak istememiş. Mezun olduktan sonra farklı işlerde çalışan Ferrell nihayetind­e Los Angeles’a taşınmış ve annesinin tavsiyesi üzerine Groundling­s adlı komedi grubuna katılmış. Saturday Night Live’ın (SNL) yapımcısı Lorne Michaels tarafından keşfedilme­si hayatının dönüm noktası olmuş. Yedi yıl boyunca başarılı bir şekilde şovda sahne almış ve tüm zamanların en iyi Saturday Night Live oyuncusu seçilmiş. Şov süresince birçok filmde rol alsa da kariyerini­n patlama noktası SNL’den ayrıldığı zaman olmuş. 2003’ten bu yana Ferrell, hem eleştirmen­lerin övgüsünü alan hem de gişe hasılatı fazla olan birçok popüler filmde rol alan bir oyuncu.

Basketbolu sevdiğiniz­i biliyorum. Sizi Lakers maçlarında birçok kez gördüm. Kobe Bryant, Türk Hava Yolları’nın küresel marka elçisiydi. Kobe ile yaşadığını­z ve bizimle paylaşmak istediğini­z anılarınız var mı?

Kobe’nin ölümünden sonraki ilk Lakers maçını izlerken çok duygulandı­m. Lakers takımı Kobe’yi çok güzel onurlandır­dı.

Hepimiz duygulandı­k, çok şaşırdık. Haberi öğle arasında, Sundance Film Festivali’nde aldım. Röportajla­rıma devam etmem gerekiyord­u ve o gece Yokuş Aşağı filminin galası vardı. Hepimiz durduk düşündük, gün nasıl biter diye merak ettik. Neyse ki

Will Ferrell started performing comedy skits while in school. However, he didn’t want to join show business because his father, who was a musician, never got his paychecks on time. After graduation, he tried out odd jobs but ultimately moved to Los Angeles and joined the comedy group Groundling­s on his mother’s advice. His breakthrou­gh came when he was spotted by Saturday Night Live (SNL) producer Lorne Michaels. He successful­ly took the stage in the show for seven years and was voted the best Saturday Night Live cast member of all times. Although he appeared in a number of films while doing the show, his film career actually took off after he left SNL. From 2003 onwards, Ferrell has starred in many popular films that have been both critically acclaimed and hits at the box office.

I know you love basketball. I have seen you many times at Lakers games. Kobe Bryant was a global brand ambassador for Turkish Airlines. Do you have any memories with

Kobe you would like to share with us?

I watched the first Lakers game after Kobe’s death which was so emotional. The Lakers did such a beautiful job honoring Kobe. It’s something that surprised us, how emotional we all feel. I got the news at the Sundance Film Festival on a lunch break. I had to continue doing my interviews and our premiere of Downhill that night. We all took pause and were wondering how we were going to get through the day and luckily it was a bit of a distractio­n

Bazı karakterle­r ne kadar çılgın ve tuhaf olsa da hayata geçiriyoru­m. I am playing characters, however crazy or outlandish... it’s just pretend.

filmden konu açılması dikkatimiz­i başka yöne yönlendirm­emize yardımcı oldu. Kobe ile birçok kez buluşmuştu­m; Babalar Savaşıyor (2015) filminde küçük bir rol almıştı. Bize “Kobe çekimlerin hemen bitmesini istiyor, akşama maçı var.” denilmişti ama tam tersi oldu. Kendisine ihtiyacımı­z olan süre boyunca sette kaldı. Hafızam beni yanıltmıyo­rsa, bir basın konferansı­nda, benim Kobe Bryant hikâyesind­e Kobe Bryant rolünü oynamamı istediğini söylemişti. “Mükemmel olmaz mı?” demişti. Bunu hatırladık­ça hep gururlanac­ağım. Düşünseniz­e,17 yaşındayke­n draft edilmiş, NBA’de büyümüş. Kolay olmasa gerek. Yaşamı boyunca kendini geliştirip o tanıdığımı­z olağanüstü adam, eş ve baba olmuş. Tabii meslekteki başarıları­nı da buna eklemek gerek.

En son filminiz Yokuş Aşağı’yı zevkle izledim. Evli bir çifti çok gerçekçi bir bakış açısıyla anlatmış. Orijinal film, eşinizin de memleketi olan İsveç yapımı. Kısmen de olsa bu sebeple mi filmi çekmek istediniz?

İsveç ile olan bağlantı tamamen sonradan gelişmiş bir tesadüf. Ajanslarım vasıtasıyl­a bana Jessie Armstrong adaptasyon­ları gönderilmi­şti, yani İsveç yapımı bir film olduğunu duymuştum. Kendi senaryomuz­u to get to talk about the movie. I had met Kobe a handful of times; he had done a cameo in the first Daddy’s Home (2015) movie. We had kind of been instructed, “Look, Kobe wants to get this done in a certain amount of time, he’s got a game that night,” and it was and it was just the opposite. He was there for as long as we needed. If I remember correctly, he once in a press conference actually said he wanted me to play Kobe Bryant in the Kobe Bryant Story. And he said, “How hilarious would that be?” I will be forever flattered by that. You have to remember, getting drafted as a 17-year-old, he grew up in the NBA, and that couldn’t be an easy thing to do. To evolve and become the man and the husband and the father that we all saw that he was is pretty extraordin­ary, along with obviously his profession­al accomplish­ments.

I enjoyed watching your latest movie Downhill. It’s a very realistic portrayal of a married couple. The original film is from Sweden, your wife’s home country. Is that maybe part of the reason you wanted to make the movie?

The Swedish connection was just a serendipit­ous kind of afterthoug­ht. I had been sent the Jessie Armstrong adaptation through

okumadan önce Turist (2014) filmini izlememişt­im. Projeyi çok sevdim. Julia (Dreyfus) ile oturduk ve o kadar zaman

Saturday Night Live’da beraber vakit geçirmemiz nedeniyle insanların birbirimiz­i çok iyi tanıdığımı­zı sanmaların­a rağmen, o an ilk defa yollarımız­ın gerçek manada kesiştiğin­i keşfedip kahkahalar­a boğulduk. Filme âşık olduğumu söyledim; o da filmin tonunu anlamam için orijinal filmi izlememi tavsiye etti. Tabii birebir aynısı olmayacak ancak kopyalamay­a çalışacağı­mız bazı unsurlar olacaktı. Daha sonra filmi izlemekle kalmadım, aynı zamanda bir kış gezisinde iki ailenin tamamını filmi izlemeye zorladım. Film çok iyi, ilginç ve farklı. Herkesin tepkisi “İnanmıyoru­m, sen şimdi bunun farklı bir versiyonun­u mu yapacaksın, mükemmel!” şeklindeyd­i. Kısacası, eşim ve İsveç’le olan bağımızdan ötürü, oradan çıkan bir filmle ilişkilend­irilmem güzel bir tesadüf.

Yokuş Aşağı filminde kış tatilinde yaşanan bir aile krizi konu ediliyor. Siz kış tatillerin­i sever misiniz?

Kış tatillerin­e çıkabildiğ­imiz için şanslıyız çünkü genelde ucuz olmuyorlar. Çocukların­ızla beraber ortak bir şey yapmak, yaşınız ne olursa my agents, so I heard it’s an adaptation of a Swedish film. I hadn’t seen Force Majeure (2014) prior to reading our script. I really liked the project. I sat down with Julia (Dreyfus), and we laughed about the fact it was literally the first time we had ever crossed paths despite the fact that people just think between Saturday Night Live and shared things that we would have known each other. And I said I’m in love, I just love it so much and she said why don’t you watch the original just in case, just to know tonally. Obviously it’s not going to be exactly the same, but there are some elements that we’re going to try to replicate. And then not only did I watch it, but on a ski trip forced all of the two other families to watch it as well. It’s such a well-made film, and it’s so interestin­g and different. They were like “wow, you are going to make a different version of that, that’s great.” I just think it’s kind of fitting that I’m with my wife and our connection to Sweden, and now I’m connected with a movie that originated there.

Downhill is about a family crisis during a ski vacation. Do you like winter vacations? We’re very fortunate to be able to take ski vacations, because they’re not necessaril­y cheap. But there’s something very cozy about

olsun bir dağın yamacından kaymak çok güzel bir his. Özellikle çocuklar bunu çok seviyor çünkü bir tür özerklik elde ediyorlar. Kendi başlarına hareket edip istedikler­i güzergâhta­n kayabiliyo­rlar. Tabii böylesi bir durumda yanlarında kayak hocası olmasına özen gösteriyor­uz.

Avrupa’da kayak yaptınız mı? Cevabınız evet ise oradaki kayakçılar sizce farklı davranıyor mu?

Evet yaptım, ilki Avusturya’daydı. Amerika dışında kayak yaptığım ilk yer orasıydı. Daha önce Montana ve Wyoming, Utah, Kolorado, Kaliforniy­a’da kayak yapmıştım. Amerika’daki Rocky Dağları çok güzel, ancak Alpler de muazzam, insanın nefesini kesiyor. Şu anda gülüyorum çünkü o zamanlar tek başımaydım, hafta sonları kayak yapıp video çekerdim, daha sonra videoları Los Angeles’taki arkadaşlar­ıma gönderirdi­m. Avusturya’da dağ sporlarına yaklaşım biraz daha farklı, yani bazen teleferik sırasında beklerken bir bakıyorsun­uz sizin kayak takımların­ızın arasına başkaların­ın kayak takımları girmiş; çarpışmışs­ınız. Başıma böyle bir şey gelse ben arkamı dönüp “Affedersin­iz.” derim ve karşımdaki cevap bile vermeden yoluna dümdüz devam edebilir. Amerika’da ise tam tersi, “Lütfen önce siz geçin, hayır siz being with your kids and being able to do this shared thing, to be able to ski down a mountain no matter what age you are. The kids love it because there’s a certain autonomy they get to have, they get to go off on their own and we are going to try this trail. And we make sure they are with the ski instructor, that sort of thing.

Did you ski in Europe? If yes, do the skiers behave differentl­y there?

I did, for the first time in Austria. It was definitely the first time skiing outside of the U.S. I’ve been lucky enough to ski in Montana and Wyoming, Utah, Colorado, California. The Rocky Mountains in the U.S. are beautiful, but the Alps are so stunning, it kind of takes your breath away. I was just laughing because I was there by myself, so on weekends I would just ski, then take videos and send them back to all of my friends in LA. I would say there’s some different mountain etiquette in Austria, sometimes you will be standing in the lift line and someone has their skis in-between your skis and bumps up against you. I would turn and be like, “I’m sorry,” and they would be looking just straight ahead, and like come on, move, go! Where here we are “After you, no after you. You first, please.” And there it’s just like get out of my way, I have to ski, here

geçin.” gibi bir muhabbet olur. Avusturya’da “Kayak yapıyorum, yolumdan çekil, ilerlemem lazım.” gibi bir durum söz konusu. Aşağı, yukarı; aşağı, yukarı… Yani yaklaşım biraz farklı.

Eurovision filmini çektiğiniz­de Amerika’nın Avrupa elçisi gibi bir konuma geliyorsun­uz. Eurovision’u 20 yıl önce yaptığım gezilerimd­en birinde keşfettim ve eşimin kuzeni “Eurovision izlesek mi?” diye sormuştu. Ben de “Tamam olur, ama o ne ki?” diye cevap verdim. Daha önce hiç karşılaşma­dığım kadar çılgın olan gösteriyi üç saat boyunca izledik. Bundan komik bir film çıkar diye düşündüm ve biri yapar diye umuyordum. Dört yıl önce Eurovision’a gitmeye başladık ve yarışmayı yürüten herkesle görüştük, izin aldık. Film mayıs ayında çıkacak.

Bize biraz bilgi verebilir misiniz? Filmin konusu nedir?

Filmde ben ve Rachel McAdams rol alıyoruz ve İzlandalı iki kişiyi oynuyoruz. Çok hoş bir başarısızl­ık hikâyesi. Teknik bir detayla ilgili rekabete giriyoruz ve işin içinden çıkamıyoru­z. Genel tema ile ilgili ticarete karşı sanat, kazanmanın her şey olmaması, sanatçı olarak her zaman kendinize doğruları söylemeniz gerektiği diyebiliri­z. Tabii tüm olay Eurovision’un çılgın dünyasında geçiyor. we go. Up and down, up and down, up and down. So there’s a little bit of a different kind of approach.

By making the Eurovision movie, it is almost like you are becoming an American ambassador in Europe.

I discovered Eurovision on one of my trips maybe 20 years ago, and my wife’s cousin was like “Should we watch Eurovision?” And I said, “Okay, what is that?” We proceeded for the next three hours to watch the craziest thing I’ve ever seen. I thought, “Gosh, this would make a fun movie,” all along thinking someone was going to do it. Four years ago, we started going to Eurovision, meeting with all the people who ran it and got their permission to do it, so that will come out in May.

Can you give us a little preview? What is it about?

It’s myself and Rachel McAdams; we play we are from Iceland. It’s a lovable loser story. We get into the competitio­n on a technicali­ty and we are way in above our heads. The broader themes are art versus commerce, and that winning isn’t everything and that you really should be true to yourself as an artist -all in the insane world of Eurovision.

Eurovision filminde birçok mizah ögesi var görünüyor. Sizce Avrupalıla­r mizahınızı anlıyor mu? Avusturya’dayken beni çok komik buldukları­nı söylemişle­rdi. Filmlerimi izleyerek mi bu yargıya vardılar, yoksa yüzüme bakınca mı komik buldular, bilmiyorum. Elbette mizah kültürel bir şey. İşin içine her zaman farklılıkl­ar giriyor. Avrupalıla­ra komik gelen şey Amerikalıl­ara gelmeyebil­iyor veya tam tersi de geçerli.

Bir baba ve eş olmak profesyone­lliğinizi etkiledi mi? Eğer etkilediys­e profesyone­l hayatınıza ne gibi etkileri oldu?

İçinde bulunduğum projelere ne kadar vakit ayırmam gerektiği konusunda gayet bilgiliyim. Hiçbir zaman “Artık bir ailem var; işler yürümez.” şeklinde düşünmedim. Eşim mükemmel bir insan; işim ve onlara zaman ayırmaya çalışmam konusunda anlayışlı. Beraber plan yapmaya da özen gösteriyor­uz. Baba olduğum için özel bir şey yapmıyorum, bunlar ayrı şeyler. Bazı karakterle­r ne kadar çılgın ve tuhaf olsa da hayata geçiriyoru­m, çünkü bunu yapmak rolün bir gereği. Yalnızca aldığım bir karardan bahsedebil­irim: Bir gün Lego Filmi’nin (2014) hikâye çizimini gönderdile­r. Bizimkiler hemen “Baba bu işi al, hadi al, lütfen al.” gibi şeyler söyledi. Ben de işi aldım. Beni etkiledikl­eri an buydu ama kararlarım­ı alırken yaratıcılı­ğa bakıyorum genelde.

I am sure there is a lot of humor in Eurovision. Do you think Europeans understand your humor?

I have been told when I was in Austria by Austrians that they thought I was really funny. I don’t know if they meant from watching my movies or I just look funny. I mean humor is cultural obviously. There’re always discrepanc­ies and what could be funny to Europeans, Americans don’t get the joke, and vice versa.

Becoming a father and a husband did that change you profession­ally? Did it have any impact on your profession­al life and if so, how?

I really have an amazing understand­ing in terms of the time commitment it takes for the projects I work on. There was never a “now we have a family, you can’t go along.” My wife is incredible in the sense of that’s just what you do and you always make it up by taking time off. We make sure we always have plans to be together. I wouldn’t do something now because I am a father, they are separate. I am playing characters, however crazy or outlandish or this or that, it’s just pretend. There was one decision: I remember being sent The Lego Movie (2014) and they sent me a bunch of storyboard­s. All the boys were like “Dad, you have to do it, you have to do it, yes, do it.” So I was like “okay, let’s do it.” That was one influentia­l time, but for the most part, I still make decisions from a creative standpoint.

Alpler muazzam, insanın nefesini kesiyor. The Alps are so stunning, it kind of takes your breath away.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ?? Ferrell AFI ödül töreninde besteci John Williams onuruna bir parodi sahneledi.
Ferrell staged a parody in honor of composer John Williams at the AFI awards ceremony.
Ferrell AFI ödül töreninde besteci John Williams onuruna bir parodi sahneledi. Ferrell staged a parody in honor of composer John Williams at the AFI awards ceremony.
 ??  ?? 2-Will Ferrell 2015’ten bu yana Hollywood Şöhretler Kaldırımı’nda yıldız sahibi.
Since 2015, Will Ferrell has owned a star on the Hollywood Walk of Fame.
2-Will Ferrell 2015’ten bu yana Hollywood Şöhretler Kaldırımı’nda yıldız sahibi. Since 2015, Will Ferrell has owned a star on the Hollywood Walk of Fame.
 ??  ?? 1- Rol aldığı 40’tan fazla filmin yanı sıra sayısız televizyon programınd­a yer aldı.
In addition to more than 40 films, he also appeared on many television programs.
1- Rol aldığı 40’tan fazla filmin yanı sıra sayısız televizyon programınd­a yer aldı. In addition to more than 40 films, he also appeared on many television programs.
 ??  ?? Yokuş Aşağı’nın dünya prömiyeri ocak ayında Sundance Film Festivali’nde yapıldı.
The world premier of
Downhill was screened at the Sundance Film Festival in January.
Yokuş Aşağı’nın dünya prömiyeri ocak ayında Sundance Film Festivali’nde yapıldı. The world premier of Downhill was screened at the Sundance Film Festival in January.
 ??  ?? Yokuş Aşağı’nın kahramanla­rı atlattıkla­rı felaketten sonra hayatların­ı gözden geçirir.
The heroes of Downhill reconsider their lives after a near-death encounter.
Yokuş Aşağı’nın kahramanla­rı atlattıkla­rı felaketten sonra hayatların­ı gözden geçirir. The heroes of Downhill reconsider their lives after a near-death encounter.
 ??  ?? Yokuş Aşağı Ruben Östlund’un ödüllü filmi
Turist’ten uyarlandı.
Downhill was adapted from Ruben Östlund’s award winning film
Force Majeure.
Yokuş Aşağı Ruben Östlund’un ödüllü filmi Turist’ten uyarlandı. Downhill was adapted from Ruben Östlund’s award winning film Force Majeure.
 ??  ?? Ferrell oyunculukl­a başladığı kariyerine yıllar içinde sunuculuk, yapımcılık ve yazarlığı ekledi.
Ferrell added the titles of presenter, producer and author to his career he began in acting.
Ferrell oyunculukl­a başladığı kariyerine yıllar içinde sunuculuk, yapımcılık ve yazarlığı ekledi. Ferrell added the titles of presenter, producer and author to his career he began in acting.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye