NE ÇİN İLE NE DE ÇİN’SİZ
Her ne kadar Merkel hükümeti Çin yatırımlarını kısıtlamak için önlemler alsa da Avrupa ve özellikle Almanya, Çin ile ilişkisini canlı tutmak istiyor. Alman sanayiciler daha fazla işbirliği için vizyon geliştirdi.
Almanya, Çin’in yoğun şirket alımlarından ne kadar endişeli olsa da Çin’i bir stratejik ortak olarak kaybetmek de istemiyor. Alman hükümeti, Aralık ayında aldığı bir kararla Çinli yatırımcıların stratejik alanlardaki istenmeyen alımlarını engellemek amacıyla, Alman firmalarında Avrupalı olmayan hisse alımlarını sınırlama ve hatta engelleme yolunda yeni yasal düzenlemeler hazırladı.
Merkel hükümetinin aldığı karar, Çin’in devlet destekli şirketlerin Avrupa’nın en büyük ekonomisindeki kilit teknolojilere çok fazla erişim kazanması konusundaki endişeye verilen bir cevap niteliğinde... Önlemler, enerji, su, gıda arzı, telekomünikasyon, savunma, finans ve ulaşım gibi hayati altyapının korunmasını amaçlıyor.
SİEMENS BAŞKANININ UYARISI; ÖNCE ALMANYA
Siemens AG Yönetim Kurulu Başkanı Joe Kaeser ise, Almanya’nın farklı bir ulusal stratejiye istekli olması gerektiğini ve bölgenin en büyük ekonomisinin Çin veya ABD gibi küresel güç santralleri arasındaki yerini korumak istediği takdirde yalnızca Avrupa ortaklarına güvenmemesi gerektiğini söyledi. Kaeser, hükümetin küresel çıkarlarını
daha net bir şekilde tanımlamasını gerektiren “önce Almanya” yaklaşımını istedi.
Diğer yandan, Almanya’daki en etkili sanayi grubu olan Alman Sanayi Federasyonu (BDI), Avrupa’nın
Çin ile olan önemli ekonomik ilişkisini canlı tutmak ve Çin’in kamu firmalarının haksız rekabet etmesini önlemek için bir vizyon önerdi.
HEM SİSTEMİK BİR RAKİP HEM DEĞERLİ ORTAK
BDI, yaptığı açıklamada, Alman sanayinin Çin ile yakın ekonomik değişime ilgi duymaya devam ettiğini ve politik olarak zorlanan ekonomik ayrışmayı reddettiğini belirterek, hem “sistemik bir rakip” hem de değerli bir ortak olan Çin’e düşmanlıkla yaklaşılmaması gerektiğini bildirdi. “Ortak ve Sistemik Rakip-Çin’in Devlet Kontrolündeki Ekonomisiyle Nasıl Baş Ederiz?” başlıklı bir rapor hazırlayan BDI, Berlin ve Brüksel’e yönelik 54 talebini iletti.
Raporda, Almanya ve AB’ye; Ar-Ge, eğitim, altyapı ve gelecek teknolojilere daha fazla yatırım yapması öneriliyor. AB’nin devlet yardımı mevzuatı ve sübvansiyon önleme araçlarını tekrar gözden geçirmesi ve kamu alımlarında yüksek kalite standartlarının bir zorunluluk haline getirilmesi talep ediliyor.