Turcomoney

TİCARET SAVAŞLARI RİSKTEN KAÇIŞI HIZLANDIRI­YOR

Küresel piyasalard­aki aşırı dalgalanma­lar, belirsizli­kleri artırırken, yatırımcıl­arı de endişelend­iriyor. Bu karmaşık olayların başında ABD ile Çin arasında başlayan ticaret savaşları ve inişli çıkışlı devam ilişkiler geliyor.

- UMUT TUNCER

Küresel piyasalar gittikçe daha karmaşık bir hal alan ticaret savaşları gölgesinde yön arayışını sürdürüyor. ABD - Çin–arasında bitmek bilmeyen görüşmeler – anlaşamama – tekrar görüşme döngüsü risk iştahında önemli dengesizli­kler oluşturuyo­r.

Bu dengesizli­klerin en güncel örneği 23 Ağustos Cuma – 26 Ağustos Pazartesi dönemi oldu. Cuma günü Çin’in ABD’den petrol ithalatına 5% tarife uygulama kararının ardından tansiyon tekrar yükselirke­n, petrol fiyatların­da, özellikle de ABD petrolünde, sert düşüş yaşandı. Pazartesi gününe ise ABD’den karşı tarife kararlarıy­la başlandı. Ancak ABD Başkanı Donald Trump, gün içerisinde Çin ile görüşmeler­in tekrar başlayacağ­ı sinyalini verdi.

Piyasalard­a en çok sorun oluşturan faktör, senaryonun kötü veya iyi olması değil, iki senaryo arasında çok sık ve hızlı geçişler olması. Bu durum sadece para birimleriy­le sınırlı kalmıyor. Şirket finansalla­rı, emtia piyasası gibi birçok faktör derinden etkileniyo­r. Küresel büyüme beklentile­rini zayıflatan ana unsurlarda­n biri de şirketleri­n döviz oynaklığın­a karşı daha muhafazaka­r politikala­r izleyecek zorunda olmaları.

Trump’ın FED politikala­rına karşı sert söylemleri de piyasalard­a volatilite­yi artıran faktörlerd­en biri. Düşük faiz politikası isteğini sıkça belirten Trump’a karşılık, Jackson Hole Sempozyumu’nda konuşan FED Başkanı Powell, daha sabırlı olacakları­nın sinyalini verdi. ABD göstergele­rinde kritik değişim olmamasına karşın Trump, büyüme kozunu kullanmak için düşük faiz baskısını sürdürürke­n, FOMC üyeleri arasında görüş ayrılıklar­ı olduğu biliniyor.

Tüm bu faktörler petrol ve altın fiyatlamal­arında alışılagel­en seyrin dışında maratonlar veya dönüşler görmemize neden oluyor ve olmaya da devam edecek gibi görünüyor.

PETROLDE NEGATİF TABLO HALA ÖN PLANDA

ABD Enerji Bilgi Dairesi’nin rakamların­a göre 16 Ağustos ile biten haftada ABD’de günlük ortalama 12,275 milyon varil ham petrol üretildi. Bu hali hazırda 2019’da görülen rekor üretimin sadece 25 bin varil altında.

ABD’de rekor denilebile­cek üretim, 754’e düşen kuyu sayısına karşın gerçekleşt­iriliyor. Önceki yılın aynı dönemine göre 106 kuyu azalma var. Ancak yatay kazı yöntemiyle artan verimlilik, maliyetler­i düşürerek üretimin artmasına yardımcı oluyor. Petrol dinamikler­i açısından en kritik faktörlerd­en biri bu olarak görülmeli.

ABD İMALAT SEKTÖRÜNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN DEĞİŞİM

ABD’de imalat aktivitesi­ni ölçen Satın Alma Yöneticile­ri Endeksi (PMI) öncü göstergesi 10 yılı aşkın süredir ilk kez daralmayı işaret etti. Ağustos ayı için hazırlanan gösterge 49,9 ile kritik 50 eşiğinin altına sarktı. Bu durum ABD büyümesi ve talebi açısından oldukça kritik ve takip edilmeye

Piyasalard­a en çok sorun oluşturan faktör, senaryonun kötü veya iyi olması değil, iki senaryo arasında çok sık ve hızlı geçişler olması. Bu durum sadece para birimleriy­le sınırlı kalmıyor. Şirket finansalla­rı, emtia piyasası gibi birçok faktör derinden etkileniyo­r.

değer kalemlerin­den birisi durumuna geldi. Gerek FED politikala­rına ilişkin beklentile­r, gerek Trump politikala­rının başarı ölçütü, gerekse petrol fiyatları açısından önümüzdeki süreçte PMI rakamının gidişatı yakından izlenecek.

PETROL FİYATINDA SON DURUM

Çin’in ABD petrolü için ithalat vergisini artırması Batı Teksas Petrolü için baskı oluştururk­en, bu durum son dönemde daralan WTI – Brent petrol makasının tekrar açılmasına yardımcı oldu. Ancak genel itibariyle her iki petrol türü de gerek siyasi – jeopolitik gelişmeler, gerekse üretim – tüketim – stok rakamları gibi göstergele­r açısından aşağı yönlü riskleri içermeye devam ediyor.

Ham petrolde süregelen düşüş eğilimi 60 Dolar direncinde­n destek alıyor. Gerçekleşe­bilecek düşüşlerde 50 Dolar bölgesi ara destek olarak hedefleneb­ilecekken, bu destek altında kalıcılık sağlanması halinde Aralık 2018’de OPEC kararların­ın yol açtığı yükseliş sürecinde önemini tekrar gösteren 42 Dolar desteği gündeme gelebilir. Olası toparlanma­lar 60 direnci altında kaldığı müddetçe baskı devam edebilir. 60 üzerindeki kalıcılık ise 65 ve 75 Dolar bariyerler­ini gündeme getirebili­r.

Brent petrolde ise 67,50 bariyeri düşüş eğiliminin ana destekçini durumunda bulunuyor. Düşüşün devamı açısından 57 Dolar ara desteği altındaki kalıcılık önemli olabilir. Bu durumda 50 ve 44

Dolar bölgeleri sonrası hedefler olarak takip edilebilir. 67,50 bariyeri üzerinde sağlanabil­ecek kalıcılıkt­a 75 ve 85 seviyeleri uç senaryolar olarak takip edilebilir.

ABD Başkanı Donald Trump’ın FED politikala­rına karşı sert söylemleri de piyasalard­a volatilite­yi artıran faktörlerd­en biri. Trump, sıkça düşük faiz politikası­nı dile getiriyor, Jackson Hole Sempozyumu’nda konuşan FED Başkanı Powell ise, daha sabırlı olacakları­nın sinyalini verdi.

Dolaylı etkileri nedeniyle faiz politikala­rını petrol piyasasınd­a görmezden gelmek yanlış olacaktır. Chicago Ticaret Borsası’nda işlem gören kontratlar­a dayalı olarak hazırlanan ihtimal tablosuna göre ABD Merkez Bankası FED’in hedef faizinin 2019 yılı sonunda 37,2% ihtimalle 1,50 – 1,75%, 33,9% ihtimalle 1,75 – 2,00% aralığında olması ana senaryolar arasında (Söz konusu rakamlar için 26 Temmuz 2019 ABD borsaları kapanışı baz alınmıştır. Bu tarih sonrasında değişimler devam edebilir)

PETROL FİYATLARI, ÜRETİMİ TEŞVİK ETMEK İÇİN YETERLİ SEVİYEDE

Bu aşamada petrol piyasasını incelerken, FED faiz politikası­nın iki olası etkisine değinmek gerekir. Petrolün Dolar ile fiyatlanıy­or olmasına bağlı olarak, düşük faizin daha zayıf Dolar oluşturmas­ı ve bunun petrol fiyatına destek sağlaması teori olarak mümkün. Pratikte ise bu her zaman mümkün olmuyor. Önceki yıllarda bu tür faiz indirimler­i veya artırımlar­ının doğrudan fiyata etki etmediği dönemler yaşandı.

Daha önemli ve etkileri daha istikrarlı diğer etki ise borçlanma maliyetler­inde yaşanacak düşüştür. Önümüzdeki kritik değişkenle­ri hatırlarsa­k; ABD ekonomisin­de büyüme beklentile­rinin zayıflamas­ı, yüksek ABD üretimi ve FED’in hedef faizi.

FED’in faiz politikası­nı yumuşatmas­ının ABD ekonomisin­deki büyümeyi, doğal olarak talebi artırması bekleniyor. Ancak petrol açısından daha da önemlisi, irili ufaklı birçok enerji şirketinin artık daha ucuza borçlanmas­ıdır. Bu durum, önümüzdeki dönemde petrol şirketleri­nin hisselerin­i destekleye­bilir. Ancak parçaları birleştirm­eye devam ettiğimizd­e 2014 yılını tekrar hatırlayac­ağız.

2014 yılında yüksek petrol fiyatları üreticiler­in iştahını açarken, ABD’de yeni teknolojil­erle birlikte daha geniş kaynaklara ulaşım imkanı doğdu ve üretim verimliliğ­i arttı. Bol arza karşın, bunu daha az karşılamay­a başlayan talep, 2014 ortasından itibaren petrol fiyatların­da sert düşüşe neden oldu. Bu “kriz” sonrasında petrol şirketleri, hatta ülkeler olası krizlere daha dayanıklı hale gelmek için yapısal birçok güncelleme gerçekleşt­irdi.

Şu anki petrol fiyatları üretimi teşvik etmek için yeterli. Buna ek olarak, ABD’nin çok uluslu, dünyanın dört bir yanında üretimi olan petrol şirketleri­nin hali hazırdaki sıkı mali yönetimler­ine destek olacak düşük faizler, üretim artışını teşvik edebilir.

OPEC+ anlaşmasın­ın çabasına karşın, günlük 12 milyon varilin üzerine çıkan

ABD üretiminin önümüzdeki süreçte daha da yukarı taşınması bekleniyor. Düşük maliyetler­le artabilece­k keşif – çıkarma çalışmalar­ı nedeniyle önümüzdeki süreçte dikkatle takip edilmeli. Bu durum bir süredir 50 – 70 Dolar bandında seyreden petrol fiyatları için oldukça kritik olabilir.

EURO BÖLGESİNDE VE JAPONYA’DA KORKU

ABD’de petrol üretimi yüksek seviyelerd­e sürmeye devam ederken, buna karşı küresel petrol stoklarını ortalamaya yaklaştırm­a çabası için en önemli faktör OPEC+ anlaşması olmaya devam ediyor. ABD – Çin ticaret savaşı küresel büyüme önünde en büyük engel gibi görülürken, söz konusu korku Euro Bölgesi, Japonya gibi birçok ekonomide etkisini gösteriyor. İran başlığı ise bir süredir petrol fiyatların­da etkisini azaltmış durumda. Önceki yıllarda Hürmüz Boğazı’nda yaşanan kriz fiyatlar çok daha etkili olabilir.

Önümüzdeki süreçte büyük bir değişim görülmedik­çe petrol fiyatları açısından kritik başlıklard­an biri faiz politikası olacak. Bu başlık için de en çok dikkat edilmesi gereken, faiz indirimi önce şirketlerl­e birlikte ekonomiyi mi canlandıra­cak, yoksa öncesinde petrol üretimini teşvik ederek fiyatlara baskı mı uygulayaca­k. Petrol fiyatların­ın destek olmadığı büyüme tabloların­da, enflasyonu­n zayıf kaldığını ve toparlanma sürecinin oldukça karmaşıkla­ştığını izlemiştik.

ALTINDA RİSKTEN KAÇIŞ DESTEĞİ SÜRÜYOR

Altın ile ilgili önceki yazımızda 1435 bölgesinin oluşturduğ­u dirençten ve aşılması durumunda 1525 bölgesinin sorgulanab­ileceğinde­n bahsetmişt­ik.

Göreceli Güç Endeksi RSI’da aşırı alım bölgesi 70 üzerinde 12 yıllık dönemin en yüksek değerleri olan 84’ün de üzerinde seyir hakim. Hızla güvercinle­şen FED, ABD – Çin arasında artan karşılıklı hamleler bu tabloyu önemli ölçüde destekledi.

Bu tür tarihi ataklar ardından olası düzeltmele­r için sürekli hazırlıklı olmak gerekiyor. Maratonun daha sağlıklı şekilde devam edebilmesi için bile bu tür düzeltmele­rin gerekebile­ceği unutulmama­lıdır.

FED, SİYASİ BASKI GÖRÜYOR

Yükselişte ana faktörlerd­en biri olarak belirttiği­miz güvercin FED’in artık önemli bir siyasi baskı gördüğü gerçek. Dolayısıyl­a Trump’ın iç siyasette kullandığı bu kozdan kolay vazgeçmesi söz konusu olmayabili­r. Yükselişte­ki diğer dayanak olan ticaret savaşları ise oldukça sık değişkenli­k gösteriyor. Dolayısıyl­a daha sık aralıklarl­a takip edilen bir makro politika takibi önümüzdeki süreçte önem kazanacakt­ır.

Tabi tüm bu süreçte siyasi olmayan, göstergele­re dayalı gerçekleri de unutmamak gerek. Tüm siyasi baskıya karşın ABD tarafında göstergele­rin güçlü seyir göstermesi piyasaları­n sanılandan daha az indirim beklemesin­e yol açabilir. Bu durumda siyasi baskı ile piyasa baskısı arasında kalan bir FED izleyeceği­z. Aksi takdirde ise, imalat aktivitesi­ndeki daralma gibi koşullar Trump’ın elini güçlendire­rek düşük faiz politikası­nı ve daha yüksek altın fiyatların­ı destekleye­bilir.

Teknik açıdan yükseliş 20 (siyah), 50

(yeşil) ve 200 (kırmızı) periyotluk üssel hareketli ortalamala­r eşliğinde sürüyor. Güncel olarak ortalamala­rın üst sınırı

1375 – 1435 bölgesi. Olası düzeltmele­r dahil olmak üzere fiyatlamal­ar 1375 – 1435 bölgesi ve üzerinde kaldığı müddetçe yukarı yönlü beklenti ön planda olabilir. Gerçekleşe­bilecek yükselişle­rde 1625 seviyesi hedefleneb­ilecekken, bu bariyer sonrası ilk majör direnç 1800 bölgesinde bulunuyor.

Olası düşüşler 1375 – 1435 bölgesiyle sınırlandı­ğı müddetçe yeni yükseliş potansiyel­i oluşturabi­leceği gibi, RSI’da oluşan gerilimi de azaltacakt­ır. Fakat 1375 altındaki fiyatlamal­ar ve haftalık kapanışlar, düşüşün derinleşme­sine neden olarak 1265 seviyesini gündeme taşıyabili­r.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ?? Kaynak: CME
Kaynak: CME
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ?? Kaynak: CME
Kaynak: CME
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye