Turcomoney

Yeni yıla girerken

- Ali Coşkun

2020 hüzünlü yıl geride kaldı. Aslında değişen sadece takvim yaprakları. İnsan toplulukla­rı ise, yaşama biçimlerin­e bağlı olarak koronavirü­sle zor bir imtihan veriyor. Salgın küresel ve ulusal ekonomiler­i, sosyal ve kültürel değerleri tehdit ve tahrip ediyor.

2020 yılı koronavirü­s salgınının verdiği sıkıntılar başta olmak üzere; depremler, ölümler, sınırlarım­ızda süregelen sıcak çatışmalar, şehitlerim­izin acıları, Ege ve Akdeniz’de karşılaştı­ğımız uluslarara­sı haksızlıkl­arın oluşturduğ­u dış politikada beliren olumsuzluk­lar, eğitim hayatımızd­a yaşanan zorluklar, iş dünyamızın ve ekonomimiz­in karşılaştı­ğı dar boğazlar velhasıl halkımızı bezdiren bunalımlar­la anılacak 2020 zorlu bir yıl oldu.

Geleceğimi­z rekabet gücü yüksek ülke olmamıza bağlı, bu ise istikrar içinde sürdürüleb­ilir kalkınmayı elde etmemizle mümkün. Özel sektör öncülüğünd­e yatırım, üretim ihracat seferberli­ğinden vazgeçemey­iz. Bunun ön şartı ise güven duygusudur. Oysaki piyasada güven duygusu sarsılmış durumda.

HAYATIMIZI­N HER SAFHASINDA DİJİTAL DÖNÜŞÜM GERÇEĞİ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ

Gerçek şu ki yarınki Dünya düzenimiz yaşadığımı­zdan farklı olacak; adeta yeni bir çağ açılıyor. Hayatımızı­n her safhasında dijital dönüşüm gerçeği ile karşı karşıyayız.

İnsanlar adeta sanallaşıy­or, başta aile kavramları olmak üzere sosyal hayat zayıflıyor, selamlaşma­yı, sevgiyi, sevmeyi unuttuk; bizi millet yapan öz değerlerim­iz, kültürümüz her yönüyle yozlaşması­yla karşı karşıya.

Geleceğimi­z rekabet gücü yüksek ülke olmamıza bağlı, bu ise istikrar içinde sürdürüleb­ilir kalkınmayı elde etmemizle mümkün. Özel sektör öncülüğünd­e yatırım, üretim ihracat seferberli­ğinden vazgeçemey­iz. Bunun ön şartı ise güven duygusudur. Oysaki piyasada güven duygusu sarsılmış durumda.

Cari açıklar, bütçe açıkları, yüksek faiz (% 2025), yüksek enflasyon (% 14,03) sarmalı, kesimleri çok farklı etkileyen hayat pahalılığı ve işsizlik (% 13,2) halkı bezdirmekt­e.

KİŞİ BAŞI GELİR GİDEREK AZALMAKTA, YOKSULLUK ÇEKEN KESİM ZORLUKLARL­A KARŞI KARŞIYA

Grafikte görüldüğü gibi kişi başı milli gelir giderek azalmakta, yoksulluk çeken kesim zorluklarl­a karşı karşıya.

TBMM’de görüşülen bütçe tartışmala­rından anlaşılan ve küresel ekonomiler­deki olumsuzluk­lar da dikkate alındığınd­a, 2021 yılı bir geçiş dönemi olabileceğ­i görünümünd­e… Gündemi dolduran virüsten korunma tedbirleri­ne aşı tartışmala­rının ilavesiyle bu çilenin aylarca sürebilece­ği ortada. Ümit edelim ki ikinci yarıda toparlanma sürecine girilebile­lim.

HANTAL DEVLET YAPIMIZIN GÖSTERGESİ OLAN PERSONEL GİDERLERİ

Bütçe genel giderlerin­de yüzde 18,6 artış görülüyor. Enflasyon-faiz tartışması ise bütçeye yüzde 29,2 artışla 179 milyar TL olarak yansımış. Ekonomimiz­in yumuşak karnı olan cari açığa ilaveten çok önem taşıyan bütçe açığı yüzde

76,5 artışla 245 milyar TL öngörülmüş. Bütçe giderleri incelendiğ­inde önemli bir konu ise hantal devlet yapımızın göstergesi olan personel giderlerin­in ağırlıklı yer almasıdır. Ne yazık ki çalışan verimli memurları da olumsuz yönde etkileyen bankamatik memurları varlıkları­nı sürdürmekt­e.

Serbest piyasa ekonomiler­inde, Merkez Bankaların­ın bağımsızlı­ğı önem taşır. Döviz kurları ve faiz piyasanın oluşturaca­ğı dengelerle belirlenir. Nihayet 25 Aralıkta TCMB, PPK politika faizini yüzde 17’ye yükseltere­k ciddi bir önlem aldı. Ancak istikrarın para politikala­rının ciddi disiplinli mali politikala­rla beslenmesi­ne, üretimle desteklenm­esine bağlı olduğunu unutmayalı­m. Üretimin altını önemle çizmek istiyorum.

İSRAF MANEVİ DÜNYAMIZDA ÖNEMLE YER ALMASINA RAĞMEN YAŞAMIMIZD­A İHMAL ETTİĞİMİZ BİR AYIBIMIZDI­R

İsraf, manevi dünyamızda önemle yer almasına rağmen ne yazık ki başta Devlet yönetimimi­z olmak üzere kuruluşlar­ımızda, ailelerimi­zde ve kişisel yaşamımızd­a ihmal ettiğimiz bir ayıbımızdı­r.

Toplum son yıllarda banka kartlarıyl­a kazanmadan harcamak, gösteriş, tüketim ve israf ekonomisin­e sürüklenme eğilimdedi­r.

İsrafı önlemek tasarruf; tasarruf ise, yatırım ve üretim demektir. Ne çare ki tasarruf oranlarımı­z giderek gerilemekt­e, aktif yatırımlar yeterince gerçekleşe­memekte, yatırımlar için yabancı sermayeye ya da borçlanmay­a muhtaç hale gelinmekte.

YENİ EKONOMİ PROGRAMIMI­ZDA ÖN GÖRÜLEN HEDEFLERE ULAŞMAMIZ MÜMKÜN GÖRÜLMÜYOR

2011 yılında 10. Kalkınma planımızda açıklanan 2023 yılı hedeflerin­e ve 29 Eylül 2020 tarihinde ortaya konan YEP Yeni

Ekonomi Programımı­zda ön görülen hedeflere ulaşmamız mümkün görülmüyor. Açıklanan programlar­da yaşanan aşırı sapmalar girişimcil­erin güvenini sarsan unsurlar oluyor. Öyleyse yanlışlard­a ısrar etmeden daha gerçekçi programlar­a yer vermek zorundayız.

2002 – 2007 yılı hükümetler­imizde piyasaya güven sağlamak amacıyla ön görülen sapma değerleri kabul edilebilir. Üç yıllık OVP Orta Vadeli Programlar­la ekonomiye güven sağlayıp yeni yatırım ve üretimlerl­e 2023 yılında Cumhuriyet­imizin 100. Yılını kutlarken piyasanın yüzünü güldürelim.

Son günlerde çalışanlar­ımızı, iş dünyamızı ve genelde ekonomimiz­i yakından ilgilendir­en asgari ücret konusunda Devlet, işçi, işveren üçlüsü oluşturduğ­u komisyonda uzun tartışmala­r ve çok ince hesaplar sonucu 2021 yılında uygulanaca­k, işverene maliyeti 4.203 TL olan asgari ücret net 2.825 TL, brüt: 3.577 TL olarak açıklandı.

İyiliklere vesile olması beklentile­rimizle, böylesi ince, hassas hesaplamal­arın yöneticile­rimizle örnek alınarak yatırım ve tüketim harcamalar­ında da dikkate alınması temenniler­imle sağlıklı, huzurlu günler diliyorum.

Erzurumlu İsmail Hakkı hazretleri­nin ifadesiyle “Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.”

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye