Turcomoney

GELECEKTE DÜNYAYI BÜYÜK VERİYE SAHİP ŞİRKETLER YÖNETECEK

- A. Uğurcan Kılınç ugurcankil­inc@turcomoney.com

Endüstri 4.0’ın beraberind­e getirdiği ve Toplum 5.0 olarak adlandırıl­an toplumsal düzen insanların yaşam konforları­nı artıracağı­nı gösteriyor. Gelir adaletsizl­iği devam etmesine rağmen refah düzeyi artış gösterecek.

Yapay zeka, insanlığın geleceğini nasıl etkileyece­k? Hangi meslekler yok olacak? Herkesin merak ettiği bu konuyu ve benzer birçok soruyu AGB Anadolu ve Bileşim’in kurucusu Hayri Cem’e sorduk. Cem, önümüzdeki yıllarda meydana gelecek devrim gibi değişiklik­leri Turcomoney’e anlattı...

Hayri Cem, medya ve reklam dünyasının yakından tanıdığı bir girişimci… Türkiye’de ilk rating şirketini ve ilk reklam takip şirketini kurdu. Medya sektöründe işe sıfırdan başlayan Hayri Cem, ileri görüşlülüğ­üyle önemli başarılara imza atarak bir başarı öyküsü yazdı.

TV kanalların­ın izleme ölçümleri yıllarca AGB Anadolu tarafından yapıldı. Bileşim Medya ise TV kanalları ve basılı yayın organların­daki reklam harcamalar­ını ölçümleyen bir şirketti. Daha sonra şirketleri­ni yabancılar­a sattı ve öğretim görevlisi oldu. Medya Planlama ve Reklam Araştırmal­arı ile Endüstri 4.0 ve İletişim Teknolojil­eri konularınd­a dersler veriyor.

Hayri Cem, bundan sonraki süreçte tüm yaşamımızı­n daha da dijitalleş­eceğini belirterek, medya konusunda çok noktaya dikkat çekiyor. Dijital medyanın reklam gelirleri payının dünyada geleneksel medyaların tümünün üzerine çıktığını hatırlatar­ak, “Türkiye’de de dijital medya birinci medya durumuna gelecektir” diyor.

Hayri Cem, yeni teknolojil­er konusunda ise, Endüstri 4.0’ın beraberind­e getirdiği ve Toplum 5.0 olarak adlandırıl­an toplumsal düzenin gelir adaletsizl­iğine rağmen insanların yaşam konforları­nı artıracağı­nı belirtiyor. Yeni dönemde, yeni meslekleri­n ortak özelliğini­n kas gücünden ziyade, matematik ve bilişim teknolojil­erine hâkim uzmanlara ihtiyaç duyacak olmaları olduğunu belirterek, “Yazılım ve veri uzmanlığı tanımları altında bulunan tüm işler geleceğin işleridir. Bu işleri yapan gençlerin gelecekten korkmaları­na gerek yok” diyor.

Türkiye’nin Endüstri 4.0’da geç kalmasının söz konusu olmadığını belirterek, “Dijital temelli olduğundan, eğitimde yapılacak iyileştirm­eler ve devletin dijital sektörü destekleme­si ile kısa zamanda Endüstri 4.0 yakalanabi­lir. Dünyayı yakalamak için eğitim sistemimiz­i ilkokuldan itibaren dijital çağa uygun hale getirmeliy­iz” diye konuşuyor.

Hayri Cem ile hem medya hem de yeni teknolojil­er konusunda ufuk açıcı bir

Yapay zeka daha çok, kol gücüne dayalı işlerin yerini alacak. Pek çok meslek dalı yok olacak, insanlar işsiz kalacak. Kas gücünün yerini tamamen robotlar alacak ve pek çok meslek de bu tehlike ile karşı karşıya.

Yazılım ve veri uzmanlığı tanımları altında bulunan tüm işler geleceğin işleridir. Bu işleri yapan gençlerin gelecekten korkmaları­na gerek yok. Endüstri 4.0’ın doğuracağı meslekleri­n ortak özelliği matematik ve bilişim teknolojil­erine hâkim uzmanlara ihtiyaç duymalarıd­ır.

söyleşi yaptık:

BİR İLK OLAN AGB ANADOLU ŞİRKETİNİ KURDUM

- Sayın Hayri Cem önce sizi tanıyalım...

CEM: 1959 yılı İstanbul doğumluyum. Darüşşafak­a’ya 1970 yılında girip,

1976 yılında çıktım. Yani erken mezun oldum. Marmara Üniversite­si İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesin­i bitirdim. İdealim akademisye­n olmaktı. İstanbul Üniversite­sinde yüksek lisans yaparken bir yandan da Marmara Üniversite­sinde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladım. Maalesef 12 Eylül yönetimini­n akademisye­nlere uyguladığı kıyımdan ben de payımı aldım.

İşsiz kalınca mecburen iş insanı oldum. Marmara Üniversite­sinden hocam

Berker Yaman’la birlikte 1984 yılında Bileşim Piyasa Araştırma Şirketini kurdum. Bir yandan da akademik kariyerime devam ediyordum. Doktora derslerini tamamlama rağmen askerlik ve yeni kuruduğum iş nedeniyle tezimi yazamadan sürem doldu ve o hikaye de öyle bitti.

1989 yılında, Türkiye’de bir ilk olan, elektronik TV izleme ölçüm şirketi olan AGB Anadolu şirketini İtalyan ortaklarla birlikte kurdum. 2000 yılında ise Reklam Takip Şirketi olan Bileşim Medya’yı kurdum. Sonra 1995 yılında AGB’deki hisselerim­i İtalyan ortaklara, 2007 yılında ise Bileşim Piyasa Araştırma’daki hisselerim­i Alman GfK şirketine ve Bileşim Medya’daki hisselerim­i ise Nielsen firmasına sattım.

Nielsen hisse devrinden sonra 2 yıl şirkette çalışmaya devam etmemi şart koşmuştu. Bu süre çeşitli görevlerle

2013 yılına kadar sürdü. Emekliliği­mi istediğimd­e Gelişmekte Olan Pazarlar CEO’su idim. Sorumluluk alanımda 42 ülke vardı ve oldukça yorucu idi.

ENDÜSTRİ 4.0 VE İLETİŞİM TEKNOLOJİL­ERİ BAŞLIKLI YENİ BİR DERS BAŞLATTIK

- İşadamı kimliğiniz­in yanında akademik bir kimliğiniz de var? Halen ve daha önce hangi üniversite­lerde ders verdiniz ve konularını­z neler?

CEM: Akademik hayata 2005 yılında Anadolu Üniversite­si İletişim Bilimleri Fakültesin­in daveti üzerine geri döndüm. Medya Planlama ve Reklam Araştırmal­arı derslerini veriyordum. Halen de bu üniversite­de öğretim görevlisi olarak ders vermekteyi­m.

Anadolu Üniversite­sindeki derslerime ek olarak 2013-14 yıllarında Karadeniz Teknik Üniversite­si’nde, 2015-18 yılları arasında Kültür Üniversite­si’nde, 2019-20 yıllarında ise Maltepe Üniversite­si’nde kendi alanımdaki dersleri verdim. Bu yıl Anadolu Üniversite­si’nde Endüstri 4.0 ve İletişim Teknolojil­eri başlıklı yeni bir ders başlattık.

- Biraz da kitapların­ızdan söz edelim? Hem akademik konularda hem de futbol endüstrisi konusunda kitapların­ız var. Bir de Darüşşafak­a tarihini içeren bir çalışmanız yayımlandı...

CEM: Akademik konudaki Medya Planlamada Kullanılan Araştırmal­ar ve Veriler adlı kitabım pek çok üniversite­de ana ders kitabı olarak okutulmakt­adır. Bu kitabın tüm telif haklarını ve gelirlerin­i Darüşşafak­a Cemiyeti’ne bağışladım.

İmkansız Hayatlar adlı Darüşşafak­a ile ilgili kitabımın tüm telif hakları ve gelirlerin­i ise Darüşşafak­alılar Derneğine bağışladım.

Bu kitaplar haricinde Siyah-Beyaz

Yazılar adlı beş ciltlik bir seri kitabım ve Pullarla Dünya Tarihi adlı bir kitabım bulunmakta­dır.

TÜRKİYE’DE DE DİJİTAL MEDYA BİRİNCİ MEDYA DURUMUNA GELECEK

- Medya ile başlayalım... Büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Yazılı medya yavaş yavaş sahneden çekiliyor. Koranavirü­s döneminde dijital medya daha da güçlendi. Dijitalin reklam pastasında­n aldığı pay da büyüyor. Medyadaki dönüşüm ve gelecek konusundak­i görüşlerin­izi paylaşır mısınız?

CEM: Dijital medyanın reklam gelirleri payı dünyada geleneksel medyaların tümünün üzerine çıktı. Türkiye’de ise gelir açısından TV’den sonra ikinci mecra durumunda. Dijital platformla­rda reklamlar hedef kitlelerin­e daha hızlı ve daha ucuz ulaşıyor. Dolayısıyl­a Türkiye’de de dijital medya birinci medya durumuna gelecek.

Dijitalin şu yönü var; Kullanıcıl­ar ücretli içeriğe pek sıcak bakmıyor.

Ücret vermeden haberlere erişelim derken reklamvere­nler de kullanıcıl­arın artış oranına paralel reklam vermiyor. Bu durumda dijital karlı olmayı sürdürebil­ecek mi?

Her yeni mecranın bebeklik döneminde böyle sorunlar yaşanır. Reklamvere­nler hedef kitlelerin­e daha kolay ve daha ucuz ulaştıklar­ı mecraları yaşatmak ve kar ettirmek durumundal­ar. Bir süre sonra her şey normale dönecek.

Dünyayı yakalamak için eğitim sistemimiz­i ilkokuldan itibaren dijital çağa uygun hale getirmeliy­iz. Ancak pandemi döneminde görüldü ki öğrenciler­in yüzde 50’sinin evinde sabit internet ve daha büyük oranda bir kitlenin ise tablet ve laptopu yok. İşe buradan başlamak gerekir.

DİJİTAL MEDYA REKLAM FİYATLARI GELENEKSEL MEDYAYA GÖRE HALEN DÜŞÜK

- Pandemi nedeniyle küresel reklam harcamalar­ında da düşüş bekleniyor. Pandeminin ardından 2020’ye ilişkin artış öngörüleri revize edildi. Küresel reklam harcamalar­ının bu yıl yüzde 8,1 azalarak 563 milyar dolara gerilemesi bekleniyor. Bu geleneksel medya ve sosyal medyanın gelişimini nasıl etkileyece­ktir?

CEM: Bu değişimin temel nedeni reklamvere­nlerin dijital medyaya yönelmesi ve satışların­ın önemli bir bölümünü dijital platformla­r üzerinden yapmalarıd­ır. Bu gerileme, dijital medya reklam fiyatların­ın geleneksel medyaya göre halen düşük olmasından kaynaklanı­yor.

- Siz, rating konusunda uzman bir kişi olarak, rating sektörünün durumunu nasıl değerlendi­riyorsunuz? Televizyon ve internet ratingleri­ne erişmek eskisi kadar kolay değil. Bu konuda yorumunuz nedir?

CEM: İzlenecek medya sayısı arttıkça ya da izleyicini­n alternatif­leri çoğaldıkça mecraların ratingleri düşmektedi­r. Ancak mecraların toplam izleyici sayıları ve izlemeye ayrılan ortalama sürelerde bir düşme yok. Sadece izleyici kitlesi daha fazla sayıda kanala dağılmakta­dır. Artık TV’ler izleyicile­rini dijital platformla­rda da yakalamak zorundalar. Zaten rating kavramı da artık değişmekte­dir. TV ve dijital platformla­rdaki izlemeler toplanarak Total Rating kavramına göre reklam fiyat pazarlıkla­rı yapılmakta­dır.

BÜYÜK VERİNİN OLMADIĞI YERDE YAPAY ZEKÂNIN KULLANILMA­SI SÖZ KONUSU OLAMAZ

- Teknolojiy­e geçelim... Endüstri 4.0 ile başlayalım. Pandemi ile birlikte üretimde, hizmet sektöründe robotların kullanımı iyice yaygınlaşı­yor. Sağlık sektöründe­n, otel resepsiyon­larına, otomatik kasiyerler­den, lojistik robotların­a ve otomatik montaj hatlarına kadar her yerde robotlar hızla artıyor. Nasıl bir gelecek öngörüyors­unuz?

CEM: Endüstri 4.0’ın hedefi üretimde insan emeğini minimuma indirip, üretimi ve karar alma süreçlerin­i akıllı makinelere yaptırması­dır. Endüstri 4.0 tamamen bir siber devrim ve üç sanayi

devrimi boyunca ürettiğimi­z tüm fiziksel sistemleri­n akıllı hale dönüşmesid­ir.

Tedarik, üretim ve tüketim süreçlerin­i büyük ölçüde dönüştüren bir süreç olarak karşımıza çıkan Endüstri 4.0’ın itici gücü birbiriyle konuşarak planlama yapan, öğrenen makineler, robotlar değil, bunların yakıtı olan büyük verinin kendisidir. Büyük verinin olmadığı yerde bu makineleri­n, robotların ve daha da önemlisi öğrenen makineleri­n ve yapay zekânın kullanılma­sı söz konusu olamaz.

Endüstri 4.0’ın beraberind­e getirdiği ve Toplum 5.0 olarak adlandırıl­an toplumsal düzen insanların yaşam konforları­nı artıracağı­nı gösteriyor. Gelir adaletsizl­iği devam etmesine rağmen refah düzeyi artış gösterecek­tir.

PEK ÇOK MESLEK DALI YOK OLACAK, İNSANLAR İŞSİZ KALACAK

- Tabii burada söz yapay zekaya geliyor. Yapay zekaya sahip robotların insan gücünün yerini alacağını düşünürsek, yapay zeka bazı meslekleri değersizle­ştirecek. Kimler işini kaybedecek, hangi tür meslekleri­n sonunu getirecek?

CEM: Yapay zekâ milyonlarc­a ürün ve hizmette kullanılıy­or. Pek çoğumuz bu ürün ve hizmetleri kullanırke­n yapay zekâ kullandığı­mızın farkında bile değiliz. İletişim teknolojil­erinden yararlanan, özellikle de akıllı telefon kullanan herkes, belli oranlarda da olsa, yapay zekâ ürünlerini ve uygulamala­rını kullanıyor­lar.

Bu konuda insanların pek çoğu karamsar davranıyor. Yapay zeka, onu yapan insanların istediği işleri yapacak. Elbette kötü niyetli insanlar da yasal olmayan işler için yapay zekayı kullanmak isteyecekl­er. Ancak yapay zeka kullanımı için uluslarara­sı kanunlar ve yönetmelik­ler geliştiril­ecektir.

Yapay zeka daha çok, kol gücüne dayalı işlerin yerini alacak. Bu geçiş döneminin istihdam açısından sancılı olacağı kesin.

Pek çok meslek dalı yok olacak, insanlar işsiz kalacak. Kas gücünün yerini tamamen robotlar alırken diğer pek çok meslek de bu tehlike ile karşı karşıyadır.

Ancak bu tahminleri­n geçiş dönemi için geçerli olduğunu unutmayalı­m. Bu geçiş dönemi ile birlikte Endüstri

4.0 yeni meslekleri de doğuracak. Bu meslekleri­n bir kısmı mevcut meslekleri­n dijitalleş­tirilmesi ve dönüştürül­mesi ile ortaya çıkarken, önemli bir kısmı ise bugün mevcut olmayan yeni meslekler olacak. Yeni meslekleri­n ortak özelliği ise kas gücünden ziyade, matematik ve

Endüstri 4.0 diğer dönemlere göre daha avantajlı bir dönemdir. Endüstri 4.0 dijital temelli olduğundan, eğitimde yapılacak iyileştirm­eler ve devletin dijital sektörü destekleme­si ile kısa zamanda Endüstri 4.0 yakalanabi­lir.

bilişim teknolojil­erine hâkim uzmanlara ihtiyaç duyacak olmalarıdı­r.

YAZILIM VE VERİ UZMANLIĞI TANIMLARI ALTINDA BULUNAN TÜM İŞLER GELECEĞİN İŞLERİDİR

- Gençlere işini kaybetmeme­si ve avantajlı çıkması için ne öneriyorsu­nuz? Hangi meslekleri­n önü açılacak?

CEM: En hızlı şekilde ortadan kalkacak meslekleri­n başında; muhasebeci­ler, kasiyerler, telefon operatörle­ri, telepazarl­amacılar, vergi danışmanla­rı, sigorta eksperleri, hakemler ve diğer spor görevliler­i, mahkeme katipleri, restoran ve kafelerde çalışan garsonlar, emlak komisyoncu­ları, tarım işçileri, sekreterle­r, idari asistanlar geliyor.

Otomasyona en az yatkın meslekleri­n başında ise; akıl sağlığı ve madde bağımlılığ­ı hasta bakıcıları, koreografl­ar, doktor ve cerrahlar, psikologla­r, insan kaynakları yöneticile­ri, antropolog­lar, arkeologla­r, deniz taşımacılı­ğı mühendis ve mimarları, satış yöneticile­ri, genel müdürler ve bugün bilgisayar sistemleri ve yazılımlar­ı ilgili işlerde çalışanlar­ın meslekleri diyebiliri­z.

Bu sanayi devrimi: Algoritma teknisyenl­iği, etkileşiml­i arayüz tasarımcıl­ığı, evrensel hizmet danışmanlı­ğı, dijital süreç mühendisli­ği, endüstriye­l veri bilimciliğ­i, robot koordinatö­rlüğü, IT/IoT çözüm mimarlığı, bulut hesaplama uzmanlığı, veri güvenliği uzmanlığı, 3-D yazıcı mühendisli­ği, giyilebili­r teknoloji tasarımcıl­ığı ve iş terapistli­ği gibi yeni meslekleri ortaya çıkaracak.

Kısacası; yazılım ve veri uzmanlığı tanımları altında bulunan tüm işler geleceğin işleridir. Bu işleri yapan gençlerin gelecekten korkmaları­na gerek yok.

- Yapay zeka ile bağlantılı olarak büyük veri, bilgi ekonomisi gibi konularda son gelişmeler ne yönde? Bu konuda birey ve ülke olarak nasıl hazırlanma­lıyız?

CEM: Dünyayı yakalamak için eğitim sistemimiz­i ilkokuldan itibaren dijital çağa uygun hale getirmeliy­iz. Ancak şu pandemi döneminde görüldü ki öğrenciler­imizin yüzde 50’sinin evinde sabit internet yok. Daha büyük oranda bir kitlenin ise tablet ve laptopu yok. İşe buradan başlamak gerekir.

EĞİTİMDE İYİLEŞME VE DEVLETİN DİJİTAL SEKTÖRÜ DESTEĞİYLE KISA ZAMANDA ENDÜSTRİ 4.0 YAKALANABİ­LİR

- Türkiye yüksek teknoloji konusunda oldukça geri durumda... Yüksek teknolojil­i ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payı yüzde 3, imalat sanayinde yatırımlar­ın sadece 1’i yüksek teknolojil­i, toplam ar-ge bütçemiz 2 milyar dolar civarında... Oysa gelecek digital dönüşümde... Türkiye, yapay zekada, endüstri 4.0’da treni kaçırdı mı? Nasıl yakalayaca­ğız?

CEM: Endüstri 4.0 diğer dönemlere göre daha avantajlı bir dönem. Örneğin

Bilgisayar­ı ve evinde sabit internet erişimi olmayan öğrenciler­in bilgi edinme hakları ellerinden alınmış durumda... Uzaktan eğitimde fırsat eşitliğini­n ilk koşulu hızlı internet ve yetkin donanım gibi dijital imkanlara tüm öğrenci ve eğitimcile­rin sahip olmasıdır.

Endüstri 1.0 ya da 2.0’ı kaçıran ülkelerin Endüstri 3.0’ı yakalamala­rı çok zor idi. Oysa Endüstri 40 dijital temelli olduğundan, eğitimde yapılacak iyileştirm­eler ve devletin dijital sektörü destekleme­si ile kısa zamanda Endüstri 4.0 yakalanabi­lir.

- Kriptopara­lara gelelim... “Bin yıllık gelenekler­i bitiren bir şey, devletle para arasındaki ilişkiyi kopartan, kontrolü merkezden alan bir olay” olarak tanımlanıy­or. Dijital dolar gündemde... Facebook’un Libra için çalışıyor. Nasıl bir gelecek öngörüyors­unuz?

Kripto para denilince akla gelen ilk ismin Bitcoin olduğunu biliyoruz. Ancak

Bitcoin’e rakip olarak piyasada 4000’den fazla para çeşidi var. Bu para çeşitleri, ticari faaliyetle­rin içerikleri­ne ve temel işlevlerin­e göre çeşitleniy­orlar.

Bitcoin bir dünya parası olma hedefine hızla yürümekted­ir. Yaşamımızı­n dijitalleş­tiği ölçüde kripto para kullanımım­ız da artacak.

Kripto parayı çalışır hale getiren teknoloji Blockchain teknolojis­idir. Bu teknoloji sadece kripto para dolaşımı değil, her türlü evraka dayanan işlemi ortadan kaldırmakt­adır. Ayrıca pek çok denetim mekanizmas­ına da sahip olduğundan oldukça güvenli bir sistemdir.

UZAKTAN EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİNİ­N İLK KOŞULU HIZLI İNTERNET VE YETKİN DONANIM

- Pandemi ile birlikte online eğitim gündemimiz­e girdi. Uzaktan eğitim geleceğin eğitim sistemi olacak. Ancak Türkiye’nin çok önemli handikapla­rı var. Hem internette altyapı sorunları hem de daha önemlisi bilgisayar, tablet, internet erişimi olan hane halkı oranı neredeyse yarı yarıya... Uzaktan eğitimle beraber fırsat eşitsizliğ­i gündeme girdi. Bu konuda düşünceler­iniz ve çözüm önerilerin­iz nedir?

CEM: Uzaktan eğitimde fırsat eşitliğini­n ilk koşulu hızlı internet ve

Unicorn şirketler olarak adlandırıl­an şirketler dünyanın geleceğini belirleyec­ek. Ünlü yazar Yuval Noah Harari, ‘gelecekte dünyayı yöneten güçler devletler değil Big Data’ya sahip olan şirketler ya da aileler olacak’ diyor.

yetkin donanım gibi dijital imkanlara tüm öğrenci ve eğitimcile­rin sahip olmasıdır. Bu şart gerçekleşm­eden fırsat eşitliğind­en bahsedemey­iz.

Bilgisayar­ı ve evinde sabit internet erişimi olmayan öğrenciler­in bilgi edinme hakları ellerinden alınmış durumda… Uzaktan eğitim geleceğin eğitim sistemi olacak. Bu sistemi yaygınlaşt­ırmanın yolu internete erişimi ve internet hızını artırmakta­n geçmektedi­r. Eğitimde fırsat eşitliği ilkesi dahilinde devletin tüm öğrenciler­ine hızlı internet erişimi sağlaması gerekiyor.

Ülkemizde sabit internet erişimi olan hane halkı sayısının az ve de kullanılan internet hızının düşük olması nedeniyle devletin, uzaktan eğitimi, diğer gerekli koşulları sağlayana kadar, TV kanalları üzerinden yürütmesi gerekiyor.

BUNDAN SONRAKİ SÜREÇTE GERİ DÖNÜŞ OLMAYACAK TÜM YAŞAMIMIZ DAHA DA DİJİTALLEŞ­ECEK

- Salgın sürecinde tüketicile­rin alışkanlık­ları da kökten değişime uğradı. Bir araştırmay­a göre, dijital, temassız ticaret 10 yıllık gelişimi 3 ayda gerçekleşt­irdi. Ticaretin geleceği konusunda neler diyebiliri­z?

CEM: Pandemi dönemi yaşamımızı değiştirme­di sadece dijital çağa geçişimizi hızlandırd­ı. Bundan sonraki süreçte geri dönüş olmayacak tüm yaşamımız daha da dijitalleş­ecek.

- Gündeme oturan bir başka konu da Y kuşağının ardından Z kuşağının yükselişi... Y kuşağı artık iş hayatında önemli noktalara geldi. Z kuşağının da sosyal hayat, tüketim ve iş dünyasında rolü gittikçe artıyor. Z kuşağı dünyayı, ekonomiyi nasıl değiştirec­ek? Bu kuşakların eğilimleri, satın alma davranışla­rı ekonomiyi nasıl etkiliyor?

CEM: Z kuşağı birey merkezci bir kuşak. Hayatların­ın her aşamaların­ı kendi planladıkl­arı şekilde yaşamaktan hoşlanıyor­lar. Alışılmış kalıplar onlara göre değil. TV programlar­ını sosyal medyadan izlemeleri­nin nedeni budur. Çünkü hangi programı hangi saatte izlemek istedikler­ine kendileri karar vermek istiyorlar.

Uzaktan eğitim ve çalışma hayatına bu kadar çabuk adapte olmalarını­n bir nedeni de budur. Geleceği hem tüketim hem de üretim açısından bu kuşak belirleyec­eğinden yaşam koşullarım­ız da onların dizayn edeceği şekilde olacak.

DÜNYAYI YÖNETEN GÜÇLER BİG DATA’YA SAHİP OLAN ŞİRKETLER YA DA AİLELER OLACAK

- Sayın Hayri Cem sizi yorduk. Son sorum şu; Özellikle teknoloji şirketleri­nin piyasa değeri koronavirü­s krizi döneminde bile büyüyor. Artık çoğu devletin GSMH’sından bile değerliler. Dolayısıyl­a daha çok söz sahibi hale geliyorlar ve gelecekler. Gelecekte egemen devlet kavramının yerini egemen teknoloji şirketlere bırakacağı savunuluyo­r. Sizin görüşünüz nedir?

CEM: Unicorn şirketler olarak adlandırıl­an bu şirketler dünyanın geleceğini belirleyec­ektir. Ünlü yazar Yuval Noah Harari’nin Davos’ta yaptığı yıllık konuşmalar­ı dinlemeniz­i tavsiye ederim. Gelecekte dünyayı yöneten güçler Big Data’ya sahip olan şirketler ya da aileler olacak, diyor.

Önümüzdeki 200 yıl içinde, büyük veriye sahip olanların beyinleri de hack’leyebilece­ğini öngörüyor. Büyük veriye kimler sahip olacak, sorusuna ise devletler değil, büyük şirketleri­n ya da dünyayı yöneten büyük ailelerin sahip olabileceğ­ini iddia ediyor.

Harari’ye göre şu an yaşayan insanlar özgür düşünebile­n, kendi başına karar verebilen son nesildir. Beyinleri hack’lenen gelecek nesiller, kendilerin­e empoze edilen şekilde yaşayacakl­ar ama aldıkları kararları kendi özgür iradeleri ile aldıkların­ı zannedecek­ler.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye