GELECEKTE DÜNYAYI BÜYÜK VERİYE SAHİP ŞİRKETLER YÖNETECEK
Endüstri 4.0’ın beraberinde getirdiği ve Toplum 5.0 olarak adlandırılan toplumsal düzen insanların yaşam konforlarını artıracağını gösteriyor. Gelir adaletsizliği devam etmesine rağmen refah düzeyi artış gösterecek.
Yapay zeka, insanlığın geleceğini nasıl etkileyecek? Hangi meslekler yok olacak? Herkesin merak ettiği bu konuyu ve benzer birçok soruyu AGB Anadolu ve Bileşim’in kurucusu Hayri Cem’e sorduk. Cem, önümüzdeki yıllarda meydana gelecek devrim gibi değişiklikleri Turcomoney’e anlattı...
Hayri Cem, medya ve reklam dünyasının yakından tanıdığı bir girişimci… Türkiye’de ilk rating şirketini ve ilk reklam takip şirketini kurdu. Medya sektöründe işe sıfırdan başlayan Hayri Cem, ileri görüşlülüğüyle önemli başarılara imza atarak bir başarı öyküsü yazdı.
TV kanallarının izleme ölçümleri yıllarca AGB Anadolu tarafından yapıldı. Bileşim Medya ise TV kanalları ve basılı yayın organlarındaki reklam harcamalarını ölçümleyen bir şirketti. Daha sonra şirketlerini yabancılara sattı ve öğretim görevlisi oldu. Medya Planlama ve Reklam Araştırmaları ile Endüstri 4.0 ve İletişim Teknolojileri konularında dersler veriyor.
Hayri Cem, bundan sonraki süreçte tüm yaşamımızın daha da dijitalleşeceğini belirterek, medya konusunda çok noktaya dikkat çekiyor. Dijital medyanın reklam gelirleri payının dünyada geleneksel medyaların tümünün üzerine çıktığını hatırlatarak, “Türkiye’de de dijital medya birinci medya durumuna gelecektir” diyor.
Hayri Cem, yeni teknolojiler konusunda ise, Endüstri 4.0’ın beraberinde getirdiği ve Toplum 5.0 olarak adlandırılan toplumsal düzenin gelir adaletsizliğine rağmen insanların yaşam konforlarını artıracağını belirtiyor. Yeni dönemde, yeni mesleklerin ortak özelliğinin kas gücünden ziyade, matematik ve bilişim teknolojilerine hâkim uzmanlara ihtiyaç duyacak olmaları olduğunu belirterek, “Yazılım ve veri uzmanlığı tanımları altında bulunan tüm işler geleceğin işleridir. Bu işleri yapan gençlerin gelecekten korkmalarına gerek yok” diyor.
Türkiye’nin Endüstri 4.0’da geç kalmasının söz konusu olmadığını belirterek, “Dijital temelli olduğundan, eğitimde yapılacak iyileştirmeler ve devletin dijital sektörü desteklemesi ile kısa zamanda Endüstri 4.0 yakalanabilir. Dünyayı yakalamak için eğitim sistemimizi ilkokuldan itibaren dijital çağa uygun hale getirmeliyiz” diye konuşuyor.
Hayri Cem ile hem medya hem de yeni teknolojiler konusunda ufuk açıcı bir
Yapay zeka daha çok, kol gücüne dayalı işlerin yerini alacak. Pek çok meslek dalı yok olacak, insanlar işsiz kalacak. Kas gücünün yerini tamamen robotlar alacak ve pek çok meslek de bu tehlike ile karşı karşıya.
Yazılım ve veri uzmanlığı tanımları altında bulunan tüm işler geleceğin işleridir. Bu işleri yapan gençlerin gelecekten korkmalarına gerek yok. Endüstri 4.0’ın doğuracağı mesleklerin ortak özelliği matematik ve bilişim teknolojilerine hâkim uzmanlara ihtiyaç duymalarıdır.
söyleşi yaptık:
BİR İLK OLAN AGB ANADOLU ŞİRKETİNİ KURDUM
- Sayın Hayri Cem önce sizi tanıyalım...
CEM: 1959 yılı İstanbul doğumluyum. Darüşşafaka’ya 1970 yılında girip,
1976 yılında çıktım. Yani erken mezun oldum. Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesini bitirdim. İdealim akademisyen olmaktı. İstanbul Üniversitesinde yüksek lisans yaparken bir yandan da Marmara Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladım. Maalesef 12 Eylül yönetiminin akademisyenlere uyguladığı kıyımdan ben de payımı aldım.
İşsiz kalınca mecburen iş insanı oldum. Marmara Üniversitesinden hocam
Berker Yaman’la birlikte 1984 yılında Bileşim Piyasa Araştırma Şirketini kurdum. Bir yandan da akademik kariyerime devam ediyordum. Doktora derslerini tamamlama rağmen askerlik ve yeni kuruduğum iş nedeniyle tezimi yazamadan sürem doldu ve o hikaye de öyle bitti.
1989 yılında, Türkiye’de bir ilk olan, elektronik TV izleme ölçüm şirketi olan AGB Anadolu şirketini İtalyan ortaklarla birlikte kurdum. 2000 yılında ise Reklam Takip Şirketi olan Bileşim Medya’yı kurdum. Sonra 1995 yılında AGB’deki hisselerimi İtalyan ortaklara, 2007 yılında ise Bileşim Piyasa Araştırma’daki hisselerimi Alman GfK şirketine ve Bileşim Medya’daki hisselerimi ise Nielsen firmasına sattım.
Nielsen hisse devrinden sonra 2 yıl şirkette çalışmaya devam etmemi şart koşmuştu. Bu süre çeşitli görevlerle
2013 yılına kadar sürdü. Emekliliğimi istediğimde Gelişmekte Olan Pazarlar CEO’su idim. Sorumluluk alanımda 42 ülke vardı ve oldukça yorucu idi.
ENDÜSTRİ 4.0 VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ BAŞLIKLI YENİ BİR DERS BAŞLATTIK
- İşadamı kimliğinizin yanında akademik bir kimliğiniz de var? Halen ve daha önce hangi üniversitelerde ders verdiniz ve konularınız neler?
CEM: Akademik hayata 2005 yılında Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesinin daveti üzerine geri döndüm. Medya Planlama ve Reklam Araştırmaları derslerini veriyordum. Halen de bu üniversitede öğretim görevlisi olarak ders vermekteyim.
Anadolu Üniversitesindeki derslerime ek olarak 2013-14 yıllarında Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde, 2015-18 yılları arasında Kültür Üniversitesi’nde, 2019-20 yıllarında ise Maltepe Üniversitesi’nde kendi alanımdaki dersleri verdim. Bu yıl Anadolu Üniversitesi’nde Endüstri 4.0 ve İletişim Teknolojileri başlıklı yeni bir ders başlattık.
- Biraz da kitaplarınızdan söz edelim? Hem akademik konularda hem de futbol endüstrisi konusunda kitaplarınız var. Bir de Darüşşafaka tarihini içeren bir çalışmanız yayımlandı...
CEM: Akademik konudaki Medya Planlamada Kullanılan Araştırmalar ve Veriler adlı kitabım pek çok üniversitede ana ders kitabı olarak okutulmaktadır. Bu kitabın tüm telif haklarını ve gelirlerini Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışladım.
İmkansız Hayatlar adlı Darüşşafaka ile ilgili kitabımın tüm telif hakları ve gelirlerini ise Darüşşafakalılar Derneğine bağışladım.
Bu kitaplar haricinde Siyah-Beyaz
Yazılar adlı beş ciltlik bir seri kitabım ve Pullarla Dünya Tarihi adlı bir kitabım bulunmaktadır.
TÜRKİYE’DE DE DİJİTAL MEDYA BİRİNCİ MEDYA DURUMUNA GELECEK
- Medya ile başlayalım... Büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Yazılı medya yavaş yavaş sahneden çekiliyor. Koranavirüs döneminde dijital medya daha da güçlendi. Dijitalin reklam pastasından aldığı pay da büyüyor. Medyadaki dönüşüm ve gelecek konusundaki görüşlerinizi paylaşır mısınız?
CEM: Dijital medyanın reklam gelirleri payı dünyada geleneksel medyaların tümünün üzerine çıktı. Türkiye’de ise gelir açısından TV’den sonra ikinci mecra durumunda. Dijital platformlarda reklamlar hedef kitlelerine daha hızlı ve daha ucuz ulaşıyor. Dolayısıyla Türkiye’de de dijital medya birinci medya durumuna gelecek.
Dijitalin şu yönü var; Kullanıcılar ücretli içeriğe pek sıcak bakmıyor.
Ücret vermeden haberlere erişelim derken reklamverenler de kullanıcıların artış oranına paralel reklam vermiyor. Bu durumda dijital karlı olmayı sürdürebilecek mi?
Her yeni mecranın bebeklik döneminde böyle sorunlar yaşanır. Reklamverenler hedef kitlelerine daha kolay ve daha ucuz ulaştıkları mecraları yaşatmak ve kar ettirmek durumundalar. Bir süre sonra her şey normale dönecek.
Dünyayı yakalamak için eğitim sistemimizi ilkokuldan itibaren dijital çağa uygun hale getirmeliyiz. Ancak pandemi döneminde görüldü ki öğrencilerin yüzde 50’sinin evinde sabit internet ve daha büyük oranda bir kitlenin ise tablet ve laptopu yok. İşe buradan başlamak gerekir.
DİJİTAL MEDYA REKLAM FİYATLARI GELENEKSEL MEDYAYA GÖRE HALEN DÜŞÜK
- Pandemi nedeniyle küresel reklam harcamalarında da düşüş bekleniyor. Pandeminin ardından 2020’ye ilişkin artış öngörüleri revize edildi. Küresel reklam harcamalarının bu yıl yüzde 8,1 azalarak 563 milyar dolara gerilemesi bekleniyor. Bu geleneksel medya ve sosyal medyanın gelişimini nasıl etkileyecektir?
CEM: Bu değişimin temel nedeni reklamverenlerin dijital medyaya yönelmesi ve satışlarının önemli bir bölümünü dijital platformlar üzerinden yapmalarıdır. Bu gerileme, dijital medya reklam fiyatlarının geleneksel medyaya göre halen düşük olmasından kaynaklanıyor.
- Siz, rating konusunda uzman bir kişi olarak, rating sektörünün durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Televizyon ve internet ratinglerine erişmek eskisi kadar kolay değil. Bu konuda yorumunuz nedir?
CEM: İzlenecek medya sayısı arttıkça ya da izleyicinin alternatifleri çoğaldıkça mecraların ratingleri düşmektedir. Ancak mecraların toplam izleyici sayıları ve izlemeye ayrılan ortalama sürelerde bir düşme yok. Sadece izleyici kitlesi daha fazla sayıda kanala dağılmaktadır. Artık TV’ler izleyicilerini dijital platformlarda da yakalamak zorundalar. Zaten rating kavramı da artık değişmektedir. TV ve dijital platformlardaki izlemeler toplanarak Total Rating kavramına göre reklam fiyat pazarlıkları yapılmaktadır.
BÜYÜK VERİNİN OLMADIĞI YERDE YAPAY ZEKÂNIN KULLANILMASI SÖZ KONUSU OLAMAZ
- Teknolojiye geçelim... Endüstri 4.0 ile başlayalım. Pandemi ile birlikte üretimde, hizmet sektöründe robotların kullanımı iyice yaygınlaşıyor. Sağlık sektöründen, otel resepsiyonlarına, otomatik kasiyerlerden, lojistik robotlarına ve otomatik montaj hatlarına kadar her yerde robotlar hızla artıyor. Nasıl bir gelecek öngörüyorsunuz?
CEM: Endüstri 4.0’ın hedefi üretimde insan emeğini minimuma indirip, üretimi ve karar alma süreçlerini akıllı makinelere yaptırmasıdır. Endüstri 4.0 tamamen bir siber devrim ve üç sanayi
devrimi boyunca ürettiğimiz tüm fiziksel sistemlerin akıllı hale dönüşmesidir.
Tedarik, üretim ve tüketim süreçlerini büyük ölçüde dönüştüren bir süreç olarak karşımıza çıkan Endüstri 4.0’ın itici gücü birbiriyle konuşarak planlama yapan, öğrenen makineler, robotlar değil, bunların yakıtı olan büyük verinin kendisidir. Büyük verinin olmadığı yerde bu makinelerin, robotların ve daha da önemlisi öğrenen makinelerin ve yapay zekânın kullanılması söz konusu olamaz.
Endüstri 4.0’ın beraberinde getirdiği ve Toplum 5.0 olarak adlandırılan toplumsal düzen insanların yaşam konforlarını artıracağını gösteriyor. Gelir adaletsizliği devam etmesine rağmen refah düzeyi artış gösterecektir.
PEK ÇOK MESLEK DALI YOK OLACAK, İNSANLAR İŞSİZ KALACAK
- Tabii burada söz yapay zekaya geliyor. Yapay zekaya sahip robotların insan gücünün yerini alacağını düşünürsek, yapay zeka bazı meslekleri değersizleştirecek. Kimler işini kaybedecek, hangi tür mesleklerin sonunu getirecek?
CEM: Yapay zekâ milyonlarca ürün ve hizmette kullanılıyor. Pek çoğumuz bu ürün ve hizmetleri kullanırken yapay zekâ kullandığımızın farkında bile değiliz. İletişim teknolojilerinden yararlanan, özellikle de akıllı telefon kullanan herkes, belli oranlarda da olsa, yapay zekâ ürünlerini ve uygulamalarını kullanıyorlar.
Bu konuda insanların pek çoğu karamsar davranıyor. Yapay zeka, onu yapan insanların istediği işleri yapacak. Elbette kötü niyetli insanlar da yasal olmayan işler için yapay zekayı kullanmak isteyecekler. Ancak yapay zeka kullanımı için uluslararası kanunlar ve yönetmelikler geliştirilecektir.
Yapay zeka daha çok, kol gücüne dayalı işlerin yerini alacak. Bu geçiş döneminin istihdam açısından sancılı olacağı kesin.
Pek çok meslek dalı yok olacak, insanlar işsiz kalacak. Kas gücünün yerini tamamen robotlar alırken diğer pek çok meslek de bu tehlike ile karşı karşıyadır.
Ancak bu tahminlerin geçiş dönemi için geçerli olduğunu unutmayalım. Bu geçiş dönemi ile birlikte Endüstri
4.0 yeni meslekleri de doğuracak. Bu mesleklerin bir kısmı mevcut mesleklerin dijitalleştirilmesi ve dönüştürülmesi ile ortaya çıkarken, önemli bir kısmı ise bugün mevcut olmayan yeni meslekler olacak. Yeni mesleklerin ortak özelliği ise kas gücünden ziyade, matematik ve
Endüstri 4.0 diğer dönemlere göre daha avantajlı bir dönemdir. Endüstri 4.0 dijital temelli olduğundan, eğitimde yapılacak iyileştirmeler ve devletin dijital sektörü desteklemesi ile kısa zamanda Endüstri 4.0 yakalanabilir.
bilişim teknolojilerine hâkim uzmanlara ihtiyaç duyacak olmalarıdır.
YAZILIM VE VERİ UZMANLIĞI TANIMLARI ALTINDA BULUNAN TÜM İŞLER GELECEĞİN İŞLERİDİR
- Gençlere işini kaybetmemesi ve avantajlı çıkması için ne öneriyorsunuz? Hangi mesleklerin önü açılacak?
CEM: En hızlı şekilde ortadan kalkacak mesleklerin başında; muhasebeciler, kasiyerler, telefon operatörleri, telepazarlamacılar, vergi danışmanları, sigorta eksperleri, hakemler ve diğer spor görevlileri, mahkeme katipleri, restoran ve kafelerde çalışan garsonlar, emlak komisyoncuları, tarım işçileri, sekreterler, idari asistanlar geliyor.
Otomasyona en az yatkın mesleklerin başında ise; akıl sağlığı ve madde bağımlılığı hasta bakıcıları, koreograflar, doktor ve cerrahlar, psikologlar, insan kaynakları yöneticileri, antropologlar, arkeologlar, deniz taşımacılığı mühendis ve mimarları, satış yöneticileri, genel müdürler ve bugün bilgisayar sistemleri ve yazılımları ilgili işlerde çalışanların meslekleri diyebiliriz.
Bu sanayi devrimi: Algoritma teknisyenliği, etkileşimli arayüz tasarımcılığı, evrensel hizmet danışmanlığı, dijital süreç mühendisliği, endüstriyel veri bilimciliği, robot koordinatörlüğü, IT/IoT çözüm mimarlığı, bulut hesaplama uzmanlığı, veri güvenliği uzmanlığı, 3-D yazıcı mühendisliği, giyilebilir teknoloji tasarımcılığı ve iş terapistliği gibi yeni meslekleri ortaya çıkaracak.
Kısacası; yazılım ve veri uzmanlığı tanımları altında bulunan tüm işler geleceğin işleridir. Bu işleri yapan gençlerin gelecekten korkmalarına gerek yok.
- Yapay zeka ile bağlantılı olarak büyük veri, bilgi ekonomisi gibi konularda son gelişmeler ne yönde? Bu konuda birey ve ülke olarak nasıl hazırlanmalıyız?
CEM: Dünyayı yakalamak için eğitim sistemimizi ilkokuldan itibaren dijital çağa uygun hale getirmeliyiz. Ancak şu pandemi döneminde görüldü ki öğrencilerimizin yüzde 50’sinin evinde sabit internet yok. Daha büyük oranda bir kitlenin ise tablet ve laptopu yok. İşe buradan başlamak gerekir.
EĞİTİMDE İYİLEŞME VE DEVLETİN DİJİTAL SEKTÖRÜ DESTEĞİYLE KISA ZAMANDA ENDÜSTRİ 4.0 YAKALANABİLİR
- Türkiye yüksek teknoloji konusunda oldukça geri durumda... Yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payı yüzde 3, imalat sanayinde yatırımların sadece 1’i yüksek teknolojili, toplam ar-ge bütçemiz 2 milyar dolar civarında... Oysa gelecek digital dönüşümde... Türkiye, yapay zekada, endüstri 4.0’da treni kaçırdı mı? Nasıl yakalayacağız?
CEM: Endüstri 4.0 diğer dönemlere göre daha avantajlı bir dönem. Örneğin
Bilgisayarı ve evinde sabit internet erişimi olmayan öğrencilerin bilgi edinme hakları ellerinden alınmış durumda... Uzaktan eğitimde fırsat eşitliğinin ilk koşulu hızlı internet ve yetkin donanım gibi dijital imkanlara tüm öğrenci ve eğitimcilerin sahip olmasıdır.
Endüstri 1.0 ya da 2.0’ı kaçıran ülkelerin Endüstri 3.0’ı yakalamaları çok zor idi. Oysa Endüstri 40 dijital temelli olduğundan, eğitimde yapılacak iyileştirmeler ve devletin dijital sektörü desteklemesi ile kısa zamanda Endüstri 4.0 yakalanabilir.
- Kriptoparalara gelelim... “Bin yıllık gelenekleri bitiren bir şey, devletle para arasındaki ilişkiyi kopartan, kontrolü merkezden alan bir olay” olarak tanımlanıyor. Dijital dolar gündemde... Facebook’un Libra için çalışıyor. Nasıl bir gelecek öngörüyorsunuz?
Kripto para denilince akla gelen ilk ismin Bitcoin olduğunu biliyoruz. Ancak
Bitcoin’e rakip olarak piyasada 4000’den fazla para çeşidi var. Bu para çeşitleri, ticari faaliyetlerin içeriklerine ve temel işlevlerine göre çeşitleniyorlar.
Bitcoin bir dünya parası olma hedefine hızla yürümektedir. Yaşamımızın dijitalleştiği ölçüde kripto para kullanımımız da artacak.
Kripto parayı çalışır hale getiren teknoloji Blockchain teknolojisidir. Bu teknoloji sadece kripto para dolaşımı değil, her türlü evraka dayanan işlemi ortadan kaldırmaktadır. Ayrıca pek çok denetim mekanizmasına da sahip olduğundan oldukça güvenli bir sistemdir.
UZAKTAN EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİNİN İLK KOŞULU HIZLI İNTERNET VE YETKİN DONANIM
- Pandemi ile birlikte online eğitim gündemimize girdi. Uzaktan eğitim geleceğin eğitim sistemi olacak. Ancak Türkiye’nin çok önemli handikapları var. Hem internette altyapı sorunları hem de daha önemlisi bilgisayar, tablet, internet erişimi olan hane halkı oranı neredeyse yarı yarıya... Uzaktan eğitimle beraber fırsat eşitsizliği gündeme girdi. Bu konuda düşünceleriniz ve çözüm önerileriniz nedir?
CEM: Uzaktan eğitimde fırsat eşitliğinin ilk koşulu hızlı internet ve
Unicorn şirketler olarak adlandırılan şirketler dünyanın geleceğini belirleyecek. Ünlü yazar Yuval Noah Harari, ‘gelecekte dünyayı yöneten güçler devletler değil Big Data’ya sahip olan şirketler ya da aileler olacak’ diyor.
yetkin donanım gibi dijital imkanlara tüm öğrenci ve eğitimcilerin sahip olmasıdır. Bu şart gerçekleşmeden fırsat eşitliğinden bahsedemeyiz.
Bilgisayarı ve evinde sabit internet erişimi olmayan öğrencilerin bilgi edinme hakları ellerinden alınmış durumda… Uzaktan eğitim geleceğin eğitim sistemi olacak. Bu sistemi yaygınlaştırmanın yolu internete erişimi ve internet hızını artırmaktan geçmektedir. Eğitimde fırsat eşitliği ilkesi dahilinde devletin tüm öğrencilerine hızlı internet erişimi sağlaması gerekiyor.
Ülkemizde sabit internet erişimi olan hane halkı sayısının az ve de kullanılan internet hızının düşük olması nedeniyle devletin, uzaktan eğitimi, diğer gerekli koşulları sağlayana kadar, TV kanalları üzerinden yürütmesi gerekiyor.
BUNDAN SONRAKİ SÜREÇTE GERİ DÖNÜŞ OLMAYACAK TÜM YAŞAMIMIZ DAHA DA DİJİTALLEŞECEK
- Salgın sürecinde tüketicilerin alışkanlıkları da kökten değişime uğradı. Bir araştırmaya göre, dijital, temassız ticaret 10 yıllık gelişimi 3 ayda gerçekleştirdi. Ticaretin geleceği konusunda neler diyebiliriz?
CEM: Pandemi dönemi yaşamımızı değiştirmedi sadece dijital çağa geçişimizi hızlandırdı. Bundan sonraki süreçte geri dönüş olmayacak tüm yaşamımız daha da dijitalleşecek.
- Gündeme oturan bir başka konu da Y kuşağının ardından Z kuşağının yükselişi... Y kuşağı artık iş hayatında önemli noktalara geldi. Z kuşağının da sosyal hayat, tüketim ve iş dünyasında rolü gittikçe artıyor. Z kuşağı dünyayı, ekonomiyi nasıl değiştirecek? Bu kuşakların eğilimleri, satın alma davranışları ekonomiyi nasıl etkiliyor?
CEM: Z kuşağı birey merkezci bir kuşak. Hayatlarının her aşamalarını kendi planladıkları şekilde yaşamaktan hoşlanıyorlar. Alışılmış kalıplar onlara göre değil. TV programlarını sosyal medyadan izlemelerinin nedeni budur. Çünkü hangi programı hangi saatte izlemek istediklerine kendileri karar vermek istiyorlar.
Uzaktan eğitim ve çalışma hayatına bu kadar çabuk adapte olmalarının bir nedeni de budur. Geleceği hem tüketim hem de üretim açısından bu kuşak belirleyeceğinden yaşam koşullarımız da onların dizayn edeceği şekilde olacak.
DÜNYAYI YÖNETEN GÜÇLER BİG DATA’YA SAHİP OLAN ŞİRKETLER YA DA AİLELER OLACAK
- Sayın Hayri Cem sizi yorduk. Son sorum şu; Özellikle teknoloji şirketlerinin piyasa değeri koronavirüs krizi döneminde bile büyüyor. Artık çoğu devletin GSMH’sından bile değerliler. Dolayısıyla daha çok söz sahibi hale geliyorlar ve gelecekler. Gelecekte egemen devlet kavramının yerini egemen teknoloji şirketlere bırakacağı savunuluyor. Sizin görüşünüz nedir?
CEM: Unicorn şirketler olarak adlandırılan bu şirketler dünyanın geleceğini belirleyecektir. Ünlü yazar Yuval Noah Harari’nin Davos’ta yaptığı yıllık konuşmaları dinlemenizi tavsiye ederim. Gelecekte dünyayı yöneten güçler Big Data’ya sahip olan şirketler ya da aileler olacak, diyor.
Önümüzdeki 200 yıl içinde, büyük veriye sahip olanların beyinleri de hack’leyebileceğini öngörüyor. Büyük veriye kimler sahip olacak, sorusuna ise devletler değil, büyük şirketlerin ya da dünyayı yöneten büyük ailelerin sahip olabileceğini iddia ediyor.
Harari’ye göre şu an yaşayan insanlar özgür düşünebilen, kendi başına karar verebilen son nesildir. Beyinleri hack’lenen gelecek nesiller, kendilerine empoze edilen şekilde yaşayacaklar ama aldıkları kararları kendi özgür iradeleri ile aldıklarını zannedecekler.