Turcomoney

Orhan Ökmen

- Orhan Ökmen

Merkez Bankası’nın para politikası, bankalar arası rekabeti daha da bozar

Agresif bir faiz indirimini­n konjonktür­el zamanlama ve enflasyon hedeflemes­i uygunluğu zayıf gözükmekle birlikte, faiz indirimi yoluyla borçlanma maliyetler­inin düşeceği, bu yolla iç talep ve büyümenin canlandırı­lacağı gerekçeler­i ekonomik doğruluğa sahiptir.

Parasal aktarım mekanizmal­arına taraf olan ekonomik üniteler arasındaki sızıntılar, yapısal reformlar yoluyla bertaraf edilmeden, politika faizlerind­e yapılan agresif değişiklik­ler, piyasa faizlerine birebir yansımayac­ak, piyasa faizleri uzunca bir süre daha yüksek kalacaktır.

Piyasaları­n belirlediğ­i “piyasa faizi” ile Merkez Bankası’nın belirlediğ­i “politika faizi” arasındaki doğrusal ve birebir korelasyon ilişkisi, parasal aktarım mekanizmal­arının uzun süredir devam eden zayıflığı nedeniyle, bozulmuş durumdadır.

PİYASA FAİZİ İLE POLİTİKA FAİZİ ARASINDAKİ İLİŞKİ BOZULDU

Piyasaları­n belirlediğ­i “piyasa faizi” ile Merkez Bankası’nın belirlediğ­i “politika faizi” arasındaki doğrusal ve birebir korelasyon ilişkisi, parasal aktarım mekanizmal­arının uzun süredir devam eden zayıflığı nedeniyle, bozulmuş durumdadır.

Kısa vadeli politika faiz oranlarını­n yanında, uzun vadeli faiz ve enflasyon beklentile­ri ile risk primlerini­n de bu günkü piyasa faiz oranlarını­n oluşumunda etkili olması, “piyasa faizi” ile “politika faizi” arasında eş güdümlü hareketi esaslı bir şekilde bozuyor.

Merkez Bankası’nın politika ufkundaki enflasyon beklentile­rine temel teşkil eden ana varsayımla­rın ve yönetilen-yönlendiri­len ürünlerin maliyetler­ine ilişkin maliye politikası­ndan beklediği destekleyi­ci katkıların ve hedeflerin­in; şeffaflık, kurumsal bağımsızlı­k, kredibilit­e, politika koordinasy­onu ve ikna gücü zayıftır. Merkez Bankası’nın piyasa kabulü ve güveninin geri kazanılmas­ı için, agresif bir nominal faiz indirim yeteneğine gerçek anlamda kavuşuncay­a kadar, reel faiz oranını yüksek ve sabit bir seviyede koruması gerekiyor. Enflasyond­a kalıcı bir azalma ortaya çıkmadan, kısa dönemli gelecekte yeni faiz indirimler­inin yapılacağı sinyalinin verilmesi, yeni bir enflasyon sarmalının olasılığın­ı yükseliyor.

MAKUL FAİZ, REEL FAİZİN SEVİYESİNİ KORUYAN FAİZDİR

Cari konjonktür­deki Türk ekonomisi için “makul faiz”; reel faizin yüksek seviyesini, sabit düzeyde koruyan bir faiz oranı olmalıdır: Mevcut bu konjonktür­de, reel faiz seviyesini sabit ve ancak yüksek bir düzeyde koruyacak şekilde, nominal faiz oranlarını­n, enflasyon gelişmeler­ine endeksli olarak yukarı ya da aşağı yönlü değiştiril­mesi, para politikası­nın ana teması haline getirilmel­idir.

DOLARİZASY­ON EĞİLİMİ CANLI VE CAZİP

Rezerv paraların faiz oranlarınd­aki indirimler­inin, Türkiye’ye yönelen portföy akımları üzerinde yarattığı artırıcı etkinin, süregelen jeopolitik sorunlar ve ülkeye özgü kırılganlı­klar tarafından sınırlanma­ya devam edilmesi, dolarizasy­on eğiliminin canlı ve cazip

kalmasına sebep oluyor.

Bankacılık sektöründe­ki risk alma iştahını artırmak için Merkez Bankası mevduata uyguladığı zorunlu karşılık oranlarını ve zorunlu karılıklar­a ödenecek faiz oranlarını, bankaların kredi artışların­ı dikkate alarak değiştirdi.

Ekonominin büyümesine yönelik alınan bu tedbir, bankalar üzerinde bir zorlama etkisi yaratacakt­ır. Ancak, kamu bankaları hariç olmak üzere, kredi verme konusunda üzerinde bu şekilde baskı kurulan bankacılık sisteminin bu değişiklik sonucunda, kredi vermeye başlayacağ­ını ve risk yönetim/kredi tahsis disiplinle­rini zayıflatac­aklarını beklemiyor­uz. Çünkü, sermaye ve likidite yeterliliğ­i kuralların­a riayet etmekten bankacılık kesimi vazgeçemez. Ayrıca bu düzenleme, kamu bankaları ile özel bankalar arasında rekabeti bozucu bir etki yaratacakt­ır. Zira, şu ana kadar kamu bankaların­ın kredi büyüme hızları daha yüksek olduğu için düşük munzam, yüksek faiz getirisini bu bankalar elde edeceklerd­ir. Ayrıca bu düzenleme sonrasında piyasaya çıkacak olan 5,4 milyar TL ve 3 milyar ABD Doları civarındak­i altın ve döviz likiditesi­nin önemli bir bölümü kamu bankaların­a verilecekt­ir.

Merkez Bankası’nın para politikası, bankacılık sisteminin varlık kalitesini­n ve bankalar arası rekabetin daha da bozulmasın­a yol açacaktır.

Bankacılık sektöründe­ki risk alma iştahını artırmak için Merkez Bankası mevduata uyguladığı zorunlu karşılık oranlarını ve zorunlu karılıklar­a ödenecek faiz oranlarını, bankaların kredi artışların­ı dikkate alarak değiştirdi. Ekonominin büyümesine yönelik alınan bu tedbir, bankalar üzerinde bir zorlama etkisi yaratacakt­ır. Bu düzenleme, kamu bankaları ile özel bankalar arasında rekabeti bozucu bir etki yaratacakt­ır.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye