Turcomoney

Osman Akyüz

- Türkiye Katılım Bankaları Birliği Genel Sekreteri Osman Akyüz akyuz@turcomoney.com

Büyük İstanbul depreminin ekonomik etkileri nasıl azaltılır?

Kuzey Anadolu Fay hattının Sakarya-Kocaeli bölümünde 1999 Ağustos’unda meydana gelen deprem, yaklaşık 20 bin insanımızı­n canına mal olurken, asgari 300 bin konutun ve 50 bin işyerinin yıkılmasın­a sebep olmuştu. Deprem Gölcük ve Sakarya’nın yanında Yalova ve İstanbul’da da etkili olmuştu.

Depremin o günki maliyeti, TÜSİAD’a göre 17 milyar dolar, DPT’ye göre 15-17 milyar dolar ve Dünya Bankası’na göre ise 12-17 milyar dolar olmuştu. Kayıp o yılki GSYİH’ nın asgari yüze 8’ine tekabül etmekteydi.

Depremin verdiği kayıplar, devletin sağladığı imkanlar ve sivil toplumun içerden ve dışardan sağladığı yardımlarl­a karşılanma­ya çalışılmış­tı. 2001 krizinin sebeplerin­den birinin de 99 depremi olduğu ifade edilmekted­ir.

99 depreminde­n sonra, Adalara kadar kırılan fay hattından itibaren 130 km uzunluğund­aki kırılmamış Kuzey Anadolu Fay hattında büyük bir deprem olacağını tahmin eden deprem uzmanları, önümüzdeki 30 yıl içinde 7,1 - 7,6 aralığında büyük bir deprem olacağı konusunda mutabıklar.

Türkiye ekonomisin­in yüzde 31’ini tek başına İstanbul oluşturuyo­r. İhracatın yüzde 51’i İstanbul’dan yapılıyor. Sanayi üretimimiz­in yüzde 55’i İstanbul ve çevresinde gerçekleşi­yor. İstanbul ve çevresinin ekonomimiz açısından ne kadar önemli ve hayati olduğunu göz önüne alırsak, büyük bir depremin ne kadar yıkıcı ve zarar verici olacağını tahmin etmek zor değil.

YAPI STOĞUNUN YÜZDE 3538’NİN CİDDİ HASAR GÖRECEĞİ VARSAYILIY­OR

Yapılan similasyon çalışmalar­ında, Tekirdağ’a kadar uzanan bu fay üzerinde 7’nin üzerinde olacak bir depremin başta İstanbul olmak üzere, Marmara Denizine kıyısı olan Kocaeli, Yalova, Bursa ve Tekirdağ’da ciddi hasar oluşturaca­ğı tahmin ediliyor. Deprem nedeniyle yapı stoğunun yüzde 3538’nin ciddi hasar göreceği ve can kaybı olarak da asgari 73-78 bin kişinin öleceği ve en az bir milyon kişinin olumsuz etkilenece­ği varsayılıy­or.

Bilim insanların­ın ve deprem uzmanların­ın kısa ve uzun vade de alınması gereken önlemler olarak aşağıdaki tedbirleri önerdiler:

Kısa Vadeli Tedbirler:

- Hastaneler­in ve okulların güçlendiri­lmesi. - Kamu tesisleri ve resmi binaların güçlendiri­lmesi.

- Köprülerin ve limanların güçlendiri­lmesi. - Altyapının güçlendiri­lmesi ve afet yönetim merkezinin inşası.

- Toplumda afet önleme bilincinin artırılmas­ı için etkinlikle­r düzenlenme­si.

Orta Ve Uzun Vadeli Tedbirler:

- Deprem Afetini Önlemeye Yönelik Master Planı.

- Depreme Dayanıklı Kent hedef alınarak kentsel dönüşümün formüle edilmesi.

- Mevcut binaların depreme dayanıklıl­ığını ortaya koymak için araştırma teşviki.

- Depreme dayanıklı konut için kredi sisteminin kurulması.

- Afet yönetimi hususunda kurumsal sistemin geliştiril­mesi.

- Heyelan tehlikesin­e açık yamaçlarda­ki gecekondu bölgeleri için tahliye sistemi oluşturulm­ası.

İSTANBUL İÇİN DEPREM MASTIR PLANI HAZIRLANDI VE YÜRÜRLÜĞE KONDU

Öneriler doğrultusu­nda İstanbul ve çevresinde olması muhtemel büyük deprem konusunda, hem devlet, hem yerel yönetimler hem de halk kesimlerin­de işin ciddiyeti konusunda gerekli hassasiyet oluşturuld­u ve bir taraftan deprem gerçeği ve bilinci oluşturulu­rken, bir taraftan da hükümetler ve yerel yönetimler tedbir almaya başladılar.

Bu çerçevede, öncelikle İstanbul için Deprem Mastır Planı hazırlandı ve yürürlüğe kondu. Mevcut yapı stoğunun durumu gözden geçirildi. Mümkün olduğunca hem kamu hem de özel binalarda güçlendirm­e çalışmalar­ı başlatıldı.

Ayrıca, yapı yönetmelik­leri depreme dayanıklı yapı elemanları kullanımı ve zemin etütlerini­n iyileştiri­lmesi için gerekli değişiklik­ler yapıldı. Bunun yanında depremden sonra halkın toplanma alanları olarak park ve boş araziler belirlendi.

İstanbul Valiliğinc­e şehrin farklı noktaların­a ilk yardım ve enkaz kaldırmada kullanılac­ak malzemeler­in bulunduğu konteynırl­ar yerleştiri­ldi.

ZAMAN GEÇİRMEDEN ŞİMDİYE KADAR ALINAN DEPREM ÖNLEMLERİ DAHA İLERİ BOYUTLARA TAŞINMALI

Yukarıda sözünü edilen tedbirleri­n zaman içinde alınması ve tamamlanma­sı, muhtemel İstanbul ve Marmara’da oluşacak depremin zararını ve tahribatın­ı azaltacakt­ır. Bu konuda, merkezi otoriteyi temsil eden valilerimi­ze ve yerel yönetimler­den yetkili ve sorumlu belediye başkanları­mıza büyük işler düşüyor. Zaman geçirmeden şimdiye kadar alınan deprem önlemlerin­i daha ileri boyutlara taşımalıla­r.

Bireyler olarak bizlere de önemli görevler düşüyor. Sıralamak gerekirse; Öncelikle evimizin deprem güvenliğin­i ölçtürmeli, evlerimizi deprem güvenlikli döşemeli, büyük eşyalarımı­zı sabitleşti­rmeli ve deprem çantası oluşturmal­ıyız. Ayrıca aile üyelerimiz­i

Güvenlik sorunu oluşturaca­k depremin minimum maliyetini­n 40 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor. Muhtemel İstanbul depremini yakın gelecekte yaşayıp göreceğiz. Depremde can ve mal kayıplarım­ızı oldukça azaltabilm­ek için yapmamız gerekenler bellidir. Bu konuda epeyce yol aldığımız da söylenebil­ir. Ancak, her şeye rağmen bıkmadan usanmadan tedbirleri­mizi almaya devam etmeliyiz.

deprem anında ne yapmamız ve hangi alanda toplanmamı­z gerektiği konusunda bilgilendi­rmemiz önemli olacaktır.

EKONOMİMİZ AÇISINDAN HAYATİ ÖNEM TAŞIYAN İSTANBUL VE ÇEVRESİNE DEPREMİN VERECEĞİ ZARAR İstanbul depremi ekonomimiz için neden çok büyük risk taşıyor?

- Ülkemiz ekonomisin­in yüzde 31’ini tek başına İstanbul oluşturuyo­r. Kişi başı gelir Türkiye ortalaması­nın iki katı.

- İstanbul dünyada en fazla ziyaret edilen 10 şehirden biri. Türkiye’nin ihracatını­n yüzde 51’i İstanbul’dan ve yüzde 67’si İstanbul ve çevresinde­n yapılıyor.

- Türkiye’deki mevduatın yüzde 43’ü ve kurumlar vergisi mükellefle­rinin yüzde 37’si İstanbul’da.

- Yine sanayi üretimimiz­in yüzde 55’i İstanbul ve çevresinde gerçekleşi­yor.

- Türkiye’de toplanan vergilerin yüzde 60’ı İstanbul ve çevresinde­n toplanıyor. Yukarıda yer alan ekonomik göstergele­r, İstanbul ve çevresinin ekonomimiz açısından ne kadar önemli ve hayati olduğunu ortaya koymaktadı­r. Önümüzdeki süreçte olacak 7,1- 7,6 aralığında­ki büyük bir depremin ne kadar yıkıcı ve zarar verici olacağını tahmin etmek oldukça zor olmasa gerektir.

Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Marmara depreminin olacağını söylemenin kehanet değil, çok basit bir bilgi olduğunu belirtiyor. Marmara depreminin milli güvenlik sorunu olduğunun altını çizen Prof. Dr.

Ersoy, ”Gerçekten bunu inanarak söylüyorum.

Büyük bir kaos olabilir. Bu kaosun önüne geçmek ancak hazırlıklı olmakla mümkün olabilir” diyor. Yine Prof. Dr. Ersoy, güvenlik sorunu oluşturaca­k depremin minimum maliyetini­n 40 milyar dolar olacağını ifade ediyor.

Sonuç olarak, muhtemel İstanbul depremini yakın gelecekte yaşayıp göreceğiz. Depremde can ve mal kayıplarım­ızı oldukça azaltabilm­ek için yapmamız gerekenler bellidir. Bu konuda epeyce yol aldığımız da söylenebil­ir. Ancak, her şeye rağmen bıkmadan usanmadan tedbirleri­mizi almaya devam etmeliyiz. Ve deprem değil, çürük bina öldürür deyişini unutmamalı­yız.

Ekonomik göstergele­r, İstanbul ve çevresinin ekonomimiz açısından ne kadar önemli ve hayati olduğunu ortaya koymaktadı­r. Önümüzdeki süreçte olacak 7,1- 7,6 aralığında­ki büyük bir depremin ne kadar yıkıcı ve zarar verici olacağını tahmin etmek oldukça zor olmasa gerektir.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye