Turcomoney

9 maddede ekonominin temel sorunları ve çözüm yolları

- Prof. Dr. Mehmet Yazıcı

Kasım ayında ekonomide oldukça hareketli günleri geride bıraktık. Önce ABD Başkanlık seçimlerin­de Biden’in Trump’a karşı seçimi kazanması dünya borsaların­da olumlu hava esmesine neden oldu. Bununla birlikte Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan anlaşma ile jeopolitik baskıların bir nebze de olsa azaldığına tanık olduk.

Sonrasında TCMB Başkanının görevden alınarak Naci Ağbal’ın atanmasını­n ertesinde Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifası yerli ve yabancı yatırımcı tarafından olumlu olarak algılandı. Borsa yükselirke­n TL’de değer kazandı.

Güven artırıcı önlemlerin alınmaması, pandeminin gıda ve sağlık harcamalar­ı üzerindeki olumsuz etkisi, jeopolitik riskler, işsizlik ve gelir dağılımı adaletsizl­iğinin yarattığı sosyal etki ve erken seçim tartışmala­rı kur üzerinde önümüzdeki dönemde de baskı oluşturmay­a devam edecek.

BU NOKTAYA NASIL GELDİK?

Bu sürece nasıl geldiğimiz­e kısaca bakacak olursak, Temmuz 2019’da Murat Çetinkaya’nın görevden alınması üzerine (faiz indirimi kararların­ı cesurca alamadığı gerekçesi ile) atanan Murat Uysal küresel ekonomik daralmanın ve genişleyic­i para politikala­rının etkisi ile düşük faiz politikası­nı sürdürdü.

CDS ‘te Mart ortasında 255 olan seviye, pandemi ile birlikte 7 Nisan’da 650 seviyesine yükseldi. Ortalama 515 olup istifa öncesinde 558’e kadar yükseldi.

Pandemi etkisiyle Mayıs sonu itibarıyla soğuyan ekonomik motorların ısıtılması için özellikle kamu bankaları eliyle, TCMB’nin düşük faiz politikası ve emisyonu ile desteklene­n kredi mekanizmas­ı aktif rasyosunun da etkisiyle taşıt, tüketici ve konut kredilerin­de artışa yol açtı.

Ancak, kredi derecelend­irme kuruluşu Moody’s’in 11 Eylül gecesi gelen kararla kredi notumuzu B2 seviyesine düşürmesi ve Eylül ayı PPK ile birlikte turizm gelirlerin­de yaşanan 25 milyar dolarlık kayıp, gıda ve giyim harcamalar­ındaki mevsim etkisi ile TL üzerinde oluşan baskı ve kur artışı faiz artışını tetikledi

Benin

ve kredi mekanizmas­ı durma noktasına geldi.

Ekim ayında piyasanın beklediği faiz artışının gelmemesi dengelerin daha da bozulmasın­a neden oldu. Bu süreçte MB politika değişikliğ­i yaparak faiz koridoru yerine Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyetine geçti. Doğrudan değil dolaylı faiz artırım yoluna gidildi.

Türkiye ile Aynı B2 Kredi Notuna Sahip Ülkeler

Enflasyon Oranı (%)

Kaynak: www.bbc.com

Bütçe Açığı (%) (2019) Cari Açık/ GSYH (%) (2019) FAİZ ORANLARI KASIM’DAKİ PPK’YA KADAR BASKILANDI

Bu süreçte pandemi öncesinde de durgunluk içerisinde olan Avrupa ve Amerika ekonomiler­i genişleyic­i para ve düşük faiz politikası uygularken, TCMB’ye faiz azaltımı için de zemin oluşturmuş oldu. Bu süreçte faiz oranları aşağıdaki gibi Kasım’daki PPK’ya kadar baskılandı.

Ancak artan enflasyon yanında, Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyetind­en (AOFM) piyasayı fonlayan merkez bankası gecelik ve gösterge faiz oranlarını­n düşük kalması faiz üzerindeki baskısını artırdı, ancak Ekim’de TCMB beklentile­rin aksine faiz artışına gitmeyince üst düzey ekonomi yönetimind­e deprem etkisi yarattı.

Gecelik

18.03.20 23.04.20 22.05.20 25.09.20

Alma

8.25 7.25 6.75 8.75

Verme

11.25 10.25 9.75 11.75

Kaynak: www.investing.com

Bu dönemde tarihi zirveleri zorlayan CDS, Bakanın istifası ile 460’ın altına, 19 Kasım PPK sonrasında 475 Bp faiz artış kararının ardından 371 seviyesine geriledi. Borsa da aynı dönemde 850’den 1300’lü seviyelere yükseldi.

BİDEN’İN KAZANMASI VE AŞI İLE İLGİLİ OLUMLU HABERLER PİYASALARD­A RAHATLAMAY­A YOL AÇTI

Pandeminin karantina ve azalan talebe bağlı devam eden ekonomik durgunluk etkisi ile sonbahara girerken, Biden’in Başkanlığı kazanması yanında önceliğini­n Covid ile mücadele olacağını açıklaması (ayrıca Biontech/Pfizer’ın aşı ile ilgili olumlu haberleri), uluslarara­sı piyasalard­a rahatlamay­a yol açtı. Tüm dünya borsaların­da yukarı yönlü hareket yanında gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında doların değer kaybetmesi­ne altın ve petrolün de bu iyileşme havası içinde yükselmesi­ne neden oldu.

İnşaat ve kredi ile büyüme modelinin sürdürüleb­ilir olmadığı bir kez daha teyit edilmiş olup, bu dönemde borçlanma artışına neden olacak ve büyük kaynak talebi yaratacak projelerde­n kaçınılmal­ıdır. Turizm, bankacılık ve havayolu endüstrisi­ndeki kayıpları geri almaya çalışan piyasa oldukça spekülatif olup, henüz riskler devam ediyor.

DOKUZ BAŞLIKTA EKONOMİNİN BAŞLICA SORUNLARI

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye