E-ticarete yönelmeyenlerin geleceği tehlikede
Globalleşmeyle birlikte bütünleşmiş dünya ekosistemi içerisinde 2020 yılı başında başlayan salgın global olarak yayılarak dünyamızı kepenk indirme noktasına getirdi. Hiçbir devlet veya yönetim böyle bir salgına hazırlıklı değildi ve öncelikler farklıydı. Her birimiz zorunlu olarak aldığımız hayat ve yönetim dersleriyle önceliklerimizi yeniden belirlemeye odaklandık.
Yaşanan kriz bize yeni doğruların ne olabileceğini göstermiş oldu ve yeni dünya düzeni ile ilgili ipuçlarını verdi. Yapılan bir çalışma (McKinsey), firmalar ve tüketicilerin 2020-2025 yılları arasında yaşayacağı deneyimi
7-8 haftada yaşadığını gösterdi. Diğer bir değişle dijital yaşama gereken önemi vermeyen şirket ve kişiler zorunlu olarak internet dünyasına girmek durumunda kaldı.
Yeni döneme girerken önem kazanacak yönetimsel uygulamaları özellikle işletmeler açısından belirlemeye gayret ediyoruz, bu çalışmada yeni dünya düzeninde firmaların sürdürülebilirlikleri açısında nelere öncelik vermeleri gerektiği üzerinde durmaya gayret edildi. Çalışmayı 6 başlık altında toplayabiliriz: 1.Dijitalin önemi 2.Tedarik ve lojistik 3.Üretim yönetimi 4.Yonetim açısından müşterinin önemi 5.Yönetim açısından urun stratejileri 6.İnsan kaynakları yönetimi
Yaşanan kriz bize yeni doğruların ne olabileceğini göstermiş oldu ve yeni dünya düzeni ile ilgili ipuçlarını verdi. Yapılan bir çalışma (McKinsey), firmalar ve tüketicilerin 20202025 yılları arasında yaşayacağı deneyimi 7-8 haftada yaşadığını gösterdi. Diğer bir değişle dijital yaşama gereken önemi vermeyen şirket ve kişiler zorunlu olarak internet dünyasına girmek durumunda kaldı.
1.Yükselen Değer Dijital yaşam
Salgının ortaya çıkmaya başlaması ile birlikte işyerleri birer birer belirsiz süreliğine kapanmaya başladı ,bir süre sonra kaçınılmaz olarak imalat işletmeleri mavi yaka çalışanlar fabrikalara dönerek tekrardan çalışmak durumunda kaldılar, diğer taraftan beyaz yaka dediğimiz ofis çalışanları ne yapacaktı sorun burada başladı fakat çözüm yıllardır hazırdı: “DİJİTAL”…
EN ÖNEMLİ ÖNCELİK ÇOK İYİ BİR DİJİTAL ALTYAPI HAZIRLAMAK OLMALI
Beyaz yaka çalışanlarının bu kadar uzun süreler -09-18.00 veya daha uzun süre- ofiste olmalarının gerekli olmadığı belirtiliyordu, özellikle satış pazarlama gibi bölümler işlerini ofise gelmeden veya sadece haftanın belirli bir günü gelip işlerine devam edebileceklerdi. Satış sahada kazanılır, dijitalleşme ile birlikte zaten senelerdir ellerimizdeki mobil cihazlar yoluyla ofislerdeki her şey 7-24 kontrolümüz altındaydı.
Firmaların yeni dönemle ilgili olarak yapmaları gereken en önemli öncelikleri, çok iyi bir dijital altyapı hazırlamak; diğer bir değişle dijitale çok ciddi yatırım yapmak olmalıdır. Her ne olursa olsun dijitalleşme yeni dönemin vazgeçilmezi olacak ve işletmeler yaşamlarını devam ettirmek için teknolojiyi yakinen takip edebilecek ve işleri uzaktan yönetebilecek konuma gelmelidirler.
Özellikle saha çalışanları satış/pazarlama kurumsal iletişim başta olmak üzere finansman, muhasebe, insan kaynakları bölümleri uzaktan çalışabilecek, diğer bir değişle üretim dışı tüm departmanlar uzaktan çalışabilecek durumda olmalı.
Bu şekilde, içinde bulunduğumuz ortamda gelişen home-ofis kavramı özellikle bazı birimlerde verimlilik artışına yol açacak. Burada şöyle bir saptama yanlış olmaz; evden çalışma yöntemiyle özellikle büyük şehirlerde trafik nedeniyle kaybedilen zaman kazanılacağı için ve psikolojik rahatlama ile verimlilik artacaktır.
ÇİN’E BAĞIMLILIĞIN SÜRDÜREBİLİR ÜRETİM İÇİN NE KADAR SAKINCALI OLDUĞUNU GÖRDÜLER 2.Tedarik ve Lojistik
Yeni dönem olarak adlandırabileceğimiz süreç
dijitalleşmenin gerekliliğinin yanı sıra, gördüğümüz en önemli konulardan biri tedarik kaynaklarının mümkün oldukça çeşitlenmesi gereğidir; diğer bir değişle kesinlikle tek kaynağa bağımlı olmamalıyız. Pandemi süresince ve öncesinde tüm dünya ekonomileri üretim birimlerinin Çin’e bağımlılığın sürdürebilir üretim için ne kadar sakıncalı olduğunu gördüler. Üretim açısından tedarik kesinlikle çeşitlendirilmelidir, farklı bölgelerden tedarikçiler geliştirilmelidir.
Siyasi ve politik ilişkiler açısından da tedariğin çeşitlendirilmesi sürdürülebilir üretim açısından son derece önemlidir. Tedarikçilerin bulunduğu yerler lojistik merkezleri gibi stratejik birimler daha istikrarlı yerlerde konumlandırılmalıdır.
Lojistik konusu tekrar ön plana çıkıyor, şirketler lojistik merkezlerine teknoloji yatırımının yanı sıra coğrafi konum olarak çok önem vermelidirler. Lojistik merkezi çalışanları da üretimde olduğu gibi uzaktan çalışamayacağı için iş sağlığı ve güvenliği bu bölüm için hayati önemdedir.
MÜŞTERİ ÇEŞİTLİLİĞİNİ BÖLGESEL OLARAK DA ÖNEMSEMEMİZ GEREKİYOR 3.Üretim Yönetimi
Benzer bir konu globalleşen dünyada müşteri çeşitliliğini bölgesel olarak da önemsememiz gerektiğini gösteriyor. Dünyanın farklı bölgelerine satış yapabilecek şekilde organize olmalıyız, böylece satış risklerimizde bölgesel olarak dağıtarak herhangi bir bölgede ortaya çıkan sıkıntıyı, diğer bölgelere satışımızı artırarak hafifletebiliriz.
Alternatif satış ve tedarik kanalları geliştirmek firmaların sürdürülebilirliği açısından hayati önemdedir.
Global piyasalarda pandemi nedeniyle ortaya çıkan gelişmeler iş hayatında köklü değişikliklere ve yeni nesil iş modellerinin gelişmesine olanak sağlıyor.
Buna bağlı olarak tüketicilerin alışveriş alışkanlıklarında yeni davranış modelleri ortaya çıkmaya başladı. Ortaya çıkan gelişmelerle birlikte üretici şirketlerin veya markaların ürettikleri ürünlerin piyasada dolaşımı daha kolaylaşabiliyor. Burada üretim yönetimiyle ilgili sistem entegrasyonu verimli olabilecek şekilde kurgulanırsa üreticiler açısından stok maliyetleri minimize edilebilecek ihtiyaç simülasyonu programlarıyla entegre biçimde üretim ve dağıtım arasında koordinasyon sağlanarak ek stok maliyetlerinden kurtularak karlılık ve verimlilik arttırılabilecektir.
Pandemi süreci, piyasalardaki fiziki işlerin ve ticaretin yavaşlamasıyla birlikte ticaretin dijitale çok hızlı şekilde geçiş yapmasına neden oldu. Yeni nesil iş modeli olarak da adlandıracağımız söz konusu değişiklikle birlikte fiziki stok maliyeti, fiziki mağaza, insan gücü, manuel iş yükü gibi maliyetler elimine edilmiş oluyor.
E-TİCARETE YÖNELMEYENLERİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKLERİ TEHLİKEYE GİRECEK
Digital ortamda işlerin, zorunluluklar neticesinde, trafiğin artmasıyla birlikte işletmeler yüksek maliyetli fiziksel yatırımlar
yerine e- ticaret satış operasyon kanallarına yönelmek durumunda kaldılar. Aksi halde işletmelerin yaşamlarını pandemi sonucu ortaya çıkan zorunluluklar neticesinde internet üzerinden geliştirilecek ticari modellere yönelmeyen firmaların global rekabet ortamında geri kalacaklar ve sürdürülebilirlikleri tehlikeye girecek (Anıl 2019).
Ürün ve paranın aynı anda dolaşıma girdiği tüketici ile direkt temasın olduğu bir döneme adım atılmış oldu. Tüm işletmeler yıllardır var olan teknolojik ve özellikle digital ortama pandemi nedeniyle çok kısa sürede ve hatta birkaç haftada uyum sağlamak zorunda kaldılar. Söz konusu teknoloji ve internet çok uzun süredir hayatımızda olduğu halde verimli şekilde kullanılmıyordu.
Global ortamda ortaya çıkan insanların fiziki alışverişine ve dolaşımına gelen sağlık nedenine bağlı sınırlamalar işletmeleri ve kişileri bu yeni ortama çok kısa sürede uyum sağlamak zorunda bıraktı.
İnsanların ve özellikle tüketicilerin alışkanlıklarında değişiklikler ortaya çıkmaya başladı. İnternet üzerinden yapılan ticari faaliyetlerde trafik beklenenin çok üzerinde artış gösterdi. Oyunun kuralları öngörülemeyen hızda değişim gösterdi.
Şirketler ve markalar iş yapış biçimlerinde değişikliğe gitmek durumunda kaldılar diğer bir değişle üretimden, satışa, muhasebeden finansmana kadar, teknolojiye bağlı olarak oyunun kuralları tekrar yazılmak
durumunda kalındı.
İŞ MODELİ İNTERNET ÜZERİNDEN OLAN ŞİRKETLERİN DEĞERİ KATLANDI
Tüm yaşam online; diğer bir değişle internet üzerinde geçmeye başladı, arkadaş toplantılarından iş toplantılarına , eğitimlere kadar her şey zaten yıllardır var olan: Skype, Zoom, Teams benzeri programlar ve yazılımlar üzerinden geçmeye başladı. İş modeli internet bağlantılı web üzerinden olan Amazon, Alibaba gibi tüm şirketlerin değerleri katlandı. Bu gelişmelere bağlı olarak piyasa sınırları olmayan internet üzerinden çalışan üretici ve tüketicinin direkt karşılaştığı global ölçekte online satış kanallarına bağlandı.
Tüm bu gelişmeler yeni nesil ticaret anlayışının ortaya çıkmasına olanak sağladı, müşteri ile direkt temasa geçilmesi sonucu müşteri alışkanlıkları daha doğru yorumlanarak ve buna bağlı üretim planlaması daha seri şekilde yapılmaya başlandı, tüm bu gelişmeler hem tüketicilerin ve hem de satış tarafındaki satıcıların işini kolaylaştırdı.
Günümüz dünyasında bilgi ve iletişim teknolojilerinin internet yoluyla oluşturulduğu ve bu sayede fiziki sınırların olmadığı ekonomik ve ticari bir küresel alan ortaya çıktı. Tek ve büyük bir pazar haline gelen bu sistem içinde marka değeri milyarlarca dolara ulaşan şirketler dünya pazarında yerini aldı ve milyarlarca internet kullanıcısının sadece web ağlarını kullanarak ulaşmayı başardı.
Yeni nesil küresel şirketler elde ettikleri milyonlarca veriyi kullanarak oluşturdukları yazılımlarla reklamların ve mesajların doğru hedef kitlelere ulaşmasının da önünü açtı.
Üretim açısından bir diğer önemli konu ,imalat birimlerinde robot kullanımın arttırılması böyle bir salgın ortamında imalat kayıplarını azaltabilecektir.
İnsanların fiziki alışverişine ve dolaşımına gelen sağlık nedenine bağlı sınırlamalar işletmeleri ve kişileri bu yeni ortama çok kısa sürede uyum sağlamak zorunda bıraktı. Tüketicilerin alışkanlıklarında değişiklikler ortaya çıkmaya başladı. İnternet üzerinden yapılan ticari faaliyetlerde trafik beklenenin çok üzerinde artış gösterdi. Oyunun kuralları öngörülemeyen hızda değişim gösterdi.
ÜRETİM ODAKLILIKTAN MÜŞTERİ ODAKLI ÜRETİM PLANLAMASINA GEÇİŞ ÖNCELİĞİ 4.Yönetim Açısından Müşterinin Önemi
Pandemi döneminin ortaya çıkardığı bir gerçek üretim odaklılıktan müşteri odaklı üretim planlamasına geçiş önceliğidir. Piyasaların sıkıntılı olduğu dönemlerde öncelik mevcut müşterinin korunması ve yeni müşteri fırsatlarının değerlendirilmesi şeklinde olmalı.
Müşterinin, bir işletmeden satın aldığı ürün ya da hizmet ile oluşan memnuniyet ve bu memnuniyetin güvene dönüşmesi sonucunda müşteride yeniden satın alma davranışı gözleniyor.
Yeniden satın almanın gerçekleşmesi davranışsal sadakati ortaya çıkarıyor. Müşterinin aldığı ürün ya da hizmetin kendisi için en iyisi olduğuna karar vermesi zihinsel sadakati oluşturuyor. Bu sadakat aşamasından sonra ürünlerini kullandığı ya da hizmetlerinden faydalandığı işletmenin kendisiyle kurduğu olumlu bağ ise tüketicilerde müşteri sadakatini ortaya çıkarıyor (Yurdakul2015).
Müşterilerin sınırlı sayıda olduğu bu çağda şirketler, müşterilerinin ve müşteri adaylarının adlarını ve onlar hakkında elde edebilecekleri olabildiğince çok bilgiyi elde etmek zorundalar. Zengin bir müşteri veri tabanı, şirkete kuvvetli bir rekabet üstünlüğü sağlar. Şirket çeşitli grupları ve bireyleri araştırıp onların belirli bir teklife tepki verme olasılığını hesaplayabilir (Kotler 2009).
Bir müşteri veri tabanına sahip işletme, üretimden, pazarlamaya işletmenin her biriminde yapacağı planlamalarında daha sağlıklı öngörüde bulunup yüksek hedefler koyabilir. tüketicilere ışık hızında ulaşılıyor. İnstagram başta olmak üzere sosyal medya anlık olarak izlenerek marka müşteri algısında sürekli yer
alıyor.
2000).
Tüketicilerin uluslararası alanda satılan bir ürünü alırken sadece ürünün görünümüne ve fiziksel özelliklerine değil, hangi ülkede üretildiği konusuna önem verdiği dikkat çekmektedir. Buradan hareketle ürünün sadece kendi markası ve kalitesinin yanı sıra üretildiği ülkede ve uluslararası piyasalarda ürün konusunda marka olabilmelidir. Firmaların uygulayabilecekleri uluslararası ürün stratejileri beş ana karardan oluşur, ürünün durumuna göre firmalar farklı stratejiler geliştirebilirler.
a- Aynı ürün - aynı iletişim: Global standardizasyon
Birçok firma ve ürün için uygulanabilecek en basit ürün stratejisidir. Yerel pazardaki ürün ve tanıtım aynen birçok ülkede uygulanacağından maliyet avantajından ötürü en karlı ürün pazarlama stratejisidir(Keegan ve Green 2005).
Üründe ve tanıtımda değişiklik ciddi maliyet unsuru olacağından söz konusu stratejide bu gibi maliyetler olmayacağı ve büyük pazar imkanlarından üretim ve satış miktarı global boyutta artacağından azalan maliyetler prensibine bağlı olarak karlılık ciddi biçimde yükselmektedir.
Söz konusu strateji daha çok sanayi ürünlerinde uygulanabiliyor. Bu tür ürünler son tüketiciye direkt olarak yönelmediğinden daha çok yardımcı malzeme gibi üretimde kullanılan ürünler olduğundan üründe ve tanıtımda değişiklik gerektiren kültürel faktörlerden etkilenmiyor.
b. Aynı ürün - Farklılaşmış iletişim
Bir ürün diş pazarlarda tüketicilerin farklı ihtiyaç ve isteklerini karşılıyorsa buradaki kalite ve değer anlayışı farklı konumlandırılarak, üründe herhangi bir değişiklik yapmadan sadece iletişimde farklılaşmaya gidilmektedir. Üründe herhangi bir değişiklik olmayacağından sadece tanıtım ve reklam faaliyetlerinde farklılığa gidileceğinden önceki sisteme kıyasla nispi maliyet tasarrufundan söz edilebilir.
Burada dikkat çekmemiz gereken konu tüketicide ürünün orijinaliyle ilgili bir değişiklik talebinin söz konusu olmamasıdır, ürünü alanlar aynı ürünü farklı amaçlarla kullandığından burada tanıtım karması söz konusu talep ve kullanıma bağlı olarak değiştirilecektir. Tanıtımda değişiklik orijinal tanıtım kampanyasından farklı olacağından ek bir maliyet yükü oluşacaktır.
c. Farklılaşmış Ürün-Aynı Tanıtım
Ürün diş pazarda aynı ihtiyacı karşılamakla birlikte kullanım koşullarında farklılık gösterebiliyor. Diğer bir değişle ürün diş pazarda yerel kullanım alışkanlık ve şekillerine uyarlanarak üründe küçük farklılıklara gidilmekle birlikte global boyutta standart -aynı tanıtım kullanılacaktır.
Özellikle moda endüstrisinde bu durum karşımıza çıkmakta, moda markaları farklı ülkeler için farklı tasarım ve kalıplar kullanabilmektedir.
d. Farklı Ürün-Farklı Tanıtım
Bir ürün diş pazarlarda hem farklı bir ihtiyacı karşılıyor hem de farklı şekillerde ve koşullarda kullanılıyorsa üründe ve tanıtımda farklılık yapma ihtiyacı ortaya çıkmaktadır (Karafakioğlu 2000). Söz konusu strateji öncekilere göre hem üründe hem de tanıtımda uyarlama gerektireceğinden daha maliyetli olacaktır, burada ikili piyasa koşullarına uygun olarak geliştirilecek pazarlama karmasından ötürü ikili uyarlama -dual adaptasyon- söz konusudur (Keegan,2005).
e. Yeni Ürün-Yeni Tanıtım
Günümüz dünyasında zaman zaman yerel pazar için üretilmiş bir ürünün çevresel, ekonomik ve demografik nedenler gibi birçok faktöre bağlı
Yeni dönemde digital yönetim tüm unsurları ile yerini aldı. Artık müşterinin düşünceleri okunuyor. Mobil cihazlarla tüketicilere ışık hızında ulaşılıyor. İnstagram başta olmak üzere sosyal medya anlık olarak izlenerek marka, müşteri algısında sürekli yer alıyor. Şirketler yönetimde küyerelleşmeye doğru ilerlerken tüketicilerin de beklentileri teknolojik gelişmelere bağlı olarak değişiyor.
olarak diş pazar koşullarına uygun olarak değiştirilmesinin mümkün olmadığı durumlarla karşılaşılabilir böylece tamamen yeni bir ürün geliştirilmesi ihtiyacı ortaya çıkmaktadır.
BELİRLİ ZAMANLARDA FİZİKİ TOPLANTI İLE ÇALIŞANLARIN YÖNETİCİLERİYLE BİR ARAYA GELMELERİ GEREKİYOR
gelmelerini sağlamaları gerekmektedir. Diğer bir değişle dijital ortamın yanı sıra gerektiğinde fiziki çalışmasında yapılabileceği bir hibrit model uygulanmalıdır.
İnsan kaynakları departmanının üzerinde önemle durması gereken bir diğer konu iş sağlığı ve güvenliğidir. Pandemi süreci çalışanların sağlığının herseyin başında geldiğini göstermiş olmasıdır bu nedenle işletmeler sağlık ve çalışma yerinin hijyeni konusunda gerekli yatırım
ve kontrollere mutlaka kaynak ayırtmalıdırlar.